Kılıçdaroğlu'ndan tutuklu gazeteciler için çağrı: Hukuktan, adaletten yana karar verilmeli

Şehit MİT mensubuna ilişkin haberle ilgili soruşturma tamamlandı. İddianame hazırlandı.

Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Terkoğlu, Odatv Sorumlu Haber Müdürü Barış Pehlivan, gazeteci Hülya Kılınç ile Yeniçağ yazarı Murat Ağırel hakkında 7 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası istendi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteciler hakkındaki iddianameyi eleştirerek, "Hukuk sınıfta kaldı. Ne yaparsa yapsınlar Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracağız” dedi. CHP lideri, hukuktan, adaletten yana karar verilmesi konusunda çağrıda bulundu.

Gazetecilerin haber nedeniyle tutuklanmasını, “Her gazeteciye saygı duymalıyız” diyerek eleştiren Kılıçdaroğlu, Odatv'nin haberine göre, gazetecilerin ‘haber' nedeniyle tutuklanmasına şöyle tepki gösterdi:

"Tablo aslında çok açık… Saray iktidarını eleştirmeyeceksiniz, yandaş olacaksınız, gazetecilik yapmayacaksınız, size verilen talimata uyacaksınız. Ve bunun karşılığında da iyi besleneceksiniz.”

"Öç alma duygusunun öne çıktığı bir yerde eşitlik olmaz"
Kılıçdaroğlu, iddianame için “Hukuk sınıfta kaldı” dedi. CHP lideri, yeni infaz düzenlemesinde MİT Kanunu'nun kapsam dışı bırakılmasını ise, “Gazeteciler yararlanmasın diye özel düzenleme yapıldı. Hukukun değil de öç alma duygusunun öne çıktığı bir yerde eşitlik olmaz. Her şeye rağmen Anayasa Mahkemesi'nden tüm baskılara direnmesini, hukuktan, adaletten yana bir karar vermesini bekliyoruz" diye eleştirdi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Bu isimler gerçek gazeteciler… Haberin peşinde koşan gazeteciler. Türkiye'nin sarayı rahatsız eden haberlerini -toplumu doğru bilgilendirmek için- araştıran, yazan gazeteciler. Her bir gazeteci arkadaşın siyasete ilişkin bakışları farklı olabilir ama yaşanan olayın gerçekliği üzerine düşünen, araştıran ve toplumu doğru bilgilendiren her gazeteciye saygı duymamız lazım… Ne yaparlarsa yapsınlar bu ülkenin demokrat insanları, Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracaklardır. Kuşkusuz bu süreçte hepimiz belli bedeller ödeyeceğiz. Ama bu bedellerin, -demokrasi mücadelesinin- göğsümüzdeki şeref madalyası olduğunu unutmamamız gerekiyor."