Kurban Bayramı hakkında sözleri tepki çeken Ataol Behramoğlu'nun üniversitedeki görevine son verildi
Kurban Bayramı hakkındaki "Kuzuyu kesmek, öldürmek için insanın içinde nasıl bir canavar yaşıyor olmalı? Canlıları keserek bayram olmaz" sözleriyle büyük tepki çeken edebiyatçı Ataol Behramoğlu, 10 yılı aşan bir süredir sürdürdüğü İstanbul Aydın Üniversitesi'ndeki akademisyenlik görevine son verildiğini açıkladı. Behramoğlu, "Baskı altında işime son verdiler. Bir kürsüm vardı, elimden alındı. Hala bu sıkıntılar her anlamda devam ediyor" diye konuştu.
Cumhuriyet gazetesi yazarı edebiyatçı Ataol Behramoğlu, akademisyen olarak görev yaptığı İstanbul Aydın Üniversitesi'ndeki işine son verildiğini açıkladı.
"BİR KÜRSÜM VARDI, ELİMDEN ALINDI"
Halk TV'de Serhan Asker'in programına konuk olan Behramoğlu, "Ben bir akademisyenim. Benim Rus Dili ve Edebiyatı profesörü olduğumu çok az kişi bilir. İstanbul Üniversitesi'nden emekliyim ve özel üniversitelerde devam ediyordum. Baskı altında işime son verdiler. Bir kürsüm vardı, elimden alındı. Hala bu sıkıntılar her anlamda devam ediyor. İçerde ve dışarıda…" ifadelerini kullandı.
"YAŞAMA SEVİNCİYLE DOLUYUM"
"Yaşadıklarımdan öğrendiğim var" diye bir şiir yazdığını anımsatan Behramoğlu, "Yaşama sevinciyle doluyum. Düşünün kaç yaşına geldim, buzuki öğreniyorum, piyano öğreniyorum" dedi. Behramoğlu 2011 yılından itibaren bu görevi sürdürüyordu.
KURBAN BAYRAMI SÖZLERİ TEPKİ ÇEKMİŞTİ
Halk TV'ye konuk olan edebiyatçı Ataol Behramoğlu, Kurban Bayramı'na ilişkin, "Kuzuyu kesmek, öldürmek için insanın içinde nasıl bir canavar yaşıyor olmalı? Canlıları keserek bayram olmaz" dedi. Behramoğlu'nun kurban ibadetiyle ilgili sözleri büyük tepki çekmişti.
ATAOL BEHRAMOĞLU KİMDİR?
1942'de babasının askerlik görevini yaptığı Çatalca'da dünyaya geldi. Azerbaycan kökenli olan ailesinin soyadı Gürus idi. İlk şiirlerinde de takma adı olan "Ataol Gürus'u" kullanmıştır. Aile, soyadını daha sonra Behramoğlu olarak değiştirmiştir. Babası yüksek ziraat mühendisi Haydar Behramoğlu, annesi İsmet Hanım'dır. "Nihat Behram" olarak tanınan gazeteci ve şair Mustafa Nihat Behramoğlu'nun ve avukat Namık Kemal Behramoğlu'nun ağabeyidir.
1966 YILINDA ANKARA ÜNİVERSİTESİ'NDEN MEZUN OLDU
İlkokul üçüncü sınıfa kadar Kars'ta öğrenim gördükten sonra; ilk, orta ve lise öğrenimini babasının Ziraat Müdürü olarak görev yaptığı Çankırı'da tamamladı. İlk şiirleri "Ataol Gürus" adıyla Yeni Çankırı, Yeşil Ilgaz, Çağrı gibi yerel gazete ve dergilerde yayınlandı. 1960 yılında lise öğrenimini tamamlayan Ataol Behramoğlu, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde Rus Dili ve Edebiyatı Bölümünden 1966 yılında mezun oldu. 1962'de üyesi olduğu Türkiye İşçi Partisi'nin (TiP) örgütlenme çalışmalarına katıldı. Yükseköğrenimi sırasında Yapraklar, Dost, Evrim, Ataç gibi dergilerde çıkan şiirleriyle dikkat çekti. Bu dönemin şiirlerini bir araya getiren ilk şiir kitabı Bir Ermeni General, 1965'te Ankara'da Toplum Yayınevi'nce basıldı. Gençlik dönemi şiirlerinde Orhan Veli, Attilâ İlhan ve İkinci Yeni şiirinin ortak özellikleri etkindir.
