"KOMÜNİST YAZAR ARIYORUM!" YANDAŞ MEDYA SUÇLAMASINA İLGİNÇ ÇÖZÜM!..

CNNTürk'e konuk olan Erdal Şafak'tan çok ilginç açıklamalar! Her konuya değindi. İşte o sözler.


CNN Türk'te yayınlanan Medya Mahallesi bugün Sabah gazetesi yazı işleri toplantısına konuk oldu. Gazetenin gündeme yaklaşımının ele alındığı programda Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak ve Yayın Koordinatörü Şule Bulut "yandaş medya" eleştirilerini reddetti, gazetede çok farklı fikirlerin birarada olduğunun altını çizdi. Şafak "En demokratik gazeteyiz" dedi.

ERGENEKON SORUŞTURMASINDA MEDYA KULLANILDI MI?
ERDAL ŞAFAK: Sızdırmalar için 3 adres vardır: Polis, savcıdır ya da avukat. Bu üçünün de kaynağını önlemek Adalet Bakanı ve hükümetin işidir. Çok hassas ve çok stratejik bir operasyon Ergenekon... Kamuoyu desteği olmadan belli bir noktadan öteye götürülemeyeceğine ilişkin kaygılar var ise basın desteği üzerinden kamuoyu yaratmaya ihtiyaç duyuyorsa bu tür sızdırmalarda yasaya tam uymamak bir yere kadar makul ve mazur görülebilir. O sınırlar da medyanın etik kuralları, yasalar, uluslararası yasalar ve insanın vicdanıdır.

BALBAY GÜNLÜKLERİ VE 6 BAKAN HABERİNDEKİ TAVRI
ERDAL ŞAFAK: Vicdanınızın bir yerden sonra isyan ettiği, kullanıldığınızı hissettiğiniz, henüz iddianameye girmemiş, girse bile mahkeme tarafından kabul edilip edilmeyeceği belli olmayan bir konuda şovalyelik yapmaya kalktığınızda Ergenekoncu oluyorsunuz, yayınladığınızda da derin devlet düşmanı oluyorsunuz. Ergenekon sadece dünü temizlemekle ilgili değil yarını etkileyecek bir konu olduğu için medya ilkeleri açısından bir turnusol kağıdıdır.

6 BAKAN HABERİNE TEPKİLER
ERDAL ŞAFAK: Tepkilere şaşırmadım; çünkü siyasileri tanıyoruz. Sorun şuydu, Sayın Başbakan Bakanlar Kurulu'nda tüm bakanların kendisine şifahi olarak istifalarını verdiğini ya da vermeyi teklif ettiğini yalanlamıyor. Sayın Başbakan'ın itiraz ettiği ya da öfkelendiği konu orada ifade edilen bir bakanın sözlerinin yanlış anlaşıldığına ilişkin sanırım. Haksızlığa uğrama duygusu oldu tabii. Konuyu uzatmamak için bir yanıt verme ihtiyacı hissetmedik. Ne diyebilirsiniz burada... Israr edersiniz, karşı taraf da ısrar edecek. Demokraside 4 erk var, biz 4. gücüz. 4. gücün kavga etme lüksü yoktur, sadece denetlemekle görevlidir.

GAZETE YAZARLARI ARASINDAKİ POLEMİKLER
ERDAL ŞAFAK: Polemik fikir bazında elbette olacaktır ama kişisel bazda özel hayata yönelik olursa, eleştirinin ötesine geçip hakarate, aşağılamaya dönüşürse bu polemik değildir. Türkiye'nin geldiği demokratik standartlarda medyanın çok eskilerde kalması gereken bir alışkanlığının nüksetmesidir. Bu da kişiliklerle oynamaktır, hiç bir gazeteci arkadaşımın sokaktaki vatandaşın birbirlerine hitap ettiği kelimelerle birbirlerine sataşmalarının kabul edilebilir olduğunu düşündüğünü sanmıyorum. Bir kısır döngüye girdiği noktada kırmak gerekiyor ki kendi işlerine dönsünler. Türkiye'nin en demokratik gazetesiyiz.

ŞULE TALU: Sabah'ın dinamiğini oluşturan en önemli şey, farklı fikirlerin bu gazetede çok hızlı bir biçimde yer alması bana göre. Sabah'ta çok farklı fikirleri kaleme alan insanlar var. Ancak yazarlarımız arasında ilke bazında farklı fikirlerin yansıtılmasında bir sorun yok. Temel şey o farklılıkların gazete içinde yaşatılması. Hakikaten bazen iki yazar arasında çok ağır, hakarete varan şeylerin olmaması gazetenin temel ilkeleri açısından doğrudur. Ama ilke tartışmaları gazetenin en büyük zenginliği.

YANDAŞ MEDYA TARTIŞMALARI
Şule Talu: Çalışanlar açısından baktığım zaman ben Sabah gazetesinin bu çizgide olduğuna inanmıyorum. Burada çok farklı görüşte insanlar var. Yazı işleri toplantısında farklı görüşlerini söylüyorlar ve bu görüşlerin ışığında bir gazete yapıyoruz. Bu izlenime ilişkin dışarıda yapılan tartışmalar ayrı bir konu ama ben çalışanlar olarak herkesin kendi fikrini rahatça söyleyebildiği bir ortam olduğuna inanıyorum.

Erdal Şafak: 3 bölüm halinde cevaplanabilir bu eleştiriler. Birincisi Sayın Başbakan'ın damadı ve damadının kardeşi Çalık Holding'te Sabah'ın grubun bünyesine katılmasından yaklaşık 10 yıl önce grupta çalışmaya başladılar. Sabah'ın Çalık Holding'e katılmasıyla birlikte holdingte görevlendirilmeye başlamış arkadaşlarımız değil bunlar. Ve Çalık Holding'te göreve başladıklarında da sanmıyorum ki o dönemde akıllarından bir gün sabah ve atv grubuna teklif verip, sahip olmak gibi stratejik bir hedefleri olsun. Bu konjonktürün getirdiği bir durum. Büyük bir haksızlık bu tanımlamalar.

İkincisi köşe yazarlarımıza hakaret ve kişisel hayata müdahale dışında asla ama asla hiçbir telkin yoktur. Hatta bazı fikirlerin eksikliğini hissediyoruz, örneğin küresel kriz sonrası sosyalizmin yeniden seçenek haline gelmesiyle komünizmi veya sosyalizmi savunan bir yazar arıyorum.

Üçüncüsü, ne gazetemizin ne Çalık Holding'in partisi yok. Bu körü körüne muhalefet etmek de değil. Türkiye'nin çıkarlarına aykırı olmadan, gazetecilik ilkelerine aykırı davranmadan gazetenin ruhuna uygun bir şekilde, özümsediği düşüncelere uygun bir şekilde yayın yapıyoruz. Bu çizgi de özgürlüktür, demokrasidir, insan haklarıdır, çoğulculuktur, AB üyeliğidir. Bu kadar özgürlükçü bir gazete yoktur.

Yandaş medya eleştirisi yanlış algılama değil, kasıt da var bunun içinde, kötü niyet var. Sabah, Hürriyet'le birlikte merkez medyanın iki damarından biri. Ve bu damarın giderek güçlenmesi bazılarını rahatsız ediyor ama olağan karşılıyoruz bu durumu..

SİYASİLERİN MEDYAYI AZARLAMA ALIŞKANLIĞI
Bu rahmetli Turgut Özal dönemiyle başlayan bir içli dışlı olma. Gazeteciilerin ve siyasilerin birbirlerinin özel hayatlarına ortak olmalarıyla başlayan bir süreç. Bu süreç belli bir çerçeveye oturtulamayınca azarlamaya kadar gidebiliyor. Bunun çözümü ise gazetecinin işini, siyasetçinin işini yapması.

changeTarget(document.getElementById("news_content"))