Kılıçdaroğlu, yürüyüşü New York Times'a yazdı
- CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, New York Times'a, Berberoğlu'nun tutuklanması nedeniyle başlattığı tepki yürüyüşüyle ilgili "Türkiye'de Adalet İçin Uzun Bir Yürüyüş" başlıklı yazı gönderdi- Kılıçdaroğlu'nun yazısından:"Bana soruyorlar, 'Adalet sokakta aranır mı?' diye. Bu bizim için bir tercih...
ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, New York Times'a, İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanması nedeniyle başlattığı tepki yürüyüşüyle ilgili "Türkiye'de Adalet İçin Uzun Bir Yürüyüş" başlıklı yazı gönderdi.
CHP Basın Biriminden yapılan açıklamaya göre, Kılıçdaroğlu yazıda, 15 Haziran'da Türkiye'de korku ve otoriter yönetimden, demokrasi, adalet ve özgürlüğe geçiş için Ankara'dan İstanbul'a 450 kilometrelik bir yürüyüşe başladığını ve binlerce destekçiyle yola çıktığını belirtti.
Kılıçdaroğlu, yürüyüş sırasında partinin amblemini hiç taşımadıklarını, sadece "adalet" yazılı bir pankart taşıdıklarını ifade etti.
Yürüyüşe başlamadan bir gün önce, partisinin milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, davada, Berberoğlu'nun muhalif bir gazeteye Türk istihbaratının Suriye'deki isyancılara silah sağladığını gösteren bir video sızdırdığının iddia edildiğini vurguladı.
Berberoğlu'nun tutuklanmasının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminin, politikacılar, gazeteciler, akademisyenler, aktivistler ve sıradan vatandaşların içinde olduğu on binlerce Türk vatandaşını hedef alan antidemokratik hareketlerinin bardağı taşıran son damlası olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bana soruyorlar, 'Adalet sokakta aranır mı?' diye. Bu bizim için bir tercih değil, bir zorunluluk. Eğer demokrasi ve hukukun üstünlüğü askıya alınmışsa, eğer insanlar görüşlerini özgürce ifade etmekten korkar hale gelmişse, eğer milletvekilleri parlamento yerine cezaevlerindeyse, mahkemeler adalet dağıtmaktan acizse, o zaman ayağa kalkar ve sözlerimizle, bedenlerimizle sokaklarda adalet ararız."
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz'daki darbe girişimine dikkati çekerek, darbecilerin 249 Türk vatandaşını öldürdüğünü, binlercesini yaraladığını ve TBMM'nin bazı bölümlerini bombalayarak yıktığını anımsattı. Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin ve diğer muhalefet partilerinin, AK Parti ile bir araya gelerek, Türk halkına parlamenter demokrasiyi savunma çağrısı yaptıklarını vurguladı.
Darbecilerin yargılanmasını ve hükümetin ileride bu tür girişimleri engellemek için alması gereken yasal önlemleri desteklediklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, darbe girişiminden beş gün sonra Erdoğan'ın olağanüstü hal ilan ettiğini, Parlamentoyu fiili olarak devre dışı bırakarak, kararnamelerle ülkeye hükmetmeye başladığını savundu. Kılıçdaroğlu, "İşte bu ikinci darbeydi. Erdoğan'ın sivil darbesiydi." iddiasında bulundu.
Sonraki bir yıl içinde 50 binden fazla insanın hapse girdiğini, 150 binden fazla insanın gece yarısı kararnameleriyle işlerinden atıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, Türk parlamentosunun 12 üyesi ve 150'den fazla gazetecinin, konuşmaları, yazıları veya Twitter paylaşımlarıyla teröre destek oldukları gerekçesiyle tutuklandıklarını belirtti.
-"Türkiye'nin yarısı referanduma 'hayır' oyu verdi"
16 Nisan 2017'de bir dizi anayasa değişikliği için referanduma gidildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Erdoğan seçimi adil şekilde kazanmadı. Hükümet, yasaları ve uluslararası taahhütlerini ihlal ederek, referandumun kazanılması için kamu kaynaklarını kötüye kullandı. Bir muhalefet partisinin en önemli siyasi şahısları hapse atılarak kampanya yapmaları engellendi. Yüksek Seçim Kurulu, AKP'nin talebi üzerine önemli bir koruma önlemini ortadan kaldırarak oy sayma prosedürlerini değiştirdi. Buna rağmen Türkiye'nin yarısı referanduma ve Erdoğan'ın yetkilerinin artmasına 'hayır' oyu verdi. Referandumun getirdiği değişiklikler, halihazırda zaten sorunlu olan demokrasimizdeki güçler ayrılığı ilkesinin içini boşalttı ve hukukun üstünlüğünü daha da aşındırdı. Güç Erdoğan'ın ellerinde toplandı. Türkiye'yi tek adam yönetir oldu."
- "Zihinlerin korkusuz olduğu bir Türkiye için yürüyoruz"
Türkiye'de barış ve uyum içinde yaşamak isteyen Türk ve Kürt, inanan ve inanmayan, Alevi ve Sünni tüm vatandaşlar için yürüdüklerine işaret eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "İnançlar, etnik köken ