MAHSUN KIRMIZIGÜL'E SOĞUK DUŞ! FATOŞ GÜNEY NEDEN REST ÇEKTİ?

Fatoş Güney BUGÜN Gazetesi magazin muhabiri Okan IŞIK'a özel açıklamalarda bulundu...

Fatoş Güney, eşi Yılmaz Güney’in hayatını anlatacak filmin ‘zor’ olacağını belirterek “Öyle hissediyorum ki Mahsun Kırmızıgül bu işin altına elini koymakta zorlanır” dedi.

48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında, 1980 askeri darbesi nedeniyle yapılamayan 1980 yılı festivalinin ödülleri geçtiğimiz ay dağıtıldı.

’’En İyi Film’’ seçilen ’’Sürü’’ filminin senaristi Yılmaz Güney’in ’Geç Gelen Altın Portakallar’ ödülünü eşi Fatoş Güney aldı. 30 yıl sonra gelen ödül hakkında ve özel yaşantısıyla ilgili Fatoş Güney sorularımızı cevapladı.

♦ Geç gelen ödül hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yılmaz Güney’e varmak ulaşmak hep biraz geç vakit alıyor. Çünkü Yılmaz Güney her zaman kendi toplumunun çok önünde. Yılmaz Güney bugün açılım denilen örneği 30-40 yıl önce yaptığı için düşüncelerinden ötürü aldığı 100 yıllık cezadan dolayı ülkesini terk etmek zorunda kalıyor. Ancak 30-40 yıl sonra Yılmaz Güney’in söylediklerine ulaşılabilindi. Başbakanımızın sözü burada önem kazanır ve ben onun samimi olduğunu da inanıyorum. "Yılmaz Güney’in filmlerine eğer kulak verilseydi, bugün Türkiye başka bir yerde olabilirdi" demişti. Bu çok gerçekçi bir bakış. Bende aynı şeyi söylüyorum. Yılmaz Güney toplumun da ilerisini de bir takım kendilerine ilerici, devrimci, demokrat, yurtsever diyen insanlarında önünde. Türkiye’nin temel sorunlarından hareket eden ve gerçek demokrasinin nasıl olması gerektiğin çok önceden görmüş birisi.

♦ Kenan Evren’in yargılanması konusunda ne düşünüyorsunuz?

Çok geç bile kalındı. Yaşayan yaşadı. Yapanın yanına her şey kar kaldı. Binlerce insan hapishanelerde işkencelerde hayatını kaybetti. Hapishanelere girdi. İdamlar oldu. Gencecik insanlar asıldı. Faili meçhuller oldu. Bunları kim geri getirebilir ki? Ne yapılırsa yapılsın yaşanan yaşandı. Acılar ekildi. Çocuklar babasız büyüdü. Benim çocuğumda aynı şekilde. Çok ağır bedeller ödendi. Bunlar hiçbir şekilde telafi edilemez. Bugün Evren’i ipte sallandırsalar bile benim için artık hiçbir ifadesi yok.

♦ Kenan Evren’i görseniz ne demek istersiniz?

Yılmaz’ın komaya girmeden az bir süre önce dileği oldu. Dedi ki Fatoş bir kağıt kalem al Evren’e mektup yazmak istiyorum. Onun bir halk düşmanı olduğunu söylemek istiyorum. Fakat ben yapamadım. Ben iyileşecek duygusunu taşıyordum. Onun son sözleri olduğunu bilseydim yazardım. Ama böyle bir şeyi hiç aklıma getirmediğim için yazmadım. Bende aynı şeyi düşünüyorum. O bir halk düşmanıydı ama o bir maşaydı. Evren’i günah keçisi yaparak bir şeye varamazsınız. Arkasında çok farklı güçler vardı. Çok daha köklü yıllardır süre gelen, resmi ideolojinin ırkçı bakışın sosyal adaletten yana olmayışın ifadesiydi.

Yılmaz Güney’in hayatını Mahsun Kırmızıgül’ün çekeceği konuşuluyordu? Son gelişmeleri öğrenebilir miyiz?
Mahsun bu işin altına elini koymakta zorlanır. Öyle hissetim. Fatih Akın’la da aynı şey oldu. Büyük bir heyecanla geldi. Hatta Yılmaz Erdoğan da böyle bir şey talep etmişti. ’Bendeki malzeme çok zengin beni değerlendirin yaşarken’ dedim. Bu çok büyük kapsamlı bir iş. Çok büyük sorumluluklar ve yükümlülükler almayı gerektiren bir iş. Bu taşın altına kimse kolay kolay elini koyamaz. Benim umudum genç sinemacılardan. Umarım bir gün onlar bunu gerçekleştirir.

Yılmaz’ın ölümünden sonra parça parça bir şeyler yazdım bir kenara koydum. Artık bunları toparlayıp bir kitap haline getirmenin zamanı geldiğini düşünüyorum. Fakat bu anılar olmayacak. Anılar olsaydı bugüne kadar 10 tane kitap çıkarırdım. Yapmak istediğim roman tadında bir şey yazmak. Tiyatro olayının ise şu ana pek amaçlarını bilemiyorum. Yılmaz’ın hayatı çok sansasyonel olaylarda açık.

♦ Yılmaz Güney’in veliahdı Mahsun Kırmızıgül olabilir mi?

Yılmaz Güney’in birikimi kimsede olamaz. Mahsun daha genç, onunda tabii ki bir birikimi vardır ama Yılmaz Güney’i çok kapsamlı düşünmek gerekiyor. Kimse onun mirasçısı olarak kabul edilemez. Mücadele insanı Yılmaz Güney. Hayatını her şeyi sırasında beni çocuğunu bile hiçe saymış. Holding kurup paralar biriktiremez miydi? Zamanında en büyük parayı o kazanıyordu.

Ama öldüğü zaman cebinde beş kuruşu yoktu. Öyle bir kültür Yılmaz Güney. Hiç kimse onunun yerini dolduramaz. Bazı insanların yeri dolmaz. Ülkelerinin tarihsel süreci içersinde çok farklı yerleri vardır. Oraya kimse ulaşamaz. Yılmaz Güney öleli 27 yıl oldu. İnsanların hala ona olan sevgisi artist sevgisi değil. Çok bilinçli bir yaklaşım var. Bana karşı da öyle.

Tanınmamış bir yüz oynasın

♦ Yılmaz Güney’in filmi yapılırsa kim oynamasını isterdiniz?

Hiç tanınmamış bir yüz oynamasını isterim. Kenan İmirzalıoğlu gibi tanınmış bir yüzün katiyen oynamasını istemem.

♦ O zaman sizi kim oynardı?

Sharon Stone oynamasını isterdim ama o da yaşlandı artık. İşin şakası ikimizi de tanınmamış oyuncular oynarsa daha iyi olur.

Yılmaz ’evlenme’ dedi

♦ Yılmaz Güney’den sonra hiç evlenmeyi düşünmediniz mi?

Yılmaz’ın vasiyeti evlenmeni istemem ama hayatını istediğin gibi yaşayabilirsin. Zaten bugüne kadar hiçbir şey yaşamadık. Gideceğim yere senide götürmek mümkün olsa götürürdüm demişti. Ama götüremeyeceğim için sen hayatı bildiğin gibi yaşamalısın demişti. Halk beni Yılmaz Güney’in eşi olarak gördü ben ne yaparım diye hiçbir zaman kaygılarım olmadı. Örneğin bir işçiyle bile evlenebilirim. Bu benim sadece kendi duruşum. İçimden öyle geldi. Bu benim sadece kendi duruşum. İçimden öyle geldi. Allah rahmet eylesin Keriman Ulusoy diye bir tiyatrocu vardı. Demişti ki ‘Yılmaz kapıcı kadınına bile kendisini kraliçe hissettirir’... Gerçekten öyleydi.