Koalisyonlardan koalisyon beğen!..İşte 14 ihtimallli senaryo!
Medyaradar medya-siyaset analisti Atilla Akar, seçim sonrası ortaya çıkan tablo doğrultusunda mümkün olan koalisyon senaryolarını ihtimaller sıralamasına göre masaya yatırdı ve gerçekleşme potansiyellerini tartıştı…
Şu kaderin cilvesine bakın!.. Siz bunca zaman koalisyonları lanetleyin, koalisyondan adeta bir “siyasi öcü”den söz eder gibi söz edin sonra bir şekilde eliniz koalisyona mahkum olsun. O kadar ki dün koalisyondan söz edenleri neredeyse “hain” ilan edecek bu yaklaşım şimdi “Ben koalisyonda yokum demenin milli irade ile işi yoktur” deme noktasına gelmiş bulunuyor. Tam anlamıyla ironik yani!
Neyse öyle veya böyle, şimdi önümüze bakalım. Acaba mevcut matematik ve siyasi tablonun önümüze koyduğu seçenekler neler? Dahası bunların “gerçekleşme potansiyelleri” ne kadar mümkün? En “mümkün” görüneninden en “imkânsız”ına, en “mantıklısı”ndan en “saçma” gibi duranına, kendimize fren koymadan hep birlikte düşünelim. Gerisi zaten bizi aşar!
MUHTEMEL HÜKÜMET SENARYOLARI VE GERÇEKLEŞME POTANSİYELLERİ…
Unutmayın burada “en doğrusu hangisi” ya da “hangisi olsa iyi olur” demiyoruz. Biz ihtimallerin artı veya eksileriyle, avantaj ve handikaplarıyla bir değerlendirmesini yapmaya çalışıyoruz. Buna rağmen sıralamam elbette özneldir ve “bana göre” gerçekleşme ihtimallerine göre sıralanmıştır. Şu ana kadar hep “5-6 ihtimalli senaryolar” kurulsa da biz hayalimizi “uçuk kaçık” denilme pahasına bile olsa biraz “geniş” tutmaya çalıştık. Bizim senaryolarımız ise 14 ihtimalli. Şimdi bakalım;
1) Erken seçime endeksli AKP azınlık hükümeti: AKP elindeki sayıyla bir hükümet sorumluluğu alır ve zorlar. Ardından muhtelif atraksiyonlarla hemen “erken seçim” kararı alınır. Gerisi “teknik bir süreç”e kalır. Ancak bunun için tüm prosedürlerin tüketilmesi gerek. Bu konuda süreçte Cumhurbaşkanının da devrede olduğu muhtelif yollar denenebilir. (Tabii Erdoğan, Cumhurbaşkanlığından istifa edip AKP’nin başına yeniden geçmeye kalkarsa işler hepten karışabilir ama o başka, yakın süreçte zannetmiyorum!) Hatta seçimin ilanı şartıyla birileri anlaşmalı destek bile verebilir. (Tek pürüz seçilenlerin emeklilik haklarında çıkabilir!) Burada güvenoyu alamayacağı bilindiği halde “Ülke hükümetsiz kalamaz” esprisine sığınılarak bir tür fiili “seçim hükümeti”ne dönüşme hali söz konusudur. Biraz garip ve karmaşık ama hiç yoktan iyidir! (AKP’nin de isteyebileceği senaryo olarak gözüküyor.)
