Medya patronlarına düzenleme çağrısı! Kiminle konuşsam aynı dert: ‘Maaşların azlığı’

Ankara basınının "Cezmi Abisi", usta gazeteci Cezmi Mesut Sayılgan, yeni köşe yazısında sektör çalışanlarının maaş ve eğitim sıkıntılarını ele aldı.

CEZMİ ABİ cezmiabi@medyaradar.com

Değerli dostlarım, sevgili kardeşlerim;

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da bir organizasyona katıldım ve burada bir grup gazeteci emekçi dostumla sohbet etme imkânı buldum. Konu döndü dolaştı maaşlara geldi.

Kiminle konuşsam aynı dert: ‘Maaşların azlığı.’

“Cezmi Abi biliyoruz yazıyorsun ama yıl sonu, zam ayı lütfen tekrar kaleme al. Bizim artık dayanacak gücümüz kalmadı. Enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında maaşlarımız kuşa döndü” dediler.

Bugün aynı sitemi Ankara’da bir araya geldiğimiz dostlardan da duydum. Hatta buradaki arkadaşlarım çok ilginç bir noktaya işaret etti. Çok önemli bir medya grubunun Ankara ofisinden üst üste istifalar olmuş. Her ayrılan, başka bir sektörde daha iyi maaşla iş bulmuş. Bunun üzerine grubun bir yöneticisi İstanbul yönetimine isyanını dile getirmiş. “Ayrılanların yerine siz adam bulun da alın. Ben bu paralara çalışacak kimseyi bulamıyorum” demiş.

Şaka gibi ama maalesef gerçek.

Bir dönemin gözde mesleği, işe girebilmek için insanların kapısında kuyruk olduğu medya sektörü, artık düşük maaşlar nedeniyle çalıştıracak eleman bulmakta bile zorlanıyor.

Sevgili medya patronları, CEO’lar, Genel Yayın Yönetmenleri;

Sizler sıcacık ofislerinizde rahat koltuklarınızda savaşta, selde, depremde bu arkadaşların yaptıkları canlı yayınları izlerken hiç mi vicdanınız sızlamıyor?

İzlediğiniz, kendi kurumunuzda çalışan muhabirin, o görüntüyü çeken kameraman arkadaşımızın, yayını size ulaştıran reji ekibinin kaçının adını biliyorsunuz acaba?

Hiç merak edip de “Yahu bu adamlar ne yer ne içer? Çoluğu çocuğu var mı acaba? Bir derdi sıkıntısı var mıdır?” diye düşündünüz mü?

Bu insanlar ev geçindiriyor, çocuk okutuyor, kira ödüyor. Ankara’da ortalama kameraman maaşı 20 Bin TL bandında. Hatta 17-18 Bin TL bandında maaş alan birçok kameraman arkadaşımız var.

Hadi olsun da muhabir maaşları da bu rakamlardan 2 bin TL fazla olsun.

Bu maaş skalasıyla nasıl geçinsin bu insanlar?

Dikkat edin; sinemaya/konsere gitmek, dışarıda yemek yemek, hafta sonları kaçamak yapıp bir tatil beldesinde vakit geçirmekten bahsetmiyorum.

Sadece ve sadece insan gibi yaşayabilmekten bahsediyorum.

Reklama geldi mi üst perdeden konuşmak kolay.

“Geçtiğimiz ay da en fazla biz izlendik, reklam gelirimizi son çeyrekte yüzde 120 artırdık…”

E peki çalışanlarınıza bu başarının bir faydası var mı?

Aynı sıkıntı artık neredeyse ‘numunelik’ kalan yazılı basınımızda, foto muhabirlerinde ve muhabirlerde de söz konusu.

Yazın yatlarda, kışın dağlarda kayakta keyfinize bakıyorsunuz.

Tabii ki bakacaksınız, siz de insansınız ve sizin de ailelerinizle birlikte vakit geçirme, tatil yapma hakkınız var.

Ama lütfen emekçilerin durumunu unutmayın.

Ve çözüm için, onların da hayattan zevk almasına vesile olabilmek için bir şeyler yapın.

