"Kuzey Irak Referandumunun Bölgesel Etkileri" konferansı

- Gazeteci Ersoy:- "Şu an IKBY güvenlik güçleri peşmergenin bütün komuta kademelerinde ABD'li askerler var. Şu an siz peşmergeye operasyon yaptığınızda aynı zamanda ABD askerlerine de operasyon yapmış olursunuz. Siz Habur'da tatbikat yaparken, ABD insansız hava araçları sizi denetliyor"- Marmara...

İSTANBUL (AA) - Gazeteci Mehmet Akif Ersoy, "Şu an Irak Kürt Bölgesel Yönetimi güvenlik güçleri peşmergenin bütün komuta kademelerinde ABD'li askerler var. Şu an siz peşmergeye operasyon yaptığınızda aynı zamanda ABD askerlerine de operasyon yapmış olursunuz. Siz Habur'da tatbikat yaparken, ABD insansız hava araçları sizi denetliyor." dedi.

AK Parti İl Kadın Kolları Başkanlığı tarafından düzenlenen "İstanbul Kadın Akademisi" çerçevesinde düzenlenen "Kuzey Irak Referandumunun Bölgesel Etkileri" başlıklı konferansta konuşan Ersoy, gayri meşru referandum sürecini Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) takip ettiğini belirterek, oradaki insanların çoğunun 'evet' oyu verdiğini ama neye oy verdiklerini bilmediklerini öne sürdü.

Gazeteci Ersoy, sandığa giden hiçbir Kürt vatandaşının, neden İsrail'in bu işin arkasında olduğunu bilmediğini savunarak, "Siyasiler her şeyin farkındaydı ama vatandaş bilmiyordu. Bilmek zorunda da değil. Bilmediği için de onu suçlayamayız. Önlerine bir harita kondu ve dediler ki; 'büyük bir devletimiz olacak'. Bu iş uzun zamandır altyapısı hazırlanan bir işti." ifadelerini kullandı.

Erbil'e indiğinde Türkiye-İran-Suriye ve Irak'ın bir bölümünü içine alan haritalar gördüğünü belirten Ersoy, "Bunu IKBY'nin siyasi yetkililerine sordum, 'Haberimiz yok. Özel şirketler açmışlar' dediler." diye konuştu.

- "Referandum Barzani'yi aşan bir mesele"

Türkiye-IKBY'nin müttefikliği konusuna değinen Ersoy, şöyle konuştu:

"Biz, Barzani için Irak merkezi hükümeti ile ilişkilerimizi bozduk. Hatta bir dönem Barzani ile iyi ilişkilere sahip olmamız yüzünden ABD ile ilişklerimiz bozuldu. Doğru, Barzani ile bazı anlaşmalar yapıldı, Türkiye bölgenin ekonomik, askeri vesaire bir sürü iş yaptı orada. Siz bir tehdit olmaktan çıkarsanız ona göre muamele görürsünüz. Ama siz başka bir hesabın içine girerseniz, ona göre muamele görürsünüz. Devletlerin çıkarları vardır ve güvenlik algıları, kendi sınırlarına yönelik çok tabii refleksleri vardır. Bunlar ortadan kalktığı zaman, ister istemez öncelikleri değişir."

IKBY'de yapılan referandumun Barzani'yi aşan bir mesele olduğunu belirten Ersoy, şöyle devam etti:

"Barzani bugün var yarın yok. Şu an IKBY güvenlik güçleri peşmergenin bütün komuta kademelerinde ABD'li askerler var. Şu an siz peşmergeye operasyon yaptığınızda aynı zamanda ABD askerlerine de operasyon yapmış olursunuz. Siz Habur'da tatbikat yaparken, ABD insansız hava araçları sizi denetliyor. Aynısını nerede yaptılar? Biz Menbiç'e gireceğiz dediğimizde bir baktık ABD askerleri zırhlı araçlarını orada gezdirmiş. Bu Amerika öyle bir Amerika ki, hem PKK'nın hem Türkiye'nin müttefiki, hem IKBY'nin hem de Bağdat'ın müttefiki, hem İsrail'in müttefiki hem de Mahmud Abbas'la devamlı görüşüyor, hem Mısır'ın-Suudi Arabistan'ın-Birleşik Arap Emirlikleri'nin hem de onların kriz çıkardığı Katar'ın müttefiki. Böyle bir Amerika'dan söz ediyoruz."

- "15 Temmuz darbe girişimi de tamamen Ortadoğu'daki hadiselerle ilgili"

Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Tomar da "Arap Baharı" dönemi öncesi Ortadoğu çoğrafyasındaki siyasi ve tarihi durumu anlattı.

Batılıların bu coğrafyaya Middle East (Orta Doğu) ismini verdiğini, öncesinde de Müslümanların Ortadoğu ve Kuzey Afrika'ya Meşrik-Mağrib dediğini hatırlatan Tomar, "Kim isim veriyorsa o yönetir." ifadelerini kullandı.

Bir ümmet mefhumundan bahsetmek için güçlü bir devlete sahip olmak gerektiğini vurgulayan Tomar, şöyle konuştu:

"Ümmetin son örneği Osmanlı devletidir. Ümmet ne zaman vardı? Osmanlı devleti olduğu zaman vardı. Osmanlı devleti bittiği zaman ümmet de ortadan kalktı ve şu anda sosyal gerçeklik olarak yok maalesef. Avrupa'ya gittiğinizde Belçika'dan İngiltere'ye, Almanya'dan Danimarka'ya trenle gidebiliyorsunuz. Bütün Avrupa'yı trenle dolaşabiliyorsunuz. İşte 19. yüzyılda Osmanlı ümmeti de aynı şeyi yapabiliyordu. Tren İstanbul'dan kalkıyordu, Halep'e Şam'a, oradan Beyrut'a Kudüs'e, aşağıya Tebuk, Mekke-Medine'ye kadar pasaportsuz gidebiliyordunuz. İşte ümmet buydu. Aynı hat Bağdat'a da gidiyordu. Bu hatlar Osmanlı'dan sonra hiç kullanılmadı. Bu hatları ise Lawrence yıktı."

Tomar, 1950'lerde Türkiye ile beraber tüm Ortadoğu ülkelerinde demokrasi süreci başladığını, 60'larda darbe ile birlikte yine nerdeyse tüm Ortadoğu ülkelerinde darbelerin görüldüğünü ve bunların bağlantılı olduğunu belirterek, "Son yaşadığımız 15 Temmuz darbe girişimi de tamamen Ortadoğu'daki hadiselerle ilgili. Bu darbe girişimini Irak ve Suriye'deki durumdan ayrı düşünmüyorum. Çünkü her ülkenin sosyolojisine göre işlem yapılıyor. Çünkü Türkiye'de DEAŞ satmaz. Onun için burada daha liberal, daha milliyetçi daha eğitimli bir terörist grup lazım, o da FETÖ." şeklinde konuştu.