"MALİ'DE MAL KALMADI VERECEK KADIN KALMADI EVLENECEK!.."

Reha Muhtar, Quantum'cu bir arkadaşıyla yaptığı konuşmadan ne denli etkilendiğini anlattı ve lafı Mehmet Ali Erbil'e getirdi.

Gidiyorum... Şimdi gidiyorum...

Adonis Vardis, "gidiyorum" anlamına gelen "Fevgo" şarkısını bestelediğinde, ben daha Atina'ya gitmemiştim...

Diva Haris Alexiou için yazmıştı onu Vardis ve "Fevgo" albümü 1980'de Yunanistan'ı kasıp kavurmaya başladı...

Ben dört yıl sonra Atina'ya ilk kez gittiğimde, Yunanistan'ı kasıp kavuran bu şarkının, "benim ruhumun şarkısı" olduğunu anlamıştım...

"Gidiyorum, artık kalbim almıyor...

Artık dostlarım söylesinler beni şarkı diye...

Gidiyorum ve arkamda bırakıyorum ortak düşlerimi...

Hasta ve güçsüz duyguları...

Fevgo (Gidiyorum), Tora Fevgo (Şimdi gidiyorum)..."

***


Daha 25 yaşındaydım ve serseri ruhuma uygun düşmeyen durumlarda gitmek, hem de hemen şimdi gitmek, bana efsanevi ve masalsı geliyordu...

Atina gecelerinde bir sevgiliden çıkmış yalnız başıma evime giderken Haris Alexiou'nun sesinin yankılandığı bu parçayı dinlerken, içimdeki duygu dalgaları med cezir yaparlardı...

Yalnız bir gazeteci erkeğin, "düşman" sayılan ülkede, tek başınalığını anlatan muhteşem bir şarkıydı bu...

"Artık hayatımı ölçüsüz yaşamak istiyorum...

Kalbim gitgide taş gibi sertleşmekteyken...

Fevgo (Gidiyorum)... Tora Fevgo (Şimdi gidiyorum)..."

Atina'nın uzak semtlerinden eve dönerken, gecenin ıssız derinliklerinde arabanın içine yayılan parça, "Evli gittiği Atina'da boşanmış, yalnız bir adamın şarkısıydı..."

Mazoşistçe bir zevk alırdım o parçayı dinlerken...

Kendimle özdeşleştirirken...

Onu bir filmin sahnesi gibi hissederken...

***

Bir ay önce, bir İstanbul gecesinde, arabada tek başınayken ilk kez dinledim "Durma Yağmur Durma" şarkısını...

Atina'dan 25 yıl sonra, bir İstanbul gecesinde, bu kez bir rock grubundan aynı melodiyi duyunca damarlarımın çekildiğini hissettim...

"Zaten ıslağım boğazın ortasında...

Yaşlarım gizleniyor damlalarında

Durma yağmur durma..."

"Reha Muhtar'a Saygı ve Sevgilerimizle... Gripin..." demiş ve CD'lerini göndermişler...

Bilmiyordum, arkadaşlar dediler ki, Gripin'in solisti Birol Namoğlu, bizim Hürriyet'in 40 yıllık spordaki muhabiri İlyas Namoğlu'nun oğludur...

Parçanın Kemal Başbuğ tarafından yapılan klibini Ortaköy Meydanı'nda 12 saat sağanak yağış altında çekmişler... O Fevgo'yu besteleyen Adonis Vardis, bir tek Gripin'e vermiş, bu parçanın bestesinin seslendirilmesini...

***

Benim huzursuz aşklarımın, tartışmalı sevgili gecelerinin, yapayalnız Atina günlerimin unutulmaz şarkısı "Fevgo... Tora Fevgo..." şimdi bir dost meslektaşımın rock müzik yapan Gripin grubunun hit eseri olarak albümde yerini alıyor...

Bütün radyolar sabah akşam, "Durma, Yağmur Durma" yı çalıyorlar...

Dinlerseniz arabada giderken bir gün, bir İstanbul, Ankara, İzmir, Bodrum, Çeşme gecesinde...

Bir Atina gecesinin içinde, huzursuz aşkların ve sevgililerin arasında yalnızlığa âşık bir Türk gazetecisinin, hüzünlü bir silüetini görebilirsiniz...

Çok üstünde durmayın...

Kendi gecenizin derinliklerine dalın!..