2) HDP destekli AKP Azınlık Hükümeti: İlkinin “kalıcı” olmasa da daha uzun süreli bir versiyonudur. Bu konuda en yakın partner - seçim sürecinde çok tartışmış görünmelerine rağmen- HDP’dir. HDP; özellikle “açılım” , “özerklik” “Apo’nun durumu”, vb konularında önemli bir koz ele geçirmiş ve bu fırsatı kullanmak isteyebilir. AKP’ye “dışarıdan” ve “şartlı destek” verme kaydıyla böylesi bir azınlık hükümetini destekleyebilir. Bu kendisi açısından en makul ve mantıklı seçenek gibi görünüyor. HDP doğrudan siyasi sorumluluk almadan elini daha da güçlendirebilir. Hatta seçim öncesi aralarında bu konuda “gizli anlaşma olduğu” dedikoduları bile çıkmıştı. Bu “icraat” değil sadece bir “açılım hükümeti” olarak kalır. (Bana göre en mümkünler arasında ama sıkıntılı yanları da var)
3) AKP + HDP Hükümeti: Bu birinci seçeneğin daha doğrudan ve alenileşmiş versiyonudur. Ancak hem HDP hem de AKP açısından doğurabileceği tepki ve sakıncalar vardır. Bilhassa HDP henüz “rüştünü ispat etmediği için” ve halen PKK ile eş anlamlı tutulduğu için devlet içinde, bürokraside ciddi bir tepki oluşabilir. AKP ve HDP’de de kısmi direnişle de karşılaşabilir. Ayrıca ülkede tansiyon artabilir. (Şimdilik zor gibi ama imkânsız değil)
4) AKP + Bağımsızlar: “O bağımsızlar nerede?” diye sorulmayı hak eden bir senaryo bu. Şöyle ki burada gene kilit HDP’dir. Ancak HDP'den “doğrudan sorumluluk almamak ve yıpranmamak için” 20 kadar milletvekili istifa eder ve açılım karşılığı “bağımsız” desteği sağlanır. HDP’de “muhalif” rolünü oynamayı sürdürür. (Gerçekleşme ihtimali var ama düşük)
5) AKP + Yeni Parti (?) :Şu an tuhaf ve dolambaçlı bir yol gelebilir ama mecliste yeni ve 5. bir partimiz olabilir. Bir tür “Hülle Partisi” gibi HDP’den kopacak 20 kadar milletvekili yeni bir parti çatısı altında toplanabilir ve AKP ile resmi bir ortaklık kurar. HDP’de sorumluluktan kurtulur ama tayin ediciliğini sürdürür. (Gerçekleşmesi mümkün ama çok zor )
6) AKP + Transferler Hükümeti: 1977’deki Ecevitli CHP’nin AP’den kopardığı 11 bakanlı “Güneş Motel Hadisesi”ni andıran bir şekilde AKP çeşitli vaat ve makamlar karşılığı muhtelif partilerin milletvekillerine çengel atabilir. Buna kimler “tav” olur bilinmez ama “ahlaksızca” da olsa birileri çok sıkıştığında bunu “denemeye değer” bulabilir. (Gene de çok zayıf ve problemli bir ihtimal gibi duruyor.)
7) AKP + MHP Hükümeti: Mevcut dinamikler açısından bakıldığında “Zor ama imkânsız değil” bir senaryo gibi gözüküyor. Her iki partinin “muhafazakâr” yanları ve tabanı, bazı söylemlerde –pragmatik bile olsa- uyuşabilmeleri, seçimler öncesi birbirlerine daha dikkatli bir dille yaklaşmaları işi kolaylaştırabilir. MHP şimdi reddeder gibi görünse de bu seçeneği iki açıdan düşünebilir. Birincisi; AKP’nin açılım politikasını engellemek ve onu HDP’ye mahkum kılmamak. İkincisi; MHP her zaman kendisini “önce devlet partisi” hisseder ve o sorumlulukla hareket etmeye çalışır. 1999’da eski hasmı Ecevit ile kurduğu (DSP+ANAP) koalisyonda bu duyguyla gerçekleşmişti. “Türkiye’yi hükümetsiz bırakmama” adına böyle bir işe kalkışabilir. Ancak işlerin ters gitmesi durumunda MHP yakaladığı yükseliş trendini kaybedebilir. MHP açısından riskli bir durum. Bu MHP’yi bitirebilir bile. Gerçi Bahçeli seçim sonrası verdiği ilk demeçte “AKP+HDP” veya “AKP+CHP+HDP” Koalisyonu olabileceğini ve kendilerine “Anamuhalefet” görevi biçti ama belli olmaz. MHP reel olarak yükselmek istiyorsa dışında durmalı gibi gözüküyor. (Gerçekleşme ihtimali imkânsız değil)
8) MHP destekli AKP azınlık hükümeti: MHP, siyasi sorumluluk almaz ama “açılımın iptali” ve “güvenlikçi politikalar”a geri dönüş karşılığı AKP’ye şartlı destek verir. Bunu gene “ülkeyi hükümetsiz bırakmama” söylemiyle yapar. (Uygulamada çok zor ama mümkün)
9) AKP + CHP Hükümeti: Aslında bu Türkiye’de kimi iş çevreleri ve uluslar arası kesimlerin tercih edebileceği “geniş tabanlı” ve bir çeşit “tarihsel uzlaşma” hükümeti formülüdür. Lakin gerçekleşme potansiyeli hayli düşüktür. Her iki partinin de (Geçmişteki AP-CHP gibi) çok keskin bir şekilde saflaşması ve adeta “düşman” bellemesi bu seçeneği adeta imkânsız kılıyor. Ayrıca AKP tabanı için olmasa bile Bu formül CHP tabanından çok sert tepki görebilir. Zaten CHP’de buna hiç istekli görünmüyor. (Mümkün değil gibi!)
10) CHP-MHP-HDP Hükümeti: Bu fantastik düzeyde bir senaryodur ve hayli zor görünüyor. MHP ve HDP’nin bir araya gelmesi bugünkü şartlarda imkansız görünüyor. (Bu şıkkı geçiniz, olursa tam sürpriz olur!)
11) HDP destekli CHP+MHP Hükümeti: Bu da imkânsıza yakın bir seçenek olarak duruyor. Üstelik her iki partiyi de HDP’ye mahkum ediyor. Uygulanabilirliği çok zor. (Gerçekleşme şartı oldukça düşük.)
12) AKP Destekli CHP + MHP Hükümeti: Çok hayalci ve AKP bunu neden yapsın ki? (Olamaz diyelim bari)
13) CHP-MHP-AKP’den kopanlar Hükümeti: AKP’de hem Erdoğan-Gül çelişkisi hem doğan yeni konjonktürün getirebileceği sıkıntılar AKP’de çatlak ve kopmalar oluşturabilir. Kopanlar ayrı ve yeni bir oluşuma yönelebilir. Parlamentoda 5. veya 6. bir parti ortaya çıkabilir. Onlar ayrı bir hükümet seçeneğine yönelebilir. (Şimdilik zayıf ihtimal)
14) CHP Azınlık hükümeti: MHP ve HDP’nin fiilen yer almadığı dolayısıyla doğrudan sorumluluk üstlenmediği ama dışarıdan destek verdiği bir hükümet. Lakin bunun handikapı MHP ve HDP’yi aynı potada buluşturmak. Ayrıca ileriye yönelik “CHP’ye tuzak” anlamına gelebilir. CHP yıpranırsa bundan uzun vadede MHP ve HDP kârlı çıkar. (CHP’nin kolay kolay bu yola gireceğini zannetmiyorum. )
Elbette sonuçta siyaset acayip bir alandır. Kimse “Sırf şan olsun” diye hareket etmez. Herkes kendine göre hesap yapar, türlü iteklemelerin etkisine kapılır. Hiç akla hayale gelmedik bambaşka formülasyonlar ya da fiili durumlar ortaya çıkabilir. (Ayrıca uluslar arası birçok lobinin şu an kendi formülünü dayatmak için harekete geçtiğinden emin olabilirsiniz. Ki, zaten seçim sonuçları bile bunun bir eseridir.) Sürpriz yakınlaşmalar, uzaklaşmalar, garip kombinasyonlar ortaya çıkabilir. O yüzden kesin konuşmak için şimdilik erken…
Ortada az biraz kaotik kokular olsa da biz gene de Türk siyasetinin bu soruna en mümkün çözümü bulacağına bulamazsa da en az sarsıntıyla ülkeyi yeni bir seçime götüreceğine inanmak istiyoruz. Gerisini hep birlikte bekleyip göreceğiz…
09.06.2015.
