LEYLA İLE MECNUN'UN SON SEZONU MU?
Absürt komedimiz Leyla ile Mecnun'a yeni katılan oyunculara ısınabildik mi, dizinin grafiği düşüyor mu? Murat Tolga Şen'in kaleminden&...
Her bölümünü mutlaka izlediğim az sayıdaki TV işlerinden biri de Leyla ile Mecnun… “Absürt komedi” dediğimiz şeyi, zeka ile yoğrulmuş senaryosuyla harmanlayıp sunuyor kaç zamandır. Bayıla, bayıla izliyordum ama nedense bu sezon eski tadını bulamıyorum dizinin.
Dizide arkadaşlığa, aşka, doğru insan olmaya dair naif, güzel şeyler izliyoruz ancak işin mutfağı biraz karışık. Gerçi Leyla ile Mecnun’a has bir durum değil, bu hep öyledir zaten…
Anladığım kadarıyla dizide Mecnun, İskender Baba, Yavuz, Erdal Bakkal ve İsmail abiden oluşan “Mahalle çetesi”nin bir dokunulmazlığı var. İyi ki de var, çünkü diziyi onlar götürüyor. Ancak iki sezondur yaşanan kayıplara üzülmemek elde değil. Mecnun’un annesi, asıl Leyla, Arda, Zeynep, Yedek Kamil, yedek Leyla’lar, Metonya Kralı Metin ve eşi, Çakma Sakallı, Telet Abi… Yazmayı unuttuğum birileri de vardır mutlaka.
Bunlar bana göre eften-püften roller değildi. Hepsi diziye anlam ve lezzet katan, kendine ait seyircisi olan karakterlerdi ama bir şekilde ayrıldılar, gönderildiler. Diziler arası transfer piyasası artık çok hareketli!
Ekibin bu kadar değişmesi dizinin anlattığı şeyin samimiyetini zedeler, bunun bir temsil olduğunu kafaya çakar, illüzyonu bozar. Ayrıca bu yıl ekibe dahil olan oyuncularda hiç ışık göremiyorum. Mecnun ve yeni Leyla’nın kimyası tutmuyor, oynadıkları sahneler samimi gelmiyor. Bunun Melis Birkan’ın oyunculuğuyla ilgisi yok. Bazen olmaz, seyirci de bunu hisseder.
“Olabilir, mühim olan konudur, işleniştir” diyeceğim ancak Leyla ile Mecnun’da o anlamda da bir yorgunluk var. Dizinin senaryosu artık kişisel performanslarla döndürülmeye çalışılan bir Hamster çemberini andırıyor. Erdal Bakkal, İsmail abi ve diğerleri… Hepsi rollerini son derece ustaca canlandırıyorlar, son bölümde Erdal Bakkal kendini aştı ancak bu kadar maceradan sonra başka bir yönelim bekliyor insan. Mecnun’un önüne çıkan her kıza aşık olması bana lise zamanından hiç sevmediğim bir arkadaşımı hatırlatıyor. Bu kadar kocaman sevgi anlamları arayan dizinin başkarakteri aslında sıradan bir “abazan”!
Böyle düşünen sanırım sadece ben değilim. Ekşi Sözlük’çüler de diziye olan ilgilerini kaybetmişe benzer… Eskiden dizinin yayınlandığı akşam ve sonraki günlerde makineli tüfek ateşiyle girilen notlar seyrek bir sonbahar yağmuruna dönmüş durumda. Bunlardan bazıları da yazdığım sıkıntıları işaretliyor.
Bana kalmaz ama kalırsa; Leyla ile Mecnun bu yıl güzel bir finale doğru uzanmalı ve yakıtının kalanını da bu yolda tüketmeli. Anılarımızda unutamayacağımız dizilerden biri olarak hatırlanmayı çoktan haketti ne de olsa…
Twitter.com/murattolga
Dizide arkadaşlığa, aşka, doğru insan olmaya dair naif, güzel şeyler izliyoruz ancak işin mutfağı biraz karışık. Gerçi Leyla ile Mecnun’a has bir durum değil, bu hep öyledir zaten…
Anladığım kadarıyla dizide Mecnun, İskender Baba, Yavuz, Erdal Bakkal ve İsmail abiden oluşan “Mahalle çetesi”nin bir dokunulmazlığı var. İyi ki de var, çünkü diziyi onlar götürüyor. Ancak iki sezondur yaşanan kayıplara üzülmemek elde değil. Mecnun’un annesi, asıl Leyla, Arda, Zeynep, Yedek Kamil, yedek Leyla’lar, Metonya Kralı Metin ve eşi, Çakma Sakallı, Telet Abi… Yazmayı unuttuğum birileri de vardır mutlaka.
Bunlar bana göre eften-püften roller değildi. Hepsi diziye anlam ve lezzet katan, kendine ait seyircisi olan karakterlerdi ama bir şekilde ayrıldılar, gönderildiler. Diziler arası transfer piyasası artık çok hareketli!
Ekibin bu kadar değişmesi dizinin anlattığı şeyin samimiyetini zedeler, bunun bir temsil olduğunu kafaya çakar, illüzyonu bozar. Ayrıca bu yıl ekibe dahil olan oyuncularda hiç ışık göremiyorum. Mecnun ve yeni Leyla’nın kimyası tutmuyor, oynadıkları sahneler samimi gelmiyor. Bunun Melis Birkan’ın oyunculuğuyla ilgisi yok. Bazen olmaz, seyirci de bunu hisseder.
“Olabilir, mühim olan konudur, işleniştir” diyeceğim ancak Leyla ile Mecnun’da o anlamda da bir yorgunluk var. Dizinin senaryosu artık kişisel performanslarla döndürülmeye çalışılan bir Hamster çemberini andırıyor. Erdal Bakkal, İsmail abi ve diğerleri… Hepsi rollerini son derece ustaca canlandırıyorlar, son bölümde Erdal Bakkal kendini aştı ancak bu kadar maceradan sonra başka bir yönelim bekliyor insan. Mecnun’un önüne çıkan her kıza aşık olması bana lise zamanından hiç sevmediğim bir arkadaşımı hatırlatıyor. Bu kadar kocaman sevgi anlamları arayan dizinin başkarakteri aslında sıradan bir “abazan”!
Böyle düşünen sanırım sadece ben değilim. Ekşi Sözlük’çüler de diziye olan ilgilerini kaybetmişe benzer… Eskiden dizinin yayınlandığı akşam ve sonraki günlerde makineli tüfek ateşiyle girilen notlar seyrek bir sonbahar yağmuruna dönmüş durumda. Bunlardan bazıları da yazdığım sıkıntıları işaretliyor.
Bana kalmaz ama kalırsa; Leyla ile Mecnun bu yıl güzel bir finale doğru uzanmalı ve yakıtının kalanını da bu yolda tüketmeli. Anılarımızda unutamayacağımız dizilerden biri olarak hatırlanmayı çoktan haketti ne de olsa…
Twitter.com/murattolga