KURTLAR VADİSİ SENARİSTLERİ KALEMLERİNE PREZERVATİF GEÇİRMEDİKLERİNE PİŞMAN OLDULAR!
Kurtlar Vadisi Pusu'da dizi fanatikleri bastırdı, kadınlar ortadan kaybolmaya başladı. Polat ile Ebru arasındaki ilişki de kopma noktasında.
Vadi yine erkeklere kaldı
Yakında kadın hakları savunucuları Taksim meydanında toplanıp, "Kurtlar Vadisi: Pusu"yu protesto mitingi düzenlerse hiç şaşırmayacağım. Nasıl kızmasınlar ki? Diziye kadın dayanmıyor. Mevcut kadınlar da hep erkeklerin ağır baskısı altında eziliyor. Bundan 2 yıl önce bu sütunlarda "Yahu bu Kurtlar ekibi hep erkek erkeğe yaşıyor. Bunların hayatlarında hiç kadın yok mu?" diye yazdım. Kısa süre içinde hepsi birer kadına aşık oldu. "Kurtlar Vadisi" bir anda "Kelebekler Vadisi"ne döndü. Bunun üzerine dizinin fanatiklerinden tepki yağmaya başladı, "Aşk dizisi izlemek istesek, Aşk-ı Memnuya bakarız. Dizimizi eski haliyle geri istiyoruz" diye... Nitekim, bu tepkilerin ardından dizideki tüm kadınlar yavaş yavaş ortadan kaybolmaya başladı. Deli Hikmetin görme engelli aşkı yangında yaralanıp, daha sonra hastanede öldü. Abdülheyin Sultanı sırra kadem bastı. Mematinin çocuk yaptığı sevgilisi de sizlere ömür... Güllü Erhanın Rus sevgilisinin akıbeti de farklı olmadı. Halo Dayı da hemşiresiyle bir türlü vuslata eremeden kelleyi kaybetti. Hatta Deve Tuncayın doktor aşkı da kurşunlara gelip, mevta oldu. Polatın yeni yardımcısı Cahitin sevgilisinin de ölmüş olduğunu öğrendik. Yani bizimkiler yine kaldılar erkek erkeğe. Polat ile Ebru arasındaki ilişki de kopma noktasında. Arada yeni doğacak bebek olmasa, senaristler çoktan ipini çekecek bu ilişkinin ama belli ki onlar da pişman kalemlerine prezervatif geçirmediklerine... Zira dizinin forum sitelerinde Elifçiler ile Ebrucular arasındaki şiddetli kavga devam ediyor. Polatın son bölümde Elifi unutamadığını ima eden sözleri ve halleri de durumu iyice çapraşık bir hale getiriyor. Baksanıza, Polat, Ebruya "Seni sevmiyorum" bile diyebildi... Vadinin senaristleri; derin devlet, entrika ve aksiyon sahnelerini yazarken son derece mahirler. Ama galiba "aşk öyküleri" onlar için "deplasmanda" top koşturmak gibi. Sürekli "Çanakkale geçilmez" taktiğiyle nereye kadar canım? Bu arada dizinin en kötü karakteri Aron Fellerin kızının isminin "İstanbul" olması, her fırsatta Vadiyi eleştiren Okan Bayülgene bir göndermeymiş gibi geldi bana... Kim bilir, belki de tamamen tesadüftür. Ben de Vadinin fazla etkisinde kalıp, kafamdan entrika türetiyorumdur... Diğer taraftan, şu "havadan gözetleme" olayını bir türlü anlamadım. Feller, kurduğu sistemle herkesin her hareketini gözlüyor. Ama gelin görün ki, gözlem istasyonuna baskın yapan Polat ve Cahitin otomobille baskına geldiklerini, Güllü Erhanın koca dürbünlü tüfekle burunlarının dibinde pusuya yattığını görmüyorlar. Boşuna dememişler, "Mum, dibine ışık vermez" diye...
Yüksel Aytuğ/Sabah
Yakında kadın hakları savunucuları Taksim meydanında toplanıp, "Kurtlar Vadisi: Pusu"yu protesto mitingi düzenlerse hiç şaşırmayacağım. Nasıl kızmasınlar ki? Diziye kadın dayanmıyor. Mevcut kadınlar da hep erkeklerin ağır baskısı altında eziliyor. Bundan 2 yıl önce bu sütunlarda "Yahu bu Kurtlar ekibi hep erkek erkeğe yaşıyor. Bunların hayatlarında hiç kadın yok mu?" diye yazdım. Kısa süre içinde hepsi birer kadına aşık oldu. "Kurtlar Vadisi" bir anda "Kelebekler Vadisi"ne döndü. Bunun üzerine dizinin fanatiklerinden tepki yağmaya başladı, "Aşk dizisi izlemek istesek, Aşk-ı Memnuya bakarız. Dizimizi eski haliyle geri istiyoruz" diye... Nitekim, bu tepkilerin ardından dizideki tüm kadınlar yavaş yavaş ortadan kaybolmaya başladı. Deli Hikmetin görme engelli aşkı yangında yaralanıp, daha sonra hastanede öldü. Abdülheyin Sultanı sırra kadem bastı. Mematinin çocuk yaptığı sevgilisi de sizlere ömür... Güllü Erhanın Rus sevgilisinin akıbeti de farklı olmadı. Halo Dayı da hemşiresiyle bir türlü vuslata eremeden kelleyi kaybetti. Hatta Deve Tuncayın doktor aşkı da kurşunlara gelip, mevta oldu. Polatın yeni yardımcısı Cahitin sevgilisinin de ölmüş olduğunu öğrendik. Yani bizimkiler yine kaldılar erkek erkeğe. Polat ile Ebru arasındaki ilişki de kopma noktasında. Arada yeni doğacak bebek olmasa, senaristler çoktan ipini çekecek bu ilişkinin ama belli ki onlar da pişman kalemlerine prezervatif geçirmediklerine... Zira dizinin forum sitelerinde Elifçiler ile Ebrucular arasındaki şiddetli kavga devam ediyor. Polatın son bölümde Elifi unutamadığını ima eden sözleri ve halleri de durumu iyice çapraşık bir hale getiriyor. Baksanıza, Polat, Ebruya "Seni sevmiyorum" bile diyebildi... Vadinin senaristleri; derin devlet, entrika ve aksiyon sahnelerini yazarken son derece mahirler. Ama galiba "aşk öyküleri" onlar için "deplasmanda" top koşturmak gibi. Sürekli "Çanakkale geçilmez" taktiğiyle nereye kadar canım? Bu arada dizinin en kötü karakteri Aron Fellerin kızının isminin "İstanbul" olması, her fırsatta Vadiyi eleştiren Okan Bayülgene bir göndermeymiş gibi geldi bana... Kim bilir, belki de tamamen tesadüftür. Ben de Vadinin fazla etkisinde kalıp, kafamdan entrika türetiyorumdur... Diğer taraftan, şu "havadan gözetleme" olayını bir türlü anlamadım. Feller, kurduğu sistemle herkesin her hareketini gözlüyor. Ama gelin görün ki, gözlem istasyonuna baskın yapan Polat ve Cahitin otomobille baskına geldiklerini, Güllü Erhanın koca dürbünlü tüfekle burunlarının dibinde pusuya yattığını görmüyorlar. Boşuna dememişler, "Mum, dibine ışık vermez" diye...
Yüksel Aytuğ/Sabah