''MEDYA ÇOKSESLİLİĞİNİ KAYBETTİ!'' + 1'İN MERAK EDİLEN PATRONU YENİ KANALINI ANLATTI!

Yayına başlayan artı bir TV Yönetim Kurulu Başkanı Altan Ertürk televizyonun yayın politikasını Mediacat dergisine anlattı.

+1 TV’yi ‘haberleriyle öne çıkan eğlence kanalı’ olarak tanımlayan kanalın yönetim kurulu başkanı Altan Ertürk’ün MediaCat’in Mayıs sayısında yer alan röportajdan bazı başlıklar şöyle:

TÜSES ve Simtel’de hâlâ aktif olarak görev alıyorsunuz. Medyaya yatırım yapma fikri nasıl ortaya çıktı?

Medya çoksesliliğini kaybetti. Şu anda medya sektöründe böyle bir boşluk olduğunu ve bu sektörde yapılacak doğru bir yatırımın ekonomik olarak bir karşılık bulacağını gördüğüm için bu işe girdim. Medyanın içinde bulunduğu durumdan ne medyayı izleyenler ne de medya mensupları memnun. Herkes eleştiride bulunuyor ama bunun düzelmesi için ortaya hiç kimse bir şey koyabilmiş değil. Biz biraz da bu iddiayla yola çıktık. Bu proje, profesyonel arkadaşlarımızın geliştirdiği, uzun zamandan beri takip ettiği ve hayata geçirmek için çaba sarf ettiği bir projeydi. Ben de bu projeye inandım ve hayata geçmesini sağladım.

+1 TV ile nasıl bir farklılık ortaya koymayı planlıyorsunuz?

Günümüzde televizyonda yapılan şeyler, insanların düşüncelerine rağmen yapılıyor, her şey mekanik. Programlar reyting kaygısıyla yapılıyor ve bu ortak kaygıyla yapılan programlar televizyonların birbirine benzemesine sebep oluyor. Bizim düşüncemizse ‘reyting bir amaç değil, sonuç olmalı’. Amaç, programın kalitesinden taviz vermeden bir şeyler yapmak olmalı. Biz reyting amaçlı program yapmayacağız. İnsanları ekrana taşıyacağız, insanların düşüncelerine önem vereceğiz. Yoğun bir biçimde focus grup çalışmaları yapıyoruz. Çalışmalarımızı oradan aldığımız geribildirimlerle hayata geçiriyoruz. Bütün bunları bir potada eritip, analiz edip ona göre bir şeyler üretmek lazım. Biz bunun için çaba sarf ediyoruz. Hem televizyonda, hem de web tabanlı programlar aracılığıyla sosyal medyada çalışmalar yapacağız. Bazı programları tamamen web üzerinden yapacağız. Ayrıca televizyonda yaptığımız programların web’e uyumlu hali olanları olacak.

Özetle televizyonculuk anlayışına yeni bir şeyler getirmek istiyoruz. İnsanların güveninin azalmış olması da bizim ortaya çıkışımızda önemli bir faktör. Haberler başta olmak üzere yayıncılığa karşı bir güvensizlik var. ‘Batılı anlamda çağdaş yayıncılık nasıl yapılır, evrensel basın yayın ilkeleri çerçevesinde yayın nasıl yapılır’ sorularını referans alıyoruz. Hem eğlence programlarımızda hem haber programlarımızda bunları önemsiyoruz. Bazılarının bizim üzerimize yüklediği gibi siyasi bir misyonumuz yok ama toplumsal bir misyonu var bu kanalın. Sektör içerisinde bir misyonu var. O misyon da ana akım medyada boşalan yeri doldurmak.

Ne tür bir içerik sunacaksınız?

Sadece bir haber kanalı değiliz. Haberleriyle öne çıkan bir eğlence kanalıyız. Ancak bütün eğlence programlarımız birbirinden iddialı. Formatlarımız ve ekran yüzlerimiz de öyle. Kadına ve gençliğe yönelik içeriklerimiz de var. Tartışma programlarının en iyisini sunacağız. Bilgiye, bilime inanan; çatışmayı değil, uzlaşma kültürünü topluma vermeye çalışan programlar yapacağız. İnsanlar en kaliteli, entelektüel seviyesi en yüksek tartışma programlarını burada izleyecek.

Ana akım medya tarafından muhalif görüşleri nedeniyle dışarıda bırakılan isimleri buluşturan bir kanaldan bahsediyoruz. Sizi bu kanalı kurmaya iten, medyadaki muhalif sesin eksikliği miydi?

Kesinlikle hayır. Muhalefet amaçlı kurulan bir kanal değiliz. Bu ticari olarak başarılı olacağına inandığımız bir proje. Evrensel basın yayın ilişkileri çerçevesinde, tarafsız ve ilkeli yayıncılığı amaç edinen bir proje. Bazı muhalif isimlerin ya da öyle adlandırılan bazı isimlerin kanalda bulunması aslında konjonktürel olarak bizim avantajımız. Bu insanların hiçbiri gazetecilik ya da televizyonculuk mesleklerini kötü yaptıkları için işsiz kalmadılar. Konjonktürel olarak maalesef işsiz kaldılar. Bu insanların işsiz kalmalarını gerektirecek bir durum yoktu. İşlerini iyi yapıyorlardı ve burada da bunu gösterecekler. Fakat medyada durumdan vazife çıkartan, ‘bu insanlara iş vermezsek iktidara daha sevimli görünürüz’ diyecek olan yöneticiler, patronlar olabilir. Bu yüzden işsiz kalma konusunda yalnızca iktidar baskısını göstermek yanlış olur. Ben bu noktada kabahatin çoğunu medyada, medya yönetici ve patronlarında buluyorum. Biz burada ‘doğru yayıncılık nasıl yapılır’ bunu göstereceğiz. Türkiye’nin ve hatta iktidarın böyle bir şeye ihtiyacı var. İnsanların doğru habere ulaşma hakkını, medyanın doğru haber verme özgürlüğünü kullanarak sağlayabilirsiniz.