Medya devinden şok itiraf; Google'ın gücünden korkuyorum!
200 kadar gazete ve derginin yayıncısı, televizyon, radyo ve internet siteleri var ama...
Avrupa'nın en büyük medya ve yayıncılık şirketlerinden biri olan Axel Springer, büyük Alman gazetelerinden birinde yayınlanan mektubunda internet devi Google'ı sert bir şekilde eleştirdi.Axel Springer'in İcra Kurulu Başkanı Mathias Dopfner, Google'a 'tekellerin ömrü uzun olmaz' dedi.
Dopfner, Google'ın patronu Eric Schmidt'e hitaben yazdığı mektubunda, Google'ın tekelcilik karşıtı yasaların ve mahremiyet hukukunun kendisine işlemediği bir üst devlet kurmaya çalışıp çalışmadığını sordu.
Dopfner, şirketinin Google'dan ve gücünden korktuğunu söyledi. Google henüz mektuba yanıt vermedi.
Axel Springer Alman gazeteleri Die Welt ve Bild'in de aralarında olduğu 200 kadar gazete ve derginin yayıncısı. Ayrıca şirketin internet yayıncılığında, televizyon ve radyo mecralarında da dikkate değer bir varlığı var.
Frankfurter Allgemeine Zeitung'da yayımlanan mektup aslında Google'ın patronu Eric Schmidt tarafından yayınlanan bir köşe yazısına cevap.
Schmidt'in yazısı Axel Springer ile Google arasındaki reklam ilişkisine dairdi. Schmidt köşesinde bu ilişkinin zaman zaman ne kadar zorlu olabildiğini, ancak iki şirketin sonunda anlaşma imzalayabildiğini anlatıyordu.
"GOOGLE'DAN BAŞKA SEÇENEK YOK"
Dopfner bu köşeye cevap olarak, iki şirket arasındaki pazarlama ilişkisinden memnun olduğunu ve Google'in girişimcilik başarısını kabul etse de, şirketinin Google ile ilişki içinde olmaktan başka pek de bir seçeneği olmadığını söylüyor. Dopfner'e göre bunun sebebi "İnternette erişilebilirliğimizi artırmak için başka bir arama motoru bilmiyor olmak".
Axel Springer'ın kârının yüzde 62'sini digital faaliyetten sağladığını söyleyen Dopfner internetin harika bir fırsat olduğunu, ancak Google'in internette oynadığı rolün kendisini endişelendirdiğini söylüyor.
Dopfner, Google ile Avrupa Komisyonu arasında uzun süredir devam eden bir anlaşmazlığa da dikkat çekiyor. Anlaşmazlık arama devinin arama sonuçları içerisinde kendi ürünlerine avantaj sağladığı suçlamalarıyla ilgili.
Dopfner iki taraf arasındaki anlaşmaya karşılıklı olarak ödün verilerek varılmadığını, aksine Komisyon'nun "daha az onurlu çevrelerde haraca bağlama olarak adlandırılabilecek bir iş modelini onayladığını" söylüyor. Dopfner anlaşmanın Google'in arama sonuçlarında rakiplerine ayrımcılık yapmasına halen izin verdiğini söylüyor.
O dönemde Google arama sonuçlarının nasıl sıralanacağına dair önerilerinin adil ve geniş bir kesime ulaşmayı sağlayan öneriler olduğunu söylüyordu.
Dopfner mektubunda Google gibi teknoloji şirketlerinin gücünün insanların farkında olduğunun çok ötesinde olduğunu söylüyor:
GOOGLE BİR VİRÜS GİBİ
"Biyolojik virüsler haricinde, bu teknoloji platformları kadar hızlı, etkili ve agresif şekilde yayılan herhangi birşey yok ve bu, bu platformların yaratıcılarına, sahiplerine ve kullancılarına yeni güçler sağlıyor."
Dopfner arama motoru devini Alman posta ve telekom servislerini işleten devlet tekellerine benzeterek şöyle devam ediyor:
"Bugün küresel bir ağ tekeli var. Bu nedenle Google'ın arama sonuçlarında şeffaf ve adil kriterlerin olması son derece önemli."
FACEBOOK DA HEDEFTE
Dopfner'in yorumları sadece Google ile sınırlı değil. Sosyal paylaşım sitesi Facebook'un sahibi de eleştirilerden nasibini alıyor.
Dopfner birileri Facebook'un sahibi Mark Zuckerberg'e şirketinin kullanıcı verilerini ve mahremiyetini nasıl koruduğunu sorduğunda, kendisinin de aynı konferansta olduğunu söyledi ve şu görüşleri dile getirdi:
"Zuckerberg 'Sorunuzu anlamadım' dedi. 'Saklayacak birşeyi olmayanların korkacak birşeyi de olmaz.'"
Dopfner şöyle devam etti:
"Bu cümle hakkında tekrar tekrar düşünmek zorunda kaldım. Korkunç. Bunun kastedilmediğini biliyorum. Bu tür bir zihniyet liberal toplumlarda değil totaliter rejimlerde olur. Böylesi bir cümle aynı zamanda Stasi'nin ya da başka bir istihbarat servisinin ya da bir diktatörlüğün başı tarafından da söylenebilir."
Okları Google'ın kurucusu Larry Page'e çeviren Dopfner şunları söyledi: "Kendisi mahremiyet hukukunun olmadığı ve demokratik hesap verebilirliğin işlemediği bir yer hayal ediyor."
Page'in daha önce şirketinin geliştirmek istediği bazı fikirleri yasa dışı oldukları için geliştiremediğin söylediğini hatırlatan Dopfner "Bu Google'ın tekel karşıtı ve mahremiyet yasalarının çıkardığı zorlukların olmadığı yasal bir boşlukta hareket etmeyi planladığını mı gösteriyor? Bir tür üst devlet içinde?" dedi.
Dopfner mektubunu Google'a ekonomi tarihinde tekellerin çok uzun ömürlü olmadığını hatırlatarak bitirdi.
Dopfner, Google'ın patronu Eric Schmidt'e hitaben yazdığı mektubunda, Google'ın tekelcilik karşıtı yasaların ve mahremiyet hukukunun kendisine işlemediği bir üst devlet kurmaya çalışıp çalışmadığını sordu.
Dopfner, şirketinin Google'dan ve gücünden korktuğunu söyledi. Google henüz mektuba yanıt vermedi.
Axel Springer Alman gazeteleri Die Welt ve Bild'in de aralarında olduğu 200 kadar gazete ve derginin yayıncısı. Ayrıca şirketin internet yayıncılığında, televizyon ve radyo mecralarında da dikkate değer bir varlığı var.
Frankfurter Allgemeine Zeitung'da yayımlanan mektup aslında Google'ın patronu Eric Schmidt tarafından yayınlanan bir köşe yazısına cevap.
Schmidt'in yazısı Axel Springer ile Google arasındaki reklam ilişkisine dairdi. Schmidt köşesinde bu ilişkinin zaman zaman ne kadar zorlu olabildiğini, ancak iki şirketin sonunda anlaşma imzalayabildiğini anlatıyordu.
"GOOGLE'DAN BAŞKA SEÇENEK YOK"
Dopfner bu köşeye cevap olarak, iki şirket arasındaki pazarlama ilişkisinden memnun olduğunu ve Google'in girişimcilik başarısını kabul etse de, şirketinin Google ile ilişki içinde olmaktan başka pek de bir seçeneği olmadığını söylüyor. Dopfner'e göre bunun sebebi "İnternette erişilebilirliğimizi artırmak için başka bir arama motoru bilmiyor olmak".
Axel Springer'ın kârının yüzde 62'sini digital faaliyetten sağladığını söyleyen Dopfner internetin harika bir fırsat olduğunu, ancak Google'in internette oynadığı rolün kendisini endişelendirdiğini söylüyor.
Dopfner, Google ile Avrupa Komisyonu arasında uzun süredir devam eden bir anlaşmazlığa da dikkat çekiyor. Anlaşmazlık arama devinin arama sonuçları içerisinde kendi ürünlerine avantaj sağladığı suçlamalarıyla ilgili.
Dopfner iki taraf arasındaki anlaşmaya karşılıklı olarak ödün verilerek varılmadığını, aksine Komisyon'nun "daha az onurlu çevrelerde haraca bağlama olarak adlandırılabilecek bir iş modelini onayladığını" söylüyor. Dopfner anlaşmanın Google'in arama sonuçlarında rakiplerine ayrımcılık yapmasına halen izin verdiğini söylüyor.
O dönemde Google arama sonuçlarının nasıl sıralanacağına dair önerilerinin adil ve geniş bir kesime ulaşmayı sağlayan öneriler olduğunu söylüyordu.
Dopfner mektubunda Google gibi teknoloji şirketlerinin gücünün insanların farkında olduğunun çok ötesinde olduğunu söylüyor:
GOOGLE BİR VİRÜS GİBİ
"Biyolojik virüsler haricinde, bu teknoloji platformları kadar hızlı, etkili ve agresif şekilde yayılan herhangi birşey yok ve bu, bu platformların yaratıcılarına, sahiplerine ve kullancılarına yeni güçler sağlıyor."
Dopfner arama motoru devini Alman posta ve telekom servislerini işleten devlet tekellerine benzeterek şöyle devam ediyor:
"Bugün küresel bir ağ tekeli var. Bu nedenle Google'ın arama sonuçlarında şeffaf ve adil kriterlerin olması son derece önemli."
FACEBOOK DA HEDEFTE
Dopfner'in yorumları sadece Google ile sınırlı değil. Sosyal paylaşım sitesi Facebook'un sahibi de eleştirilerden nasibini alıyor.
Dopfner birileri Facebook'un sahibi Mark Zuckerberg'e şirketinin kullanıcı verilerini ve mahremiyetini nasıl koruduğunu sorduğunda, kendisinin de aynı konferansta olduğunu söyledi ve şu görüşleri dile getirdi:
"Zuckerberg 'Sorunuzu anlamadım' dedi. 'Saklayacak birşeyi olmayanların korkacak birşeyi de olmaz.'"
Dopfner şöyle devam etti:
"Bu cümle hakkında tekrar tekrar düşünmek zorunda kaldım. Korkunç. Bunun kastedilmediğini biliyorum. Bu tür bir zihniyet liberal toplumlarda değil totaliter rejimlerde olur. Böylesi bir cümle aynı zamanda Stasi'nin ya da başka bir istihbarat servisinin ya da bir diktatörlüğün başı tarafından da söylenebilir."
Okları Google'ın kurucusu Larry Page'e çeviren Dopfner şunları söyledi: "Kendisi mahremiyet hukukunun olmadığı ve demokratik hesap verebilirliğin işlemediği bir yer hayal ediyor."
Page'in daha önce şirketinin geliştirmek istediği bazı fikirleri yasa dışı oldukları için geliştiremediğin söylediğini hatırlatan Dopfner "Bu Google'ın tekel karşıtı ve mahremiyet yasalarının çıkardığı zorlukların olmadığı yasal bir boşlukta hareket etmeyi planladığını mı gösteriyor? Bir tür üst devlet içinde?" dedi.
Dopfner mektubunu Google'a ekonomi tarihinde tekellerin çok uzun ömürlü olmadığını hatırlatarak bitirdi.