Köşe yazarlarından karara ortak tepki: Sözcü’den FETÖ çıkmaz!

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Sözcü yazar ve yöneticilerine verdiği hapis cezaları, Türkiye gündeminde bomba etkisi yarattı. Köşe yazarları bugünkü yazılarını Sözcü'ye ayırdı. Ortak tepki ise şuydu: Sözcü gazetesinden FETÖ çıkmaz!

Türk basın ve hukuk tarihi açısından ‘kara leke’ olarak değerlendirilen kararlara birçok gazete ve köşe yazarı tepki gösterdi.

SEDAT ERGİN: YARGININ İNANDIRICILIĞI AÇISINDAN MESELE

Hürriyet yazarlarından gazetenin eski yayın yönetmenlerinden Sedat Ergin “FETÖ'ye karşı yayınlarıyla tanınan bir gazetenin yöneticilerinin FETÖ'ye yardımcı oldukları iddiasıyla mahkûm edilmesi, öncelikle yargının toplum gözündeki inandırıcılığı açısından da ciddi bir mesele yaratacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Sedat Ergin, “Emin Çölaşan ile Necati Doğru gibi laik dünya görüşleriyle temayüz etmiş köşe yazarlarının FETÖ'ye yardımcı oldukları iddiasıyla mahkûm edilebildiği bir ortamda vatandaşların hukuk güvenliğinden endişe etmemeleri mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

ERTUĞRUL ÖZKÖK: ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN VE SÖYLEYİN!

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök de 4 Nisan 2013’te seçilen 63 akil insanı hatırlatarak, “Dün Sözcü gazetesi yazar ve yöneticileri hakkındaki hapis cezası kararlarını öğrendiğim an, tuhaftır aklıma bu insanlar geldi” yazdı.

Eski Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni olan Özkök, akil insanların bugün büyük bölümünün farklı yerlere savrulduğunu belirterek şöyle devam etti yazısına:

* Acaba bugün bu insanların hepsini bir araya toplasak ve desek ki… Elinizi vicdanınıza koyun… Sizce Emin Çölaşan FETÖ'cü olabilir mi? Necati Doğru FETÖ'cü olabilir mi… Sözcü gazetesinden FETÖ terör örgütü çıkar mı…

* Konuştuğum ve sağduyusuna güvendiğim bazı kişiler de şu yorumu yaptılar: Mahkeme bu kararı verirken 3 konuda ilginç bir şey yaptı:

* İstenilenin en alt sınırından hapis cezası verdi.

* Denetimli serbestlik kararı aldı.

* Hatta yurt dışı çıkış yasağı bile koymadı.

* Yani mahcup bir karar aldı.

* Sanki Yargıtay'a “Ne olur şunu düzeltin biz de altında kalmayalım” der gibi bir havası vardı.

* İnşallah Yargıtay bu kararı düzeltir ve Türkiye de yöneltilecek ağır eleştirilerden bir nebze olsun kurtulur.

AKİF BEKİ: EN HIZLI ERDOĞANCIYI BİLE İKNA ETMEZ

Başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın danışmanlığını yapan Karar Gazetesi yazarı Akif Beki ise cezaları “En hızlı, en ateşli Erdoğancıyı bile ikna etmeyecek bir karar” olarak değerlendirdi.

Beki bugünkü köşesinde şu ifadeleri kullandı:

* Sözcü’ye FETÖ’cülük suçlamasına şu kadar inansalar, içlerinde zerre şüphe ve tereddüt olsa…

* İzmir adayı Nihat Zeybekçi, gazeteyi ziyaret edip Çölaşan’la o fotoğrafı verir miydi?

* Ankara adayı Mehmet Özhaseki ile İstanbul adayı Binali Yıldırım, Sözcü’nün manşetlerinden seçmeni selamlayıp o podyumda görücüye çıkarlar mıydı?

* Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı resepsiyonlarının akredite müdavimi yapılır, ‘ak’ listeye alınır mıydı?

“BU ARTIK TRAJEDİ DEĞİL BİR KOMEDİDİR”

Habertürk yazarı Fatih Altaylı da bugünkü yazısında Sözcü’ye verilen cezalara değindi. Sözcü’ye verilen cezaları aynı gün tanıtılan yerli otomobille anlatan Altaylı şunları söyledi:

*Sözcü gazetesi yazarlarının “Fetullah Gülen terör örgütüne üye olma suçlamasıyla yargılandıkları” davada mahkum edilmeleri Türk yargı tarihinin gelmiş geçmiş en büyük
ayıpları arasında yer aldı.

*Bir yanda bir yerel gazeteci “Fetullah Gülen'e hakaret ettiği” için hapis cezasına çarptırılırken, dğer yanda bırakın Fetullah'ı, herhangi bir dinci yapının yakınından geçmesi mümkün olmayan Emin Çölaşan, Necati Doğru gibi isimler “Gülen örgütüne yardım ve yataklıktan” mahkum oluyor.

*Buna karşılık örgütün tam göbeğinden yer alan isimler hem ticarette hem siyasette hem bürokraside aslanlar gibi yollarına devam ediyorlar. Hatta saraylara girip
çıkıyorlar. Bu artık bir trajedi değil, bir komedidir.

*Size bir şey söyleyeyim mi? Otomobili güvenilir bir ülke olmak iyidir. Ama hukuku ve adalet iyi bir ülke olmak çok çok daha iyidir.

*Ben gerekrise otomoblin yine ithal edebilirim. Ama adaletin iyisini ithal etme şansımız ne yazık ki yoktur. Asıl onun kaliteli, güvenilir ve yerli ve mililisi makbuldür.
Otomobili Pininfarina'ya çizdirebilirsiniz. Ama bana adaletin resimini dışarda çizdirip getiremezsiniz!

*Abidin bile çizemez. Ama bu kararla bir milletin onurunu, karizmasını çizdiririsniz. Bir ülkede adalet bu noktaya gelmişse, otomobil yapsanız ne olur, uçak yapsanız ne olur! Uzaya çıksanız kim takar!

*Sözcü yazarları mahkum oldu diye sakın sevinmeyin. Bir ülkede Adalet bu hale geldiyse… Yarın öbür gün mesela Hayrettin Karaman'ı ateizm propagandası yapıp, misyonerlik faaliyeti yürütmekten yargılarlar.

*Böyle bir hukuksuzluğa sevinen birisi benim arkadaşım falan olamaz!

SEVİLAY YILMAN: SİYASİ BİR KARAR, YARGITAY’DAN DÖNECEKTİR

Habertürk yazarı Sevilay Yılman da basın ve hukuk tarihine kara bir leke olarak geçen kararı değerlendirdi.

Yılman “Emin Çölaşan da FETÖ'cü ise kapatalım bu defteri” ara başlıklı yazısında şunları kaleme aldı.

*Bir yanda yerli ve milli otomobilin göğsümüzü kabartan tanıtım toplantısı… Diğer yanda ise 50 yıldır bu ülkede; “Atatürkçü, ulusalcı” çizgide gazetecilik yapan Emin Çölaşan, Necati Doğru gibi isimlerin FETÖ'cü ilan edilip 3 yıl 6 ay gibi bir zamanla hapse mahkum edilmesi…

*İnanın ne diyeceğim bilemiyorum… Şaka desem şaka değil! Hakkat desem hakkat değil! Gerekçeli kararı bilmiyoruz henüz ama o kararda ne yazıyorsa yazsın…

*Fikrim net şudur: “Eğer bu ülkede bir Çölaşan ya da Necat Doğru da artık FETÖ'cü diye yargı tarafından hapis cezasına çarpıtılıyorsa… Kapatalım bu defteri ve alıp başımızı gidelim!” Elbette “Adaletin kestiği parmak acımaz!” ama kimse kusura bakmasın bu kesilen parmak falan değil!

*Bu kesilen, “vicdan” denilen o muhteşem duygunun dami park ettği kalbin damarlarının kesilişidir adeta… Dün ana haber bülteninde Habertürk TV'ye bağlanan konusunda uzman hukukçuların yorumlarını dinledim. Hemen hepsi bu kararın siyasi bir karar olduğunu ve Yargıtay'dan döneceğini ifade ediyorlardı. Ben de öyle düşünüyorum.

NAGEHAN ALÇI: NE HUZUR NE HUKUK KALIR

Habertürk yazarı Nagehan Alçı ise köşesinde şunları yazdı:

*Öte yandan tam bu güzel gelişmeyi izlerken Sözcü gazetesi yazarlarına ve yöneticilerine hapis cezaları yağdığı haber geldi. Olmaz böyle şey sayın hakimler! Olamaz ve olmamalı. Türkiye'ye yakışmıyor bu hapis kararları…

*Yerli otomobil gibi hepimizin gurur duyması gereken ve ülke olarak zenginleşmemize çok büyük katkılar sağlayacak bir hadisenin olduğu gün Türkiye'nin kalkınması için zorunlu olan hukuk devlet anlayışına uygun olmayan bu kararlar verilmemeliydi.

*17-25 Aralık 2013 FETÖ darbe teşebbüsü sürecinde ben ekranlarda Sözcü gazetesi ve yazarlarının çok yanlış tutum aldığını defalarca söylemiş ve Sözcü zihniyeti ile
kavga etmiş bir yazarım.

*Fakat o süreçteki tavırlarını büyük bir yanılgı olarak görmek ve kriminalize etmemek gerekir. Bu ülkenin sosyal ve siyasal kesimler birbirini kriminalize etmeyi bırakmazsa Türkiye'de ne huzur ne de bir zerre hukuk kalır.

*Öyle bakarsanız 17-25 Aralık FETÖ darbe teşebbüsünün o dönem başarıya ulaşmasını isteyen herkes suçlu lan edersiniz ki o zaman şu an iktidar blokunda yer alan çok sayıda insan da bu kapsama
girer. Öte yandan hem Sözcü hem CHP ve diğer muhalefet unsurları da AK Parti ve hükümeti mensuplarının FETÖ'den tutuklanmasını talep etmek gibi saçma girişimlere son vermeli.

*Muhalefet bu şekilde sürekli tutuklama istedikçe iktidar da elindeki FETÖ sopasını 17-25 Aralık darbe teşebbüsüne destek vermiş herkese karşı dilediği zaman kullanma eğilimine kapılıyor.

MİYASE İLKNUR: MANYAK MISINIZ OĞLUM NE FETÖ’CÜSÜ…

Cumhuriyet yazarı Miyase İlknur ise köşesinde karar ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu

*Dün Sözcü gazetesinin yönetici ve yazarlarına FETÖ'den ceza yağdı misal.

*Akıllı Devlet Modeli olsa, bu yazarların geçmişteki eylemleri, yazıları, ilişkileri veri olarak yüklendiğinde makine “manyak mısınız oğlum ne FETÖ'cüsü, hadi işinize” der bu davayı ilk celsede bitirirdi. Ama davaya insan müdahalesi olunca işte böyle ceza yerler.