atillaakar@gmail.com
Neyse öyle veya böyle, şimdi önümüze bakalım. Acaba mevcut matematik ve siyasi tablonun önümüze koyduğu seçenekler neler? Dahası bunların “gerçekleşme potansiyelleri” ne kadar mümkün? En “mümkün” görüneninden en “imkânsız”ına, en “mantıklısı”ndan en “saçma” gibi duranına, kendimize fren koymadan hep birlikte düşünelim. Gerisi zaten bizi aşar!
MUHTEMEL HÜKÜMET SENARYOLARI VE GERÇEKLEŞME POTANSİYELLERİ…
Unutmayın burada “en doğrusu hangisi” ya da “hangisi olsa iyi olur” demiyoruz. Biz ihtimallerin artı veya eksileriyle, avantaj ve handikaplarıyla bir değerlendirmesini yapmaya çalışıyoruz. Buna rağmen sıralamam elbette özneldir ve “bana göre” gerçekleşme ihtimallerine göre sıralanmıştır. Şu ana kadar hep “5-6 ihtimalli senaryolar” kurulsa da biz hayalimizi “uçuk kaçık” denilme pahasına bile olsa biraz “geniş” tutmaya çalıştık. Bizim senaryolarımız ise 14 ihtimalli. Şimdi bakalım;
1) Erken seçime endeksli AKP azınlık hükümeti: AKP elindeki sayıyla bir hükümet sorumluluğu alır ve zorlar. Ardından muhtelif atraksiyonlarla hemen “erken seçim” kararı alınır. Gerisi “teknik bir süreç”e kalır. Ancak bunun için tüm prosedürlerin tüketilmesi gerek. Bu konuda süreçte Cumhurbaşkanının da devrede olduğu muhtelif yollar denenebilir. (Tabii Erdoğan, Cumhurbaşkanlığından istifa edip AKP’nin başına yeniden geçmeye kalkarsa işler hepten karışabilir ama o başka, yakın süreçte zannetmiyorum!) Hatta seçimin ilanı şartıyla birileri anlaşmalı destek bile verebilir. (Tek pürüz seçilenlerin emeklilik haklarında çıkabilir!) Burada güvenoyu alamayacağı bilindiği halde “Ülke hükümetsiz kalamaz” esprisine sığınılarak bir tür fiili “seçim hükümeti”ne dönüşme hali söz konusudur. Biraz garip ve karmaşık ama hiç yoktan iyidir! (AKP’nin de isteyebileceği senaryo olarak gözüküyor.)
2) HDP destekli AKP Azınlık Hükümeti: İlkinin “kalıcı” olmasa da daha uzun süreli bir versiyonudur. Bu konuda en yakın partner - seçim sürecinde çok tartışmış görünmelerine rağmen- HDP’dir. HDP; özellikle “açılım” , “özerklik” “Apo’nun durumu”, vb konularında önemli bir koz ele geçirmiş ve bu fırsatı kullanmak isteyebilir. AKP’ye “dışarıdan” ve “şartlı destek” verme kaydıyla böylesi bir azınlık hükümetini destekleyebilir. Bu kendisi açısından en makul ve mantıklı seçenek gibi görünüyor. HDP doğrudan siyasi sorumluluk almadan elini daha da güçlendirebilir. Hatta seçim öncesi aralarında bu konuda “gizli anlaşma olduğu” dedikoduları bile çıkmıştı. Bu “icraat” değil sadece bir “açılım hükümeti” olarak kalır. (Bana göre en mümkünler arasında ama sıkıntılı yanları da var)
3) AKP + HDP Hükümeti: Bu birinci seçeneğin daha doğrudan ve alenileşmiş versiyonudur. Ancak hem HDP hem de AKP açısından doğurabileceği tepki ve sakıncalar vardır. Bilhassa HDP henüz “rüştünü ispat etmediği için” ve halen PKK ile eş anlamlı tutulduğu için devlet içinde, bürokraside ciddi bir tepki oluşabilir. AKP ve HDP’de de kısmi direnişle de karşılaşabilir. Ayrıca ülkede tansiyon artabilir. (Şimdilik zor gibi ama imkânsız değil)
4) AKP + Bağımsızlar: “O bağımsızlar nerede?” diye sorulmayı hak eden bir senaryo bu. Şöyle ki burada gene kilit HDP’dir. Ancak HDP'den “doğrudan sorumluluk almamak ve yıpranmamak için” 20 kadar milletvekili istifa eder ve açılım karşılığı “bağımsız” desteği sağlanır. HDP’de “muhalif” rolünü oynamayı sürdürür. (Gerçekleşme ihtimali var ama düşük)
5) AKP + Yeni Parti (?) :Şu an tuhaf ve dolambaçlı bir yol gelebilir ama mecliste yeni ve 5. bir partimiz olabilir. Bir tür “Hülle Partisi” gibi HDP’den kopacak 20 kadar milletvekili yeni bir parti çatısı altında toplanabilir ve AKP ile resmi bir ortaklık kurar. HDP’de sorumluluktan kurtulur ama tayin ediciliğini sürdürür. (Gerçekleşmesi mümkün ama çok zor )
6) AKP + Transferler Hükümeti: 1977’deki Ecevitli CHP’nin AP’den kopardığı 11 bakanlı “Güneş Motel Hadisesi”ni andıran bir şekilde AKP çeşitli vaat ve makamlar karşılığı muhtelif partilerin milletvekillerine çengel atabilir. Buna kimler “tav” olur bilinmez ama “ahlaksızca” da olsa birileri çok sıkıştığında bunu “denemeye değer” bulabilir. (Gene de çok zayıf ve problemli bir ihtimal gibi duruyor.)
7) AKP + MHP Hükümeti: Mevcut dinamikler açısından bakıldığında “Zor ama imkânsız değil” bir senaryo gibi gözüküyor. Her iki partinin “muhafazakâr” yanları ve tabanı, bazı söylemlerde –pragmatik bile olsa- uyuşabilmeleri, seçimler öncesi birbirlerine daha dikkatli bir dille yaklaşmaları işi kolaylaştırabilir. MHP şimdi reddeder gibi görünse de bu seçeneği iki açıdan düşünebilir. Birincisi; AKP’nin açılım politikasını engellemek ve onu HDP’ye mahkum kılmamak. İkincisi; MHP her zaman kendisini “önce devlet partisi” hisseder ve o sorumlulukla hareket etmeye çalışır. 1999’da eski hasmı Ecevit ile kurduğu (DSP+ANAP) koalisyonda bu duyguyla gerçekleşmişti. “Türkiye’yi hükümetsiz bırakmama” adına böyle bir işe kalkışabilir. Ancak işlerin ters gitmesi durumunda MHP yakaladığı yükseliş trendini kaybedebilir. MHP açısından riskli bir durum. Bu MHP’yi bitirebilir bile. Gerçi Bahçeli seçim sonrası verdiği ilk demeçte “AKP+HDP” veya “AKP+CHP+HDP” Koalisyonu olabileceğini ve kendilerine “Anamuhalefet” görevi biçti ama belli olmaz. MHP reel olarak yükselmek istiyorsa dışında durmalı gibi gözüküyor. (Gerçekleşme ihtimali imkânsız değil)
8) MHP destekli AKP azınlık hükümeti: MHP, siyasi sorumluluk almaz ama “açılımın iptali” ve “güvenlikçi politikalar”a geri dönüş karşılığı AKP’ye şartlı destek verir. Bunu gene “ülkeyi hükümetsiz bırakmama” söylemiyle yapar. (Uygulamada çok zor ama mümkün)
9) AKP + CHP Hükümeti: Aslında bu Türkiye’de kimi iş çevreleri ve uluslar arası kesimlerin tercih edebileceği “geniş tabanlı” ve bir çeşit “tarihsel uzlaşma” hükümeti formülüdür. Lakin gerçekleşme potansiyeli hayli düşüktür. Her iki partinin de (Geçmişteki AP-CHP gibi) çok keskin bir şekilde saflaşması ve adeta “düşman” bellemesi bu seçeneği adeta imkânsız kılıyor. Ayrıca AKP tabanı için olmasa bile Bu formül CHP tabanından çok sert tepki görebilir. Zaten CHP’de buna hiç istekli görünmüyor. (Mümkün değil gibi!)
