LİVANELİ'DEN YASAĞA İLGİNÇ YORUM; DEĞİŞKEN BİR KAVRAM MÜSTEHCENLİK
Evliya Çelebi'ye ait Seyahatname'nin yasaklanmasının ardından çıkan tartışmalara Zülfü Livaneli de katıldı.
Evliya Çelebi’ye ait Seyahatname’nin yasaklanmasının ardından çıkan tartışmalara Vatan Gazetesi yazarı Zülfü Livaneli de katıldı.
Evliya Çelebi’nin müstehcen bulunması, bu konudaki kafa karışıklığını vurgulaması bakımından önemli.
2010 yılında Evliya Çelebi’nin kitaplarının açık saçık olduğu keşfediliyor.
Neredeyse bunca yüzyıl sonra yargılayacaklar büyük seyahatname yazarını.
Neresinden baksanız rezalet.
***
Geçenlerde Sufizme meraklı yabancı bir gazeteci, Mevlana’nın Mesnevi ve Fih-i Mafih eserlerini okuduğunu ama bu kitaplarda yer alan açık saçık hikâyelere bir anlam veremediğini söyledi.
Gerçekten de Mevlana’nın eserlerinde, Evliya Çelebi ile ölçülemeyecek kadar dehşet verici, müstehcen hikâyeler anlatılır.
Bu soruyu, "zamanın ahlâk anlayışını değiştirdiği"ni söyleyerek cevapladım.
Ahlâk dediğimiz şey görece bir kavramdır. Tarihe, dönemlere ve coğrafyaya göre değişiklikler gösterir.
Bir örnek vermek gerekirse bunu en iyi, büyük değişimler geçiren toplumumuzda buluruz.
Bir zamanlar İstanbul’da erkeklerin dört kadınla evlenmesi, üstüne bir de cariyelerle yatıp kalkması ahlâka uygun bir davranıştı.
Bugün bir erkek karısından başka bir kadınla Boğaz’da yemek yese kıyamet kopuyor. Gazeteler günlerce bu olayı yazıyorlar.
Demek ki ahlâk anlayışı kökünden değişmiş.
***
Eğer geçmişi bugünün ahlâk anlayışıyla yargılamaya kalkarsak Naima’nın da poşete konması gerekir, Mevlana’nın da, Karagöz metinlerinin de...
Osmanlıyla ilgili anılarını kaleme alan bir İngiliz büyükelçi, çoluk çocuk birlikte seyredilen Karagöz oyunlarının açık saçıklığı karşısında dehşete düştüğünü yazar.
Padişahlara Karagöz oynatan hayaliler, "Tokmaklı mı tokmaksız mı?" diye sorarlarmış.
***
Halk türküleri de açık saçık imgelerle doludur.
TRT, türkülerde geçen "memeler"i "sineler"i, "koynuna"ları "yanına" yapmıştır.
Karacoğlan’ın "Kız Gelin Atışması" erotik edebiyata, bazı şiirleri ise pedofiliye girer.
Bu konuda sayısız örnek vermek mümkün.
***
Bu yüzden gelin geçmişi, bugünün kavramlarıyla yargılamaktan vazgeçelim.
Ahlâk, ideoloji, siyaset gibi kavramlar değişkendir.
Her birini kendi döneminin anlayışı içinde değerlendirmek en iyisi.
Evliya Çelebi’nin müstehcen bulunması, bu konudaki kafa karışıklığını vurgulaması bakımından önemli.
2010 yılında Evliya Çelebi’nin kitaplarının açık saçık olduğu keşfediliyor.
Neredeyse bunca yüzyıl sonra yargılayacaklar büyük seyahatname yazarını.
Neresinden baksanız rezalet.
***
Geçenlerde Sufizme meraklı yabancı bir gazeteci, Mevlana’nın Mesnevi ve Fih-i Mafih eserlerini okuduğunu ama bu kitaplarda yer alan açık saçık hikâyelere bir anlam veremediğini söyledi.
Gerçekten de Mevlana’nın eserlerinde, Evliya Çelebi ile ölçülemeyecek kadar dehşet verici, müstehcen hikâyeler anlatılır.
Bu soruyu, "zamanın ahlâk anlayışını değiştirdiği"ni söyleyerek cevapladım.
Ahlâk dediğimiz şey görece bir kavramdır. Tarihe, dönemlere ve coğrafyaya göre değişiklikler gösterir.
Bir örnek vermek gerekirse bunu en iyi, büyük değişimler geçiren toplumumuzda buluruz.
Bir zamanlar İstanbul’da erkeklerin dört kadınla evlenmesi, üstüne bir de cariyelerle yatıp kalkması ahlâka uygun bir davranıştı.
Bugün bir erkek karısından başka bir kadınla Boğaz’da yemek yese kıyamet kopuyor. Gazeteler günlerce bu olayı yazıyorlar.
Demek ki ahlâk anlayışı kökünden değişmiş.
***
Eğer geçmişi bugünün ahlâk anlayışıyla yargılamaya kalkarsak Naima’nın da poşete konması gerekir, Mevlana’nın da, Karagöz metinlerinin de...
Osmanlıyla ilgili anılarını kaleme alan bir İngiliz büyükelçi, çoluk çocuk birlikte seyredilen Karagöz oyunlarının açık saçıklığı karşısında dehşete düştüğünü yazar.
Padişahlara Karagöz oynatan hayaliler, "Tokmaklı mı tokmaksız mı?" diye sorarlarmış.
***
Halk türküleri de açık saçık imgelerle doludur.
TRT, türkülerde geçen "memeler"i "sineler"i, "koynuna"ları "yanına" yapmıştır.
Karacoğlan’ın "Kız Gelin Atışması" erotik edebiyata, bazı şiirleri ise pedofiliye girer.
Bu konuda sayısız örnek vermek mümkün.
***
Bu yüzden gelin geçmişi, bugünün kavramlarıyla yargılamaktan vazgeçelim.
Ahlâk, ideoloji, siyaset gibi kavramlar değişkendir.
Her birini kendi döneminin anlayışı içinde değerlendirmek en iyisi.