"KÜKREMEK YETMİYOR,HAKLI OLMAK DA GEREKİYOR" DİYEN ESKİ PRENSTEN AYŞENUR ARSLAN'A İLGİNÇ HATIRLATMA: "PAVYONDAKİ BAKİRE"!...BU DA NE DEMEK?..
Star yazarı Ardan Zentürk,"Reyting için harcanan ilçenin isyanı"nı duyurdu,haber direktörü Ayşenur Arslan Kanal D'yi savundu.Polemiğe Arslan'ın bir zamanlar gözde prenslerinden olan Cüneyt Özdemir ilginç bir analizle katıldı.
Medyada faydalı bir tartışma yaşanıyor.
Ardan Zentürk kimi anahaber bültenlerinden Güneydoğu'da yaşayan insanların rahatsızlık duyduğunu belirten bir izlenim yazısı yazdı.
Kanal D haber direktörü Ayşenur Arslan'dan zehir zemberek bir açıklama geldi.
Kısaca özetlersek Ayşenur Arslan yazılanların yalan olabileceğini yazıda konuşanların isminin belirtilmediğini ve doğruysa da kendilerinin değil diğer anahaber bültenlerinin suçlanması gerektiğini söylüyordu.
Ayşenur Arslan'a cevap Ardan Zentürk'den değil devletin resmi ajansı Anadolu Ajansı'ndan geldi.
Servise konulan haberde Şırnak ve ilçelerinde yaşayan halkın basındaki operasyon haberlerinden rahatsız olduğu yazılıyordu. Üstelik konuşanların bu sefer adı soyadı hatta yaşı bile veriliyordu.
Ayşenur Arslan saha tecrübesi olmayan yıllardır masabaşında yöneticilik yapan bir medya mensubu olduğu için bölgeyi pek bilmez.
Odatv.com olarak kendisini aydınlatalım "Evet sınır bölgesinde yaşayan halk medyanın aylardır yaptığı haberlerden rahatsız. Hem de yalnızca şu kanaldan bu kanaldan değil top yekün takınılan durum ve tutumdan rahatsız."
Bölgeye gidip geldikçe biliyoruz ki iş artık bölge insanı için bir dalga konusu bile olmaya başladı.
Hergün yapılan rutin eğitimler, sıradan sevkiyatlar, kontrol noktalarındaki aramalar haber bültenlerinde olağanüstü gelişmeler olarak veriliyor.
Peki burada suçlu sahadaki muhabirler mi?
Elbette hayır. Ortada stratejik bir yönetici hatası hatta akıl tutulması var.
Türk medyasında her dönem moda haberler vardır. Haberin içeriğinden çok diğer kanalların varlığı bu haberleri yapılmak mecburiyetinde bırakır.
Türkiye'nin bir Irak operasyonu olmayacağı uzun süredir belli ama haber merkezlerinin yöneticileri ısrarla muhabirlerini sınırda tutup hiçbirşey olmasa da hergün sınara bağlanıp haber vermelerini bekliyorlar.
Burada devreye Mehmet Ali Birand ve Ali Kırca gibi haberi iyi ve aşkla sunan sunucular ve habercilik heyecanları girince işin rengi değişiyor.
Hiçbirşey olmasa da birşey var izlenimi yaratılıyor.
İletişim bilimcilerin deyimi ile algı gerçekliğin önüne geçiyor.
Ayşenur Arslan hırslı bir yöneticidir. Bu hırsı zaman zaman sahadaki muhabirleri mesleki riskler almak zorunda bırakacak zorlamaya bile dönüşebilmektedir.
Meseleyi Ayşenur Arslan özelinde tutmak ise haksızlık olur. Bütün haber merkezlerindeki yöneticiler aynı hırsı ve performansı sahadaki muhabirlerinden bekliyor.
Hepimiz biliyoruz ki haber dünyasında gerilim iyi "iş" yapıyor. Nitekim son dönem reytinglerde bunun göstergesi.
Ortada böylesine açık bir durum varken Ayşenur Arslan'ın ortaya çıkıp kendi bilinçli tercihi ya da hatasını muhabirlerin emeği, basının güveni üzerinden savunup bölgede yaşanan huzursuzluğu görmezden gelerek suçu diğer haber bültenlerine atması en hafif deyimi ile ayıptır.
Tam burada kendisinin kendisi ile ilgili yaptığı bir tesbiti hatırlamakta fayda var.
Ayşenur Arslan kendisi ile yapılan bir ropörtajda medyadaki yerini "pavyondaki bakire" olarak tanımlamıştı. Sanırız aynı ruh hali burada da kendini gösteriyor.
Pavyon tüm Türk medyası için ağır bir hakarettir bir yana ama bakirelik meselesinde Odatv.com olarak Cem Uzan'ın en hırçın olduğu dönemlerde Ayşenur Arslan'ın Star haber dairesinin başında olduğunu bilmem hatırlatmamıza hala gerek var mı?
Ardan Zentürk kimi anahaber bültenlerinden Güneydoğu'da yaşayan insanların rahatsızlık duyduğunu belirten bir izlenim yazısı yazdı.
Kanal D haber direktörü Ayşenur Arslan'dan zehir zemberek bir açıklama geldi.
Kısaca özetlersek Ayşenur Arslan yazılanların yalan olabileceğini yazıda konuşanların isminin belirtilmediğini ve doğruysa da kendilerinin değil diğer anahaber bültenlerinin suçlanması gerektiğini söylüyordu.
Ayşenur Arslan'a cevap Ardan Zentürk'den değil devletin resmi ajansı Anadolu Ajansı'ndan geldi.
Servise konulan haberde Şırnak ve ilçelerinde yaşayan halkın basındaki operasyon haberlerinden rahatsız olduğu yazılıyordu. Üstelik konuşanların bu sefer adı soyadı hatta yaşı bile veriliyordu.
Ayşenur Arslan saha tecrübesi olmayan yıllardır masabaşında yöneticilik yapan bir medya mensubu olduğu için bölgeyi pek bilmez.
Odatv.com olarak kendisini aydınlatalım "Evet sınır bölgesinde yaşayan halk medyanın aylardır yaptığı haberlerden rahatsız. Hem de yalnızca şu kanaldan bu kanaldan değil top yekün takınılan durum ve tutumdan rahatsız."
Bölgeye gidip geldikçe biliyoruz ki iş artık bölge insanı için bir dalga konusu bile olmaya başladı.
Hergün yapılan rutin eğitimler, sıradan sevkiyatlar, kontrol noktalarındaki aramalar haber bültenlerinde olağanüstü gelişmeler olarak veriliyor.
Peki burada suçlu sahadaki muhabirler mi?
Elbette hayır. Ortada stratejik bir yönetici hatası hatta akıl tutulması var.
Türk medyasında her dönem moda haberler vardır. Haberin içeriğinden çok diğer kanalların varlığı bu haberleri yapılmak mecburiyetinde bırakır.
Türkiye'nin bir Irak operasyonu olmayacağı uzun süredir belli ama haber merkezlerinin yöneticileri ısrarla muhabirlerini sınırda tutup hiçbirşey olmasa da hergün sınara bağlanıp haber vermelerini bekliyorlar.
Burada devreye Mehmet Ali Birand ve Ali Kırca gibi haberi iyi ve aşkla sunan sunucular ve habercilik heyecanları girince işin rengi değişiyor.
Hiçbirşey olmasa da birşey var izlenimi yaratılıyor.
İletişim bilimcilerin deyimi ile algı gerçekliğin önüne geçiyor.
Ayşenur Arslan hırslı bir yöneticidir. Bu hırsı zaman zaman sahadaki muhabirleri mesleki riskler almak zorunda bırakacak zorlamaya bile dönüşebilmektedir.
Meseleyi Ayşenur Arslan özelinde tutmak ise haksızlık olur. Bütün haber merkezlerindeki yöneticiler aynı hırsı ve performansı sahadaki muhabirlerinden bekliyor.
Hepimiz biliyoruz ki haber dünyasında gerilim iyi "iş" yapıyor. Nitekim son dönem reytinglerde bunun göstergesi.
Ortada böylesine açık bir durum varken Ayşenur Arslan'ın ortaya çıkıp kendi bilinçli tercihi ya da hatasını muhabirlerin emeği, basının güveni üzerinden savunup bölgede yaşanan huzursuzluğu görmezden gelerek suçu diğer haber bültenlerine atması en hafif deyimi ile ayıptır.
Tam burada kendisinin kendisi ile ilgili yaptığı bir tesbiti hatırlamakta fayda var.
Ayşenur Arslan kendisi ile yapılan bir ropörtajda medyadaki yerini "pavyondaki bakire" olarak tanımlamıştı. Sanırız aynı ruh hali burada da kendini gösteriyor.
Pavyon tüm Türk medyası için ağır bir hakarettir bir yana ama bakirelik meselesinde Odatv.com olarak Cem Uzan'ın en hırçın olduğu dönemlerde Ayşenur Arslan'ın Star haber dairesinin başında olduğunu bilmem hatırlatmamıza hala gerek var mı?