Küçük Ağa Kanal D’yi kurtarabilecek mi?
Kanal D bu yıl dizi tutturamıyor, tutturamadıkça da yayından kaldırıp yerine yenisini koyuyor. İki hafta Cinayet’in oynadığı saatte bu kez bir ağa dizisi izledik ama bu ağa başka ağa!
Kanal D’nin Sezercik-Ömercik ama en çok da Yumurcak benzeri bir çocuk kahramana sahip yeni dizisi Küçük Ağa’nın ilk bölüm reytinginin yüksek olacağını düşünüyorum çünkü üç kuşak arası (Baba oğul ve kutsal torun) etkileşim mevcut. Yılların yapımcısı Türker İnanoğlu’nun sahibi olduğu Erler Film bu işleri iyi biliyor, Yeşilçam zamanlarında oğlu İlker İnanoğlu’nun canlandırdığı Yumurcak filmleriyle epey bilet satmıştı.
Şimdi aynı şeyi TV’de deniyor ancak ortada bazı sıkıntılı durumlar ve ilk bölümden gereksiz bir malzeme yığılması var.
Açıkçası anne ile babanın boşanma süreci bu bölüme yeterdi. Beceremediği doğu şivesiyle arz-ı endam eden “dede” figürü daha sonraki bölümlere saklanabilirdi. Ama asıl eleştirdiğim kısım bu değil.
Doğulu bir aşiret ağasının reklamcı oğlu fikri biraz zorlama… Keza kızın ailesinin Osmanlılığı da öyle… İlerleyen bölümlerde bu çatışma üzerinden bir mizah üretileceği aşikâr. İlk bölüm, 9 yaşındaki çocuğun ihbarıyla bütün sirenli kuvvetlerin apartmana toplanması ve daha bir sürü mantık deliği içeriyordu, hepsini tek tek yazmak gereksiz.
Dizinin asıl gücünü Emir Berke Zincidi’nin sevimli masumiyetinden alacağı belli. Endişem, 90 dakikalık bir diziyi çekeyim derken ömrünün setlerde geçecek olması. Evet, tecrübesi var ama Öyle Bir Geçer Zaman ki ’de küçük bir rolü vardı, burada başrol.
Peki, Küçük Ağa tutar mı?
Açıkça söyleyeyim ben bu kadar kolay tahmin edilebilir, basit çözümlemelere sahip bir diziyi izlemem ama TV karşısına geçen dolma saran kadınlar krallığının beklentisi de tam olarak bu. Hep söylüyorum; Kayıp, Cinayet gibi entrika dizilerinin 90 dakikalık formatta hiç şansı yok, seyircinin artık böyle bir dikkat kesilme hali kalmadı, rahat izlenen, kolayca çiğnenip hazmedilen şeyler izlemek istiyor. Ülkenin insanları yorgun, TV karşısına geçtiğinde ayrıca yorulmak istemiyor.
Zaten ortada bir aile dizisi boşluğu da var, Küçük Ağa dizisi lunapark senaryosu çekmekten kurtulup ilk bölümdeki kurgu zafiyetlerini de giderirse en az 2 sezon gider.
Diziyi eleştirenler daha ziyade gençler olacaktır ama sözlükçülerin dalga geçmekten bıkmadığı Arka Sokaklar, Akasya Durağı, Cennet Mahallesi, Yabancı Damat gibi dizilerin başarısı da yapım firmasının hedef izleyiciyi iyi tanımasından geliyor.
Gençler dizi izliyor ama internetten izliyor, reytinge hiçbir katkıları yok, bu yüzden de kanallar daha yetişkin izleyiciyi hedefleyen işler peşinde… Annelerimiz, babalarımız, teyzelerimiz gibi. Onlar henüz Youtube’dan reklamsız dizi izlemeyi çözebilmiş değil. O yüzden bu gruptakileri klasik Yeşilçam numaralarıyla kandırmak kolay. Erler Film de aynen böyle yapıyor işte…
Yarın sabah reyting sonuçlarına baktığımızda da Emir Berke Zincidi’nin dizisinin ilk bölümde ağalığını ilan ettiğini göreceğiz gibi geliyor bana…
MURAT TOLGA ŞEN /
Şimdi aynı şeyi TV’de deniyor ancak ortada bazı sıkıntılı durumlar ve ilk bölümden gereksiz bir malzeme yığılması var.
Açıkçası anne ile babanın boşanma süreci bu bölüme yeterdi. Beceremediği doğu şivesiyle arz-ı endam eden “dede” figürü daha sonraki bölümlere saklanabilirdi. Ama asıl eleştirdiğim kısım bu değil.
Doğulu bir aşiret ağasının reklamcı oğlu fikri biraz zorlama… Keza kızın ailesinin Osmanlılığı da öyle… İlerleyen bölümlerde bu çatışma üzerinden bir mizah üretileceği aşikâr. İlk bölüm, 9 yaşındaki çocuğun ihbarıyla bütün sirenli kuvvetlerin apartmana toplanması ve daha bir sürü mantık deliği içeriyordu, hepsini tek tek yazmak gereksiz.
Dizinin asıl gücünü Emir Berke Zincidi’nin sevimli masumiyetinden alacağı belli. Endişem, 90 dakikalık bir diziyi çekeyim derken ömrünün setlerde geçecek olması. Evet, tecrübesi var ama Öyle Bir Geçer Zaman ki ’de küçük bir rolü vardı, burada başrol.
Peki, Küçük Ağa tutar mı?
Açıkça söyleyeyim ben bu kadar kolay tahmin edilebilir, basit çözümlemelere sahip bir diziyi izlemem ama TV karşısına geçen dolma saran kadınlar krallığının beklentisi de tam olarak bu. Hep söylüyorum; Kayıp, Cinayet gibi entrika dizilerinin 90 dakikalık formatta hiç şansı yok, seyircinin artık böyle bir dikkat kesilme hali kalmadı, rahat izlenen, kolayca çiğnenip hazmedilen şeyler izlemek istiyor. Ülkenin insanları yorgun, TV karşısına geçtiğinde ayrıca yorulmak istemiyor.
Zaten ortada bir aile dizisi boşluğu da var, Küçük Ağa dizisi lunapark senaryosu çekmekten kurtulup ilk bölümdeki kurgu zafiyetlerini de giderirse en az 2 sezon gider.
Diziyi eleştirenler daha ziyade gençler olacaktır ama sözlükçülerin dalga geçmekten bıkmadığı Arka Sokaklar, Akasya Durağı, Cennet Mahallesi, Yabancı Damat gibi dizilerin başarısı da yapım firmasının hedef izleyiciyi iyi tanımasından geliyor.
Gençler dizi izliyor ama internetten izliyor, reytinge hiçbir katkıları yok, bu yüzden de kanallar daha yetişkin izleyiciyi hedefleyen işler peşinde… Annelerimiz, babalarımız, teyzelerimiz gibi. Onlar henüz Youtube’dan reklamsız dizi izlemeyi çözebilmiş değil. O yüzden bu gruptakileri klasik Yeşilçam numaralarıyla kandırmak kolay. Erler Film de aynen böyle yapıyor işte…
Yarın sabah reyting sonuçlarına baktığımızda da Emir Berke Zincidi’nin dizisinin ilk bölümde ağalığını ilan ettiğini göreceğiz gibi geliyor bana…
MURAT TOLGA ŞEN /