Bu şeylerden ilki de maaşlarda yapılacak düzenleme olsun lütfen…

Gerçekten durum vahim. Stajyer almıyorsunuz her yıl yüzlerce iletişim mezunu kardeşim sektöre giremiyor. Yapmayın etmeyin. Biliyorum ki Medya dünyasını amiral Haber sitesi RADAR ‘I takip ediyorsunuz ve iki satır okuyup elinizi vicdanınıza koyun.

ANADOLU AJANSI’NI ÖRNEK ALIN

İnsanlar tüm haberleri olduğu gibi, savaşları, doğal afetleri ve diğer toplumsal olayları da habercilerin kaleminden okuyor, foto muhabirleri ve kameramanların gözleriyle görüyor.

Haberciler tüm bu haber ve görüntüleri en zor şartlarda, canları pahasına hazırlamak zorunda kalıyor.

Bugüne kadar dünyada bu tür haberleri yaparken rehin alınan, yaralanan ya da hayatını kaybeden birçok haberci oldu.

Bu nedenle böylesi görevlere gönderilecek habercilerin, her şeyden önce bu tür ortamlarda hayatta kalmayı öğrenmeleri gerekiyor.

Fakat maalesef medya çalışanlarının çoğu savaş ortamlarında nasıl hayatta kalacağını ve ne şekilde davranacağını bilmiyor.

Anadolu Ajansı işte tam da bu noktada son derece önemli bir açığı tek başına kapatıyor.

Muhabir, kameraman ve foto muhabirlerine ‘Savaş Muhabirliği Eğitimi’ veriyor.

Eğitim boyunca uzmanlar tarafından meslektaşlarımıza; habercilikten kişisel güvenliğe, savaş hukukundan ilk yardıma, ileri sürüş tekniklerinden suda hayatta kalmaya, kimyasal ve biyolojik saldırılardan olağanüstü durumlarda medya yönetimine kadar 26 ayrı ders veriliyor.

Eğitim 12 gün sürüyor.

Program, 62 saati pratik olmak üzere toplam 108 saat olarak uygulanıyor.

Meslektaşlarım adına Anadolu Ajansı Genel Müdürü Sayın Serdar Karagöz’e canı yürekten teşekkür ediyorum.

Peki diğer kurumlarda durum ne?

“Hazırlan Gazze’ye gidiyorsun.. Hazırlan depreme gidiyorsun.. Hazırlan sel oldu.. Hazırlan hazırlan hazırlan…”

Eğitim yok, kurs yok, bilgilendirme yok, kişisel güvenlik önlemleri için personeline yardımcı olmak yok.

Üstüne üstlük verilen maaşlar da artık neredeyse asgari ücretin bir tık üstü.

TEŞEKKÜRLER SAYIN BAKAN

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Haber Kameramanları Derneği Başkanı Aytekin Polatel ve Foto Muhabirleri Derneği Başkanı Rıza Özel ile Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Abdulkadir Uraloğlu’nu ziyaret ettik.

Ziyarette Sayın Bakan’a, Gazze’de görev yapan haberci arkadaşlarımızın yaşadığı iletişim sorunları iletildi.

Sayın Bakan hiç gecikmeden gerekli talimatları verdi.

Sonuçta bölgede bulunan basın mensuplarına tüm GSM operatörlerinden ücretsiz internet ve haberleşme imkânı sağlandı.

Sayın Bakan’a ve Bakan Bey’e bu sorunu aksettiren değerli meslektaşlarıma tüm sektör çalışanları adına teşekkür ederim.

Bu konudaki katkılarından dolayı değerli meslektaşım, Bakanlık Basın Müşaviri Osman Bekar kardeşime de şükranlarımı sunuyorum.

Bu arada bu görüşmeye ilişkin bir de not iletmem gerek;

Sayın Ulaştırma Bakanı’na, sarı basın kartı taşıyan meslektaşlarımızın Türk Hava Yolları ve TCDD’den, geçmişte olduğu gibi yine indirimli faydalanması talebi de dile getirildi.

Sayın Bakan konunun takipçisi olacağını ifade etti.

Tüm arkadaşlarımızın bilgisine.

Umarım bir katkı sağlamış olurum

Cezmi Abiniz...

Tüm yazılarını göster