Yasalarımız ve anayasamız açık. Bir kişinin cumhurbaşkanı seçilmesi için gereken şartlar tek tek sıralanıyor. Yaş, diploma, adli sicilinin temiz olması gibi…
Bunların yanısıra pek dile getirilmeyen bir şart daha var:
Diyelim ki çok seviliyorsunuz ve 100 bin seçmen, sizin cumhurbaşkanı olmanız için imza topladı.
Yetmiyor…
Eğer 555 bin 980 liranız yoksa ve adaylık başvurusunu yapmadan önce bu parayı maliye veznesine yatırmadıysanız YSK sizin başvurunuzu asla kabul etmiyor.
Hani zengin-fakir, yaşlı-genç, kadın-erkek, Türk-Kürt-Laz-Çerkez isteyen herkes yasal şartları taşımak koşuluyla aday olabiliyordu?
Lafta hepsi!
*
Bu ülkede yaşayan vatandaş sayısı yaklaşık 85 milyon kişi…
Yaşı 40’ı geçmiş olanların sayısı ise 30 milyona yakın!
Bu 30 milyon kişinin yüzde 17’si, yani yaklaşık 5 milyon 100 bini en az dört yıllık yüksek okul veya fakülte mezunu.
Diğer şartlara uymayanların da yaklaşık 600 bin kişi olduğunu varsayalım; geriye 4,5 milyon kişi kalıyor.
Yani bu ülke gerçek bir demokrasiyle yönetilseydi, zenginlerin, güçlülerin, yani sermayenin devleti olmasaydı, bu 4,5 milyon kişinin her biri cumhurbaşkanlığına aday olabilirdi…
Ama olamaz…
Çünkü bu 4,5 milyon kişinin kaçının aday olmak için gereken 555 bin 980 lirayı rahatlıkla götürüp verebileceğini aşağı yukarı tahmin edebilirsiniz:
Dünyalığını doğrultmuş, çalışarak ya da babadan kalma parayla, ve elbette bir bölümü de çalarak çırparak, rüşvet alarak zenginleşmiş en fazla10 bin kişi!
*
Hiç kafa yormayın, sizin gibi düşünmeyenlerle hırçın tartışmalara girmeyin, sinir sisteminizi alt üst etmeyin… Önümüzdeki seçimi ve sistem değişmediği sürece bundan sonraki her seçimi kimin kazanacağı belli:
Zenginler…
Sağcı ya da solcu, ilerici ya da gerici, çevreci ya da çevre düşmanı, kel ya da saçlı, zayıf ya da şişman, erkek ya da kadın, dürüst ya hırsız…
Ama mutlaka bir zengin!
Bu sistemde vatandaşa biçilen rol ise ezilmek…
Bir de birkaç yılda bir sandık başına gidip içindeki öfkeyi boşaltmak!
Mış gibi yapmak…
Demokrasicilik oynamak!
*
Kısacası… Yaşaşın Parakrosi!