Kurt Seyit İstanbul'da reyting peşinde!
Seyirci Kurt Seyit'i sevmedi, Ay Yapım reytingleri namus davası yaptı. Bu kadar bölümden sonra bu dizi tutar mı? Murat Tolga Şen yazıyor.
Dün akşam Acun'u izlediyseniz yoğun bir Kurt Seyit ve Şura - İstanbul reklamı sağanağı altında kalmış olmalısınız. Bu dizinin tutmayacağını ilk bölümden yazmıştım ancak olay Ay Yapım ve kanal için namus meselesine döndü. Umutsuzca denemeler devam ediyor. Kıvanç bile Acun'un reytingine muhtaç hale geldi ya, daha ne diyeyim!
Kurt Seyit ve Şura Ortadoğu’da reytinglerde en üst sıralarda seyrediyor. Bizdeyse durum dizi yayınlanmadan önceki beklentiyi karşılayamadı. Yola Melek Gençoğlu’yla çıkan, sonrasında Gençoğlu’nun sağlık problemleri yüzünden tek başına devam eden Ece Yörenç her ne kadar Ortadoğu’daki başarıyı dillendirerek burada olanı görmezden gelmemizi sağlamaya çalışsa da kendisi de farkında ki işler yolunda değil!
Durum böyle olunca da ‘haydi biraz değişiklik yapalım’ deyip Kurt Seyit ve Şura’yı İstanbul’a taşıdılar. Dizinin ismine eklenen ‘İstanbul’la birlikte kadroya da pek çok yeni isim dahil oldu. Kurt Seyit ve Şura İstanbul ‘özel bölüm’le başladı ve sonrasında esas bölüme geçildi. Dizi bu haliyle geçtiğimiz hafta AB’de 2.oldu!
7.bölüme kadarki performansından memnun olmadığım Kurt Seyit ve Şura’nın İstanbul ayağı, arkada kalan diğer bölümlere göre daha heyecanlı ve daha diriydi. Diziye yeni dahil olan oyuncuların hepsi de gayet iyi oynuyorlardı. Tolga Savacı’yı ve Osman Alkaş’ı görmek güzeldi, her ikisi de diziye oyunculuklarıyla can katmışlar. Bunun yanı sıra, yine söylemek zorundayım ki Farah Zeynep Abdullah dizideki tek ‘sönük’ isim ne yazık ki.
Kurt Seyit ve Şura’nın beklentiyi karşılamadığından sıkça bahsediyorum yazılarımda, biraz sıkıldım da aslında bunu dile getirip durmaktan ama her ne kadar bu bölümüyle biraz daha izlenebilir bir iş olmuşsa da yine de geçtiğimiz haftaki yükselişine sonrasında devam edemeyeceğini düşünüyorum. Buna sebep, ekipten ayrılmak zorunda kalan Melek Gençoğlu mudur, dizinin daha çok Kıvanç Tatlıtuğ güdümlü gitmesi midir, konunun karmakarışık halde önümüze sunulması mıdır? Galiba bunların hepsi. Dizinin yönetmeni Hilal Saral’ın dış mekanların ve aksiyonun da içerisi kadar önemli olduğu bir işte çalışmamış olmasını da hesaba katarsak eğer bizim buradan bakıp gördüğümüzü ekiptekilerin oradan göremediğidir esas gerçek olan.
Dizi, bu sezon Küçük Ağa’yla birlikte Salı dizilerinin üzerine çöken kara bulutları dağıtabildiği gün kendini ‘başarılı’ adletsin esas. Zira, bücür yetenek Emir Berke’nin sayesinde bu sezon diziler için ‘Salı’nın Laneti’ diye bir durum türedi ki bundan kurtulmak pek zor gözüküyor! Üzgünüm.
Murat Tolga Şen
Kurt Seyit ve Şura Ortadoğu’da reytinglerde en üst sıralarda seyrediyor. Bizdeyse durum dizi yayınlanmadan önceki beklentiyi karşılayamadı. Yola Melek Gençoğlu’yla çıkan, sonrasında Gençoğlu’nun sağlık problemleri yüzünden tek başına devam eden Ece Yörenç her ne kadar Ortadoğu’daki başarıyı dillendirerek burada olanı görmezden gelmemizi sağlamaya çalışsa da kendisi de farkında ki işler yolunda değil!
Durum böyle olunca da ‘haydi biraz değişiklik yapalım’ deyip Kurt Seyit ve Şura’yı İstanbul’a taşıdılar. Dizinin ismine eklenen ‘İstanbul’la birlikte kadroya da pek çok yeni isim dahil oldu. Kurt Seyit ve Şura İstanbul ‘özel bölüm’le başladı ve sonrasında esas bölüme geçildi. Dizi bu haliyle geçtiğimiz hafta AB’de 2.oldu!
7.bölüme kadarki performansından memnun olmadığım Kurt Seyit ve Şura’nın İstanbul ayağı, arkada kalan diğer bölümlere göre daha heyecanlı ve daha diriydi. Diziye yeni dahil olan oyuncuların hepsi de gayet iyi oynuyorlardı. Tolga Savacı’yı ve Osman Alkaş’ı görmek güzeldi, her ikisi de diziye oyunculuklarıyla can katmışlar. Bunun yanı sıra, yine söylemek zorundayım ki Farah Zeynep Abdullah dizideki tek ‘sönük’ isim ne yazık ki.
Kurt Seyit ve Şura’nın beklentiyi karşılamadığından sıkça bahsediyorum yazılarımda, biraz sıkıldım da aslında bunu dile getirip durmaktan ama her ne kadar bu bölümüyle biraz daha izlenebilir bir iş olmuşsa da yine de geçtiğimiz haftaki yükselişine sonrasında devam edemeyeceğini düşünüyorum. Buna sebep, ekipten ayrılmak zorunda kalan Melek Gençoğlu mudur, dizinin daha çok Kıvanç Tatlıtuğ güdümlü gitmesi midir, konunun karmakarışık halde önümüze sunulması mıdır? Galiba bunların hepsi. Dizinin yönetmeni Hilal Saral’ın dış mekanların ve aksiyonun da içerisi kadar önemli olduğu bir işte çalışmamış olmasını da hesaba katarsak eğer bizim buradan bakıp gördüğümüzü ekiptekilerin oradan göremediğidir esas gerçek olan.
Dizi, bu sezon Küçük Ağa’yla birlikte Salı dizilerinin üzerine çöken kara bulutları dağıtabildiği gün kendini ‘başarılı’ adletsin esas. Zira, bücür yetenek Emir Berke’nin sayesinde bu sezon diziler için ‘Salı’nın Laneti’ diye bir durum türedi ki bundan kurtulmak pek zor gözüküyor! Üzgünüm.
Murat Tolga Şen