***

HAYATTA GÜZEL YAŞLANMAK DA VAR...

"Artı eksi bir 42 yaşında kadın ve erkek arabanızın lastiği patlar..." demişti

Quantum'cu dostum:

"Lastik patlaması, evliyken boşanma biçiminde olur... Yıllar yılı çalıştığın ve kariyer yaptığınız bir işi kaybetmekle olur... Ya da her şey çok iyi gidiyor gibi görünürken, yılların aşırı streseli hayatının bedeli damarlarının tıkanık olduğunu anlarsın ve her kalp krizi geçirmek üzere olduğunu fark edebilirsin... Bunların hepsi lastiğin patladığına işaret eder ve doğa, hayatını değiştirmen gerektiğini söyler..."

***

Çok ünlü, sosyetik ve yakın dostum olan bir kız arkadaşımı görmüştüm iki gün önce Quantum'cu arkadaşı görmeden önce...

"Reha" demişti, "Mutlaka git, bir gün dinle bu kişiyi... Bana fikirlerini söyle... Çünkü ben çok etkilendim... Gözümden yaşlar aktı geçmişimle yüzleştirildiğimde..."

Ortak ve yine çok ünlü ve başarılı görünen bir dostumuzdan da bahsetmişti, o da benzer tecrübeler yaşamıştı Quantum'cu arkadaşla...

Bir gün sabah 9.00'da gittim saat 16.30'da çıktım oradan...

Konuşmalar, seans, gördüklerim, duyduklarım "hayatta yaptığım ve yapmakta olduklarımla paraleldi..."

***

"Bizim çocukluktan edindiğimiz, bir de kuşaklar boyu genlerimizden getirdiğimiz şifrelerimiz var" diyordu Quantum'cu arkadaş:

"Bu şifrelere göre hayatımızı şekillendiriyoruz ve yaşıyoruz... 42 yaşına kadar bu şifrelerle giden hayatımız çok başarılı olabilir... Çok zengin olabiliriz... Çok ünlü olibiliriz... Mutlu sandığımız bir evliliğimiz, bir ilişkimiz olabilir...

Ama bunların birinde veya birkaçında işler iyi gitmiyor... Lastik patlıyor...

Bu durumda kişiliğinizin 40 yıllık şifrelerini değiştirmezseniz, huysuz bir ihtiyar gibi, çevreyle uyumsuz bir hayat yaşıyorsunuz... Yani çirkin yaşlanıyorsunuz..."

***

Bilmiyorum Mehmet Ali Erbil kardeşimi bu Quantum'cu arkadaşa mı göndersem... Çünkü dikkat ettim, Mehmet Ali, her birkaç senede bir hiç değişmeden aynı fasit dairede aynı evlenmeleri ve aynı boşanmaları yaşıyor...

Kadınlar değişiyor ama olayın mahiyeti değişmiyor...

Hep bir kadınla önce müthiş güzel başlayan bir ilişki, aşk sözcükleri "hep beraber olacağız" temennileri, "Vallahi billahi aldatmayacağım" sözleri...

Bir süre yolunda giden ilişkiler...

Bir süre sonra hafif aldatma haberleri...

Arkasından boşanma süreci...

Mal paylaşımı, kadınların istediği mallar, sayfaları dolduran kavgalar, verdi vermedi, bunu da istedi, onu da aldı, aldattı gibi klişeleşmiş süreç...

Mehmet Ali kardeşimin, çok zeki olan kafasını bir soruya yöneltmesi gerekiyor:

"Hep ayrı ayrı kadınlarla aynı süreci yaşaması neden acaba?.."

Yoksa sorun ayrı ayrı kadınlarda değil, bizzat kendi kişiliğinin şifrelerinde olabilir mi?..

***

Farkında değil mi ki, bütün ciddi ilişkileri ve evlilikleri aynı duygularla başlıyor, aynı şekilde seyrediyor ve malesef aynı şekilde bitiyor...

Quantum'cu arkadaş çok rahatça söyleyecek ki:

"Mehmet Ali Erbil kendi kişiliğinin kodlarını değiştirmeli..."

Bugünlerde Mehmet Ali dostumu Quantum'cu arkadaşla tanıştırmalıyım...

Mal kalmadı verecek, kadın kalmadı evlenecek çünkü!..

Reha Muhtar /Vatan