'Kızılcık Şerbeti' tartışmalarına Nagehan Alçı da katıldı
Habertürk yazarı Nagehan Alçı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) Kızılcık Şerbeti dizisi için Show TV'ye "zulüm" yaptığını belirterek, "Korkunç bir operasyon bu. Fakat hiç heveslenmesinler! Şu an bu ülkenin geriye kalan tek merkez medya grubu olan bizler direneceğiz! Ne 'Kızılcık Şerbeti' dizisini bitirebilirler ne de biz bu kurnazca yöntemlere teslim oluruz" diye yazdı.
RTÜK, Show TV’de yayınlanan ‘Kızılcık Şerbeti’ dizisinin yayınını 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesindeki "Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez" ilkenin ihlali nedeniyle dün akşam durdurdu. Show TV’nin resmi Twitter hesabından yayınlanan açıklamasında, “Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun 2023/12 sayılı toplantısında alınan 15 No'lu kararı uyarınca, ‘Kızılcık Şerbeti’ dizimizin yayını durdurulmuş ve yerine RTÜK tarafından kanalımıza yayınlanmak üzere gönderilen belgeseller yayına alınmıştır” denildi.
Yayınlanan İslamofobi konulu belgesel ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Koronavirüs kadar tehlikeli olan, İslam düşmanlığı virüsüdür. Bu virüs özellikle Avrupa ülkelerinde hızla yayılıyor” sözleriyle başladı.
Diziye uygulanan ceza başta sanatçılar olmak üzere her kesimden tepki topladı.
Karara bir tepki de Gazeteci Nagehan Alçı'dan geldi.
Bağnaz tarikatların dinci baskısıyla karşı karşıya kaldıklarını kaydeden Alçı, "Bu dizinin yerine kasten 'İslamofobi' belgeseli koymak tam bir skandal. Sanki Kızılcık Şerbeti İslamofobik bir dizi gibi... Ben bu haksızlığı ve adaletsizliği reddediyorum." ifadelerini kullandı.
Alçı'nın yazısının ilgili bölümü şu şekilde:
"Seküler yaşam tarzına sahip bir insan olarak bu ülkede yaşayan dindarlara zorbalık ve baskı yapılmasın diye senelerdir mücadele eden bir gazeteciyim. Bu yüzden bir kesimden işitmediğim hakaret kalmadı. Bana olan laikçi nefretin kaynağı budur.
Hayatımda en çok karşılaştığım sorulardan biri, 'Madem bu kadar başörtülüleri, türbanlıları savunuyorsun o zaman sen neden türban takmıyorsun, sen de onlar gibi kapan, neden kapanmıyorsun böyle açık geziyorsun da o başı bağlıları savunup duruyorsun?' oldu.
Senelerce bu bağnaz laikçi kesime 'Ben seküler bir insanım ama dindarların hakları ve özgürlükleri için de kendimin hakları gibi sonuna kadar mücadele ederim' ahlakını yani liberal-demokrat olmayı anlatamadık."