KİMYAMIZ BOZULDU!...MARJİNAL MODACI ZEYNEP TUNUSLU 'DİNCİ OĞLAN' AHMET HAKAN'LA OLAN İLİŞKİSİNİ ANLATTI!...

Tanımadan önce bayılırdım Ahmet'e.Tanıyınca daha çok hayran oldum.Bir radyo programında tanıştık.Sinemaya,yemeğe gittik,evime geldi.Sonra 'evleniyorlar' diye haber çıktı.Henüz teklif almış falan değilim.

Camiye namaz kılmaya gidiyorum tepkili bakışları görünce kızıyorum


Uzun yıllardır sizin adınız ne zaman bir yerlerde geçse arkasından "marjinal" olduğunuz da söylenir. Marjinal olmak nedir, siz gerçekten marjinal misiniz?

Marjinallik ne demek aslında ben de bilmiyorum. Yani benim bu lafın içini doldurduğumdan emin değilim. Bana göre Salvador Dali, Semiha Berksoy marjinaldir ve o mertebeye erişmek zor bir şeydir. Keskin bir zeka ve müthiş bir yaratıcılık ister. Birincisi ben o kadar zeki değilim. Eskiden marjinal dediklerinde üzülürdüm çünkü benim anladığım manada marjinal demediklerini biliyordum ama artık aldırmıyorum açıkçası.

Size hangi manada marjinal diyorlar? Özgür, aklına geldiği gibi yaşayan biri...
Anneannem ata binen, tenis oynayan minyatür sanatçısı bir anneanne. Babam pilot ama çok iyi dans eden, elbise dikebilen biri. Annem İngilizce öğretmeni. Böyle bir aile örgüsü içinde marjinal değil ama başkalarına saygısızlık etmeden birey olmayı, kendinin farkında olmayı, kendini iyi ifade edebilmeyi öğrendim. O yüzden kamplaşmalara her zaman karşı oldum. Bir fikri bana empoze etmelerine hep deli oldum. Kendi hakkımı aramaya çok alışkınım. Oğlumu da böyle yetiştirdim. İlkokulda öğretmen bana "Bu çocuk niye çalışmıyor?" deseydi cevabım hazırdı benim. Sanırım bunlar beni diğerlerinden farklı yaptı. Bir dağ manzarasına onun tepesinde uçurtma uçurmadan "Ne güzel ne muhteşem" demem. Tırmanmalıyım, koşmalıyım, pedal çevirmeliyim, zıplamalıyım. Kendimden çok memnunum bu anlamda ama insanlar buna marjinal dedi.

Cesur musunuzdur gerçekten kendinizi ifade etmekte yoksa, bizim gibi aslında her şeye rağmen komşulardan, dostlardan, diğerlerinden korkar mısınız içinizde?
Hepimiz aynı yetkinliklerle doğuyoruz, hepimiz sayısız özellikle donatılmışız ama toplum ve çekirdek aile çok şeyi köreltiyor, sınırlandırıyor. İnsanlar cesaretlerini kaybediyor.

´HAYATI KAÇIRDIM´ DİYE PİŞMAN
OLMAK İSTEMİYORUM

Bence insanların en büyük suçu başkalarının istediği hayatı yaşamaları. Ben ölürken, en değerli şeyimi, hayatı kaçırdım diye pişmanlık duymak istemem. Her şeyi denemeliyim. Bu anlamda evet ben kendimi hep cesur hissettim. İçimdeki renkleri dışa vurma konusunda bir korku yaşamıyorum. Bu bir ödül hayatta aslında. Ben hür iradem ve özgünlüğümle komşulara benzemiyorum ama bohem burjuva da değilim tam. Kendini öyle zannedip soyutlayanları zavallı buluyorum. Marjinallik, çılgınlık bambaşka bir şey. Çılgın olmak gerçekten çok isterdim.

MARJİNALSİN DİYORLAR BENSE SIRADANLIĞIMA KIZIYORUM

Ne güzel giderek ilginçleşiyor sohbetimiz... Çılgınlık ne peki?
Bir heykel yapmak, bunun için günlerce eve kapanmak, bunun üzerine bir hayat kurmak çılgınlık... Benim böyle bir lüksüm yok, ben gayet faturalar ödeyen, bütün gün eşşek gibi çalışan küçük şehir hayatına hapsolmuş biriyim. Yapmak istediğim bir sürü şeyi erteliyorum bu yüzden. Ve bu sıradanlığıma deli oluyorum, kendime kızıyorum. Ne marjinalliği yani...

Peki, cesur olmak insanı kırılmaktan korur mu yoksa tam tersine aslında çok da incinir misiniz cesur olduğunuz için?
Kanat 12 yaşında oldu, artık arkadaşım o benim. Geçen gün bana "Şu filme beraber gitmeyelim ağlarsın sen şimdi, ben de buna dayanamam" dedi. Şaşırdım. "Aa, ben bu kadar duygusal mıyım?" dedim. "Tabii ki duygusalsın ama saklarsın. Filmlerde belli ediyorsun" dedi. Ben bunu maskelediğimi zannediyordum aslında ama ga