LONDRA VE PARİS'TE YAŞADI
1970 yılında siyasi nedenlerle yurt dışında çıkan Behramoğlu, 1972'ye kadar Londra ve Paris'te yaşadı. Paris'te Louis Aragon ve Pablo Neruda ile tanıştı. Aragon'un yönetimindeki "Les Lettres Françaises"de, Abidin Dino çevirisiyle, "Bir Gün Mutlaka" dan bir bölüm yayımlandı. 1971'de Paris'te Théatre de Liberté'nin kuruluş çalışmalarına katıldı. İlk oyun "Légendes à Avénir / Geleceğe Masallar" için bölümler yazdı. 1972 yılında kurulan Barış Derneği'nin kuruluşunda yer aldı.
ŞEHİR TİYATROSUNDA DRAMATURG OLARAK ÇALIŞTI
Sovyet Yazarlar Birliği'nin davetlisi olarak 1972'de gittiği Moskova'da yaklaşık iki yıl kaldı. Bu dönemde Moskova Devlet Üniversitesi'nde stajyer olarak Rus Edebiyatı üzerine çalıştı. Daha önceki dönemin ürünü çevirileri (Puşkin, Bütün Hikâye ve Romanları, 1972) ve yurt dışı dönemin ürünü şiirlerden oluşan üçüncü şiir kitabı "Yolculuk, Özlem, Cesaret ve Kavga Şiirleri" 1974'te Türkiye'de yayımlandı. 1974'te af yasasından yararlanarak ülkeye dönen Behramoğlu, Muhsin Ertuğrul yönetimindeki İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda dramaturg olarak çalışmaya başladı. 1975'te kardeşi Nihat Behram ile çıkardıkları edebiyat-kültür dergisi "Militan" büyük ilgi gördü.
SORBONNE'DA LİSANS ÜSTÜ ÇALIŞMA YAPTI
1981'de "İyi Bir Yurttaş Aranıyor" başlığı altında topladığı şiirler Türkiye'de "siyasal kabare" türünün ilk örneklerinden biri olarak birçok kez izleyiciye sunuldu. Aynı yıl Yunanistan'da şiirlerinden seçmeler "Türkiye, Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum" adıyla yayımlandı. Dünya şairlerinden Rusça, İngilizce, Fransızcadan yaptığı çevirileri "Kardeş Türküler" adlı bir kitapta topladı (1981). "Son Yüzyıl Büyük Türk Şiiri Antolojisi"'nin ilk çalışmalarına başladı. Hayatının 1989 yılında kadar süren bu döneminde Paris Sorbonne Üniversitesi'nde Rus edebiyatı ve karşılaştırmalı edebiyat konularında lisans üstü bir çalışma yaptı. 1986'da Paris'te ressam Yüksel Aslan ile birlikte Fransızca Türk edebiyatı dergisi "Anka"yı kurdu ve yönetti. Birçok ülkede katıldığı toplantılarda konuşmalar yaptı, şiirlerini okudu.
PUŞKİN NİŞANINA SAHİP
1995'te Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı seçilen şair; bu görevi 1999'a kadar iki dönem sürdürdü. 2002'de Türkiye P.E.N. Yazarlar Derneği "Dünya Şiir Günü Büyük Ödülü"'nü aldı. 2008 yılında şiirlerinden geniş bir seçmeler Amerika Birleşik Devletlerinde yayınlandı. Aynı yıl kendisine Rusya Federasyonunca uluslararası Puşkin Nişanı verildi.
KÖŞE YAZARLIĞI DA YAPIYOR
1992'de İstanbul Üniversitesi'nde başladığı Rus Dili ve Edebiyatı öğretim üyeliğini 2003'te aynı üniversitede doçent, 2009'da Beykent Üniversitesi'nde profesör olarak sürdürdü. Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır.