KRALIN ŞATAFATLI ZİYARETİ ETRAFINDA BİR MEMLEKET ANALİZİ!.. BUYRUN!...

Bir şatafat. Bir afra tafra. Bir havalar. Halbuki, daha düne kadar deveye biniyordu bunlar. Şimdi filoyla geziyorlar... Zamanında elini öptüğü millet, el pençe divan duruyor karşısında.

Alem buysa kral sensin

YILMAZ ÖZDİL

Çok sevdiğim bir ağabeyim var...
Hayata sonuçlarından değil, sebeplerinden bakmayı sever.
Ve, ne zaman bir garibanlık görse, "parasızlığın gözü çıksın" demez, Lidyalılara küfür eder.
Parayı icat ettiler ya...
Ondanmış.
Onların başının altından çıkmış aslında her şey.




Bakıyorum dün olan bitene.
Gösterilen abartılı ilgiye...
Şakşaklara...
Basıyorum küfürü Lidyalılara.




Bir şatafat.
Bir afra tafra.
Bir havalar.
Halbuki, daha düne kadar deveye biniyordu bunlar.
Şimdi filoyla geziyorlar...
Zamanında elini öptüğü millet, el pençe divan duruyor karşısında.
Törenler mörenler...
Cumhuriyet'in Çankaya Köşkü.
Osmanlı'nın Çırağan Sarayı.
Gak deyince Başbakan...
Guk deyince Maliye Bakanı.
İş dünyası pervane...
Kimi GAP'ı satmaya çalışıyor, kimi İstanbul'un Anadolu yakasını.
Memleketi Kapalıçarşı'ya çevirmişler kardeşim...
Tarih bilinci dolarla.
Ulusal onur euroyla.
Gazeteciler desen...
Zaten gönüllü hanutçu.
"Yaşasın, hastane de yapacak" manşetleri atılıyor.
Utanmasalar teklif edecekler...
"Bastır papeli, istersen Kaşıkçı Elması'nı sarayım götür, istersen Topkapı Hançeri'ni..."




E haremağası bile olsan...
Yavuz gibi, Fatih gibi, Yıldırım gibi hissedersin kendini.
Basıyorum küfürü Lidyalılara.