Küçük Yelkan’ın canının bedeli belli oldu! Ailesi karara isyan etti!
Antalya'nın Kemer ilçesinde geçen yıl trafik kazasında bisikletli Yelkan Göktuğ Demirsöz'e (9) aracıyla çarparak ölümüne neden olan Mustafa Nagnalo'ya verilen 1 yıl 8 ay hapis cezası, 12 bin 100 lira adli para cezasına çevrildi. Bu paranın 24 ay taksitle ödenebileceği belirtilen karara tepki gösteren Demirsöz ailesi, imza platformu change.org'da "Yelkan için adalet istiyoruz" adı altında kampanya başlattı.
Kaza, geçen yıl 28 Mayıs’ta Kemer ilçesi Göynük Mahallesi Bülent Ecevit Caddesi'nde meydana geldi. Mustafa Nagnalo yönetimindeki otomobil, bisikletli Yelkan Göktuğ Demirsöz'e çarptı. Kazada ağır yaralanan Demirsöz, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Kaza sonrası gözaltına alınıp tutuklanan Nagnalo, 27 gün sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Mustafa Nagnalo hakkında "taksirle ölüme neden olma" suçundan Kemer 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Davanın karar duruşmasında sanık Mustafa Nagnalo, "basit taksirle ölüme neden olma" suçundan "takdiri indirim" uygulanarak 1 yıl 8 ay hapse çarptırıldı. Bu ceza da 12 bin 100 liraya çevrildi. Gerekçeli kararda, cezanın 24 ay eşit taksitle tahsil edilebileceği belirtildi.
"Kaza değil, cinayet"
Yelkan Göktuğ Demirsöz'ün ailesi, karara Antalya Bölge Adliye Mahkemesi'nde itiraz edeceklerini açıkladı. Baba Mert Demirsöz, kararın adil olmadığını söyledi. Haklarını sonuna kadar arayacaklarını anlatan Demirsöz, şöyle dedi:
“Ara sokakta işlenen resmen bir cinayet. Bu aralar televizyonda da şoförlerin, sürücülerin hatalarından kaynaklı can kayıplarını çok görüyorsunuz. 9 yaşında bir çocuk öldürüldü. Bu cinayet gibi bir kaza. Kaza olarak nitelendiremiyorum bile. Çocuk parkının olduğu alanda erimiş hız kesme tümsekleri var ki Kemer Belediyesi kazadan bu yana hala o tümseklerle ilgili bir şey yapmadı. Sadece tümsek işareti var. Son bilirkişi raporunda açıkça belirtildiği üzere çocuğa ters şeritte çarpılıyor. Bilirkişi raporu en az 60-80 kilometre arasında bir süratle orada çarpmanın gerçekleştiğini söylüyor. Yerde kesinlikle fren izi yok. Araç uzun değil. Şoförün 'onu görmedim' deme şansı yok. Son derece geniş görüş açılı bir yol. Çocuğun altındaki hız bisikleti değil, dağ bisikleti. Sürat yapma ihtimali yok. Temyize gidip hakkımızı arayacağız. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz. 9 yaşında bir çocuğun ara sokakta çocuk parkı önünde katledilmesinin bedeli bu değil."
"Çocuğumuzun kanı da canı da satılık değil"
Sanık Mustafa Nagnalo'nun ve yakınlarının kendileriyle iletişime geçmeye çalıştığını aktaran Mert Demirsöz, “Çeşitli siyasiler araya girip aramaya çalıştı. Biz bu konuda kesin tavrımızı koyduk. Çocuğumuzun kanı da canı da satılık değil. Adalet istiyoruz. İlgili şahsın akrabaları çeşitli yerlerde çalışıyor. Oradaki nüfuzlarını kullanarak bir şeyler yapmaya çalıştıklarını düşünüyoruz. Bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan ceza almasını istiyoruz" diye konuştu.
"Yelkan için adalet istiyoruz"
Anne Nebahat Demirsöz, verilen karara üzüldüklerini belirtti. Demirsöz, “Oğlumuz gitti. Bunun üzüntüsünü yaşarken bir de verilen cezanın bu şekilde olması bizi gerçekten yıprattı. Bunun değişmesi için elimizden geleni yapıyoruz. İnşallah iyi sonuçlar gelir ki diğer çocuklar için de bir emsal karar olur. Change.org'da kampanya başlattık. 17 bin civarında imza topladık. Tabi sesimizi duyurabilmek için yeterli bir sayı değil. Bunun daha da çoğalması için uğraşıyoruz. 'Yelkan için adalet istiyoruz' diyerek kampanyamız başladı. Desteklerlerse çok sevinirim" dedi.
"Hâkimin takdirini etkileyecek çok şey var"
Ailenin avukatı Pınar Toğaç Bulut ise sanık Mustafa Nagnalo'nun dava sürecince sürekli 20-30 kilometreyle gittiğini, araç kullanırken telefon kullanmadığını iddia ettiğini belirterek, şunları söyledi:
“Mahalle arasında yolun ortasına gelmiş bir çocuk var. 20-30 kilometreyle gidip çocuğu görmediğini söylüyorsunuz ve 8 metre çocuğu sürüklüyorsunuz. Burada hız ve trafik kurallarına aleni aykırı bir durum var. Başından beri raporlarda sıkıntı olduğunu söyledik. Adli tıptan gelen raporda çocuğun yaşı gereği davranışlarında uyumlu bulup asli kusurlu buldu. Rezalet bir rapordu. Dosyanın başka bir bilirkişiye gitmesini istedik. Reddedildi. Hakime Hanım 'Takdir yetkisi bizdedir' dedi. Akabinde sanık 'Telefonla ilgilenmedim' dedi, arama kayıtları, yazışmalar GSM şirketinden istenilsin dedik. O da yapılmadı. Taleplerimizin hiçbirinin üzerinde durulmadı. Fren izi yok, 8 metre sürüklenip aracın altında parçalanmış bir çocuk var. Taleplerimiz değerlendirilmedi. Hakim kendi yetkisini kullanarak komik bir cezayla en sonunda 12 bin 100 lira ceza vererek davayı kapattı. Ehliyete tedbir dahi konulmadı. Bu dosyada ne oldu bilmiyoruz. Hakim kendi çocuğu bu kazada ölmüş gibi düşünseydi, kanunu olduğu gibi uygulasaydı bu sonuç olmayacaktı."