KORKUYORSANIZ SUSUN BARİ! SONER YALÇIN AKŞAM'A ATEŞ PÜSKÜRDÜ!
Soner Yalçın Akşam'da iki gündür peşpeşe yayınlanan haberler nedeniyle Akşam'ın Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya'ya seslendi!
Akşam Gazetesi’nde dün birinci sayfadan "Oda’yı yakan ‘teRTEmiz’ belge” başlıklı bir haber yayınlanmıştı. Bugün de manşetten yayınlanan "Sorgu ODA’sı tutanakları" haberi üzerine Odatv internet sitesinde Soner Yalçın imzalı bir yazıyla, Akşam’ın Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya’ya hitaben açık bir mektup yayınlandı.
Akşam’da çıkan haberleri hatırlatan Soner Yalçın, Küçükkaya’ya şunları yazdı:
"Sayın Küçükkaya,
Beni ve Odatv’yi ne kadar tanıyorsunuz, bu konuya hiç girmeyeceğim. Bana, bize birilerinin "şu haberleri yapın" demesiyle haber yapıp yapmayacağımız konusuna da değinmeyeceğim. Ama sizden, bir gazeteci olmanız nedeniyle bir talepte bulunacağım. Lütfen şunu araştırır mısınız:
Bahsettiğiniz sözde belge, Odatv’ye iki ayrı tarihte casus program aracılığıyla giriyor ve aynı anda çıkıyor, siliniyor. 15 bilgisayarımızın hard diski, 900 küsür CD ve 3600 kasetimiz içinden, polisler böylesine bir virüsü şıp diye 48 saat içinde buluveriyorlar!
Sahi, siz bu sözüm ona belgeye inanıyor musunuz?
Bizim neden cezaevinde olduğumuzu gerçekten bilmiyor musunuz?
KORKUYORSANIZ SUSUN!
Lütfen ne kendinize ne de bize haksızlık yapın. Biz gazeteciliğimizin bedelini ödüyoruz. Bunu gölgelemeyin, biz içeride aslanlar gibi yatarız. Güle oynaya da çıkarız. Siz kendinize ve mesleğimize sahip çıkın.
Sayın Küçükkaya,
Sizin iyi bir gazete yapmaya çalıştığınızı biliyorum, size takdir duygularımı da hep aktardım. Bu nedenle bu mektubu yazdım.
Ama ne olur bu oyunun parçası olmayınız. Çoğu meslektaşımız gibi korkabilirsiniz, bunu anlarım. Ama hiç değilse o zaman susun. Biz gazetecilik mücadelemizi cezaevinde de sürdürürüz. Lütfen siz bu tertibe alet olmayınız, mesleğimizin ayaklar altında çiğnenmesine izin vermeyiniz. Habercilikte ısrar ediniz."
Akşam’da çıkan haberleri hatırlatan Soner Yalçın, Küçükkaya’ya şunları yazdı:
"Sayın Küçükkaya,
Beni ve Odatv’yi ne kadar tanıyorsunuz, bu konuya hiç girmeyeceğim. Bana, bize birilerinin "şu haberleri yapın" demesiyle haber yapıp yapmayacağımız konusuna da değinmeyeceğim. Ama sizden, bir gazeteci olmanız nedeniyle bir talepte bulunacağım. Lütfen şunu araştırır mısınız:
Bahsettiğiniz sözde belge, Odatv’ye iki ayrı tarihte casus program aracılığıyla giriyor ve aynı anda çıkıyor, siliniyor. 15 bilgisayarımızın hard diski, 900 küsür CD ve 3600 kasetimiz içinden, polisler böylesine bir virüsü şıp diye 48 saat içinde buluveriyorlar!
Sahi, siz bu sözüm ona belgeye inanıyor musunuz?
Bizim neden cezaevinde olduğumuzu gerçekten bilmiyor musunuz?
KORKUYORSANIZ SUSUN!
Lütfen ne kendinize ne de bize haksızlık yapın. Biz gazeteciliğimizin bedelini ödüyoruz. Bunu gölgelemeyin, biz içeride aslanlar gibi yatarız. Güle oynaya da çıkarız. Siz kendinize ve mesleğimize sahip çıkın.
Sayın Küçükkaya,
Sizin iyi bir gazete yapmaya çalıştığınızı biliyorum, size takdir duygularımı da hep aktardım. Bu nedenle bu mektubu yazdım.
Ama ne olur bu oyunun parçası olmayınız. Çoğu meslektaşımız gibi korkabilirsiniz, bunu anlarım. Ama hiç değilse o zaman susun. Biz gazetecilik mücadelemizi cezaevinde de sürdürürüz. Lütfen siz bu tertibe alet olmayınız, mesleğimizin ayaklar altında çiğnenmesine izin vermeyiniz. Habercilikte ısrar ediniz."