"MAHALLEYİ SATMADIM, ZAMAN'A BÜLTEN DEMEDİM!.." GAZETE HABERTÜRK YAZARINI ÇILGINA ÇEVİREN OLAY!..
Nihal Bengisu Karaca, eski çalıştığı Zaman gazetesine "Bülten" mi dedi?..
'MAHALLEYİ SATTIN' İTHAMINA CEVABIMDIR...
"İslam'ın şartı beş mi?"diye soran yazım dolayısıyla hem okurdan hem saygı duyduğum birçok kişiden çok sayıda olumlu tepki aldım. Kimileri de haliyle sitemde bulundu, dinledim. Bir kısım okur da "eski mahalleyi satmak" olarak tanımlanabilecek o çocuksu klişe üzerinden bir dizi ithamda bulundu.
Ben geriye dönüp küstah ve "nihayet aydınlanmış!" bir edayla "azıcık 'çağdaş' olun ayol" türü bir yazı yazmış değilim.
İkincisi daha önce de başörtüsüne uygulanan yasaklarla alttan alta uzlaşma içine girilmesini eleştirdim.
Ve tabii sadece söylediklerimin arkasındayım.
Yazıdan yola çıkılarak yapılan haberler arasında yer alan "Zaman gazetesine 'sistem içi bülten' diyen Nihal Bengisu..." gibi esef verici patlangaçlar benim kastımın yanından bile geçmiyor.
Benim yazdığım cümle şu: "Gülerce'nin Gülen'e duyduğu sevgiyi bir sistem içi bültende filan değil, Star gibi bir gazetede bu kadar açık ifade edebiliyor olması takdire değer" Artık dekoder mi vermeliyim, resmini mi çizmeliyim bilemiyorum.
Burada Gülerce'nin mütevelli heyeti başkanı olarak görev yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nı kastettiğim, bana göre son derece açık. Zaman gazetesine duydukları nefreti her koldan onaylatmak isteyenler ise buradan farklı yerlere varmışlar. "Vakıf" ile "bülten" arasındaki doğal ilintiyi es geçip, "bülten" kelimesinden "Zaman" gazetesi'ne varmak için epey kötü niyetli olmak gerekiyor. Eleştirmeyi severim, huzursuz bir tip olabilirim; ama her kesimden insana hitap eden ve bir milyona yakın kişi tarafından okunan bir gazeteye sistem içi bülten diyecek kadar insafsız değilim. Kayda geçsin, geçmiyorsa da uğurlar olsun.
Nihal Bengisu Karaca/Habertürk
"İslam'ın şartı beş mi?"diye soran yazım dolayısıyla hem okurdan hem saygı duyduğum birçok kişiden çok sayıda olumlu tepki aldım. Kimileri de haliyle sitemde bulundu, dinledim. Bir kısım okur da "eski mahalleyi satmak" olarak tanımlanabilecek o çocuksu klişe üzerinden bir dizi ithamda bulundu.
Ben geriye dönüp küstah ve "nihayet aydınlanmış!" bir edayla "azıcık 'çağdaş' olun ayol" türü bir yazı yazmış değilim.
İkincisi daha önce de başörtüsüne uygulanan yasaklarla alttan alta uzlaşma içine girilmesini eleştirdim.
Ve tabii sadece söylediklerimin arkasındayım.
Yazıdan yola çıkılarak yapılan haberler arasında yer alan "Zaman gazetesine 'sistem içi bülten' diyen Nihal Bengisu..." gibi esef verici patlangaçlar benim kastımın yanından bile geçmiyor.
Benim yazdığım cümle şu: "Gülerce'nin Gülen'e duyduğu sevgiyi bir sistem içi bültende filan değil, Star gibi bir gazetede bu kadar açık ifade edebiliyor olması takdire değer" Artık dekoder mi vermeliyim, resmini mi çizmeliyim bilemiyorum.
Burada Gülerce'nin mütevelli heyeti başkanı olarak görev yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nı kastettiğim, bana göre son derece açık. Zaman gazetesine duydukları nefreti her koldan onaylatmak isteyenler ise buradan farklı yerlere varmışlar. "Vakıf" ile "bülten" arasındaki doğal ilintiyi es geçip, "bülten" kelimesinden "Zaman" gazetesi'ne varmak için epey kötü niyetli olmak gerekiyor. Eleştirmeyi severim, huzursuz bir tip olabilirim; ama her kesimden insana hitap eden ve bir milyona yakın kişi tarafından okunan bir gazeteye sistem içi bülten diyecek kadar insafsız değilim. Kayda geçsin, geçmiyorsa da uğurlar olsun.
Nihal Bengisu Karaca/Habertürk
changeTarget(document.getElementById("news_content"))