MEDYA ELEŞTİRMENİ RAGIP DURAN, SUNUCULARI DEĞERLENDİRDİ!..TV SUNUCULARININ KARNESİ NASIL?..DURAN HANGİ SUNUCU İÇİN "SABIKALI" İFADESİNİ KULLANDI?..

Türkiye'de TV haber bültenlerinde sunucuların habere kattığı yorumlar ve yaptığı gaflar skandala dönüşüyor. Gazeteci Ragıp Duran o sunuculara bakın nasıl ayar çekti.

Ergenekon Operasyonu medyayı ikiye böldü. Özellikle TV kanallarındaki haber bültenlerinde operasyonla ilgili yapılan değerlendirmeler kamuoyunun bir hayli tepkisini çekiyor.

Türkiye Cumhuriyeti´nin en büyük davası olarak değerlendirilen Ergenekon Operasyonu´nda yapılan gözaltılar sonrası haber bültenlerinde soruşturmayı baltalamaya ve sulandırmaya çalışan bir takım haber - yorumlar da göze çarpıyor.

Son operasyondaki gözaltıların ardından NTV spikerinin "karanlık gün" gafı... SKYTÜRK´te Saynur Tezel´in Ergenekon Operasyonu´nda gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan Erol Mütercim´le yaptığı görüşme sonrası "haberleri görünce çok sinirlendim, küfrettim" demesi... Son olarak da operasyonu sulandırmaya yönelik Star TV "enkırmen"i Uğur Dündar´ın spor yorumcusu "Erman Toroğlu" na eski Genelkurmay Başkan´ı Hilmi Özkök´ün Ergenekon Operasyonu´na ışık tutacak açıklamalarını yorumlatması" örneklerden bir kaçı...

Medyadaki bu bölünmüşlük ve etik dışı haberciliği değerlendirmesi için, "medya ve etik" üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi´nde de ders veren Ragıp Duran´la konuştuk. Türkiye´deki haber sunucularının halkını cahil sandığını öne süren Duran, ekranda küfreden sunucu Saynur Tezel için de "o zaten sabıkalı" ifadesini kullandı. İşte Duran´dan Türkiye´deki haber sunucularına sert eleştiriler...

"HEPİMİZ TARAFIZ"

Habercilikte 'taraf' olmanın sınırları olsa gerek. Sizce bu sınırlar nasıl çizilmeli?
Gazetecilik/habercilik, zaten baştan itibaren bir tercih mesleği olduğu için, kaçınılmaz olarak her olayda, her haberde taraf olmayı gerektirir. Tarafsızlık isteseniz de benimseyemeyeceğiniz bir tutum. Çünkü elinize kalemi aldığınızda, klavyenin karşısına geçtiğinizde, ya da vizörden bakarken deklanşöre bastığınızda çok açık bir şekilde tarafsınız, bir taraftan yanasınız. Burada mühim olan hangi saftan yana olduğunuz. Gazeteciliğin/haberciliğin taraf olması gereken konumlar bellidir: Kamu çıkarı, barış, düşünce-ifade-basın özgürlüğü, İnsan Hakları....Bunlar siyasi-ideolojik kriterler. Mesleki ve teknik açıdan baktığımızda ise gazeteci/muhabir/yazar mesleğini uygularken gerçeğin tarafını tutmalı. Gerçeğe mümkün olduğu kadar yaklaşmalı. Haberin taraflarına eşit uzaklıkta durarak hem mesleki-teknik hem de siyasal-ideolojik doğru tutumla, iyi ve doğru gazetecilik yapılabilir. Bunu Türkiye'de ve dünyanın diğer bölgelerinde yapanlar, yapmaya çalışanlar var

'Tarafsız habercilik'ten bahsetmek mümkün mü peki sizce; genelde dünyada, özelde Türkiye için?

Türkiye'de ya da başka bir ülkede tarafsız kalmak, hiç bir şey yapmasanız bile mümkün değildir. Tarafsız olduğunu iddia edenin bu iddiası yanlıştır. Taraf olmanın bilinçli bilinçsiz, kasıtlı kasıtsız binbir yanı ve yönü vardır. Üstelik her haber, her köşe yazısı, her karikatür, her röportaj.... sonuç olarak her yazı belli bir amaca hizmet etmek için yayınlanır, bu nedenle de tarafsız değildir.

"TÜRKİYE´DEKİ HABER SUNUCULARI YURTTAŞINI CAHİL SANIYOR"

Mimikleriyle bile yönlendirici etkisi olabilen spikerler, sundukları bir habere yorum katıp katmama noktasında ikilem yaşayabiliyor. Toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren savaş, cinayet veya suikast haberlerini, terör olaylarını sunarken duygularını belli etmekle, siyasi görüşünü belli etmek arasında fark olsa gerek. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?