10) CHP-MHP-HDP Hükümeti: Bu fantastik düzeyde bir senaryodur ve hayli zor görünüyor. MHP ve HDP’nin bir araya gelmesi bugünkü şartlarda imkansız görünüyor. (Bu şıkkı geçiniz, olursa tam sürpriz olur!)
11) HDP destekli CHP+MHP Hükümeti: Bu da imkânsıza yakın bir seçenek olarak duruyor. Üstelik her iki partiyi de HDP’ye mahkum ediyor. Uygulanabilirliği çok zor. (Gerçekleşme şartı oldukça düşük.)
12) AKP Destekli CHP + MHP Hükümeti: Çok hayalci ve AKP bunu neden yapsın ki? (Olamaz diyelim bari)
13) CHP-MHP-AKP’den kopanlar Hükümeti: AKP’de hem Erdoğan-Gül çelişkisi hem doğan yeni konjonktürün getirebileceği sıkıntılar AKP’de çatlak ve kopmalar oluşturabilir. Kopanlar ayrı ve yeni bir oluşuma yönelebilir. Parlamentoda 5. veya 6. bir parti ortaya çıkabilir. Onlar ayrı bir hükümet seçeneğine yönelebilir. (Şimdilik zayıf ihtimal)
14) CHP Azınlık hükümeti: MHP ve HDP’nin fiilen yer almadığı dolayısıyla doğrudan sorumluluk üstlenmediği ama dışarıdan destek verdiği bir hükümet. Lakin bunun handikapı MHP ve HDP’yi aynı potada buluşturmak. Ayrıca ileriye yönelik “CHP’ye tuzak” anlamına gelebilir. CHP yıpranırsa bundan uzun vadede MHP ve HDP kârlı çıkar. (CHP’nin kolay kolay bu yola gireceğini zannetmiyorum. )
Elbette sonuçta siyaset acayip bir alandır. Kimse “Sırf şan olsun” diye hareket etmez. Herkes kendine göre hesap yapar, türlü iteklemelerin etkisine kapılır. Hiç akla hayale gelmedik bambaşka formülasyonlar ya da fiili durumlar ortaya çıkabilir. (Ayrıca uluslar arası birçok lobinin şu an kendi formülünü dayatmak için harekete geçtiğinden emin olabilirsiniz. Ki, zaten seçim sonuçları bile bunun bir eseridir.) Sürpriz yakınlaşmalar, uzaklaşmalar, garip kombinasyonlar ortaya çıkabilir. O yüzden kesin konuşmak için şimdilik erken…
Ortada az biraz kaotik kokular olsa da biz gene de Türk siyasetinin bu soruna en mümkün çözümü bulacağına bulamazsa da en az sarsıntıyla ülkeyi yeni bir seçime götüreceğine inanmak istiyoruz. Gerisini hep birlikte bekleyip göreceğiz…
09.06.2015.
atillaakar@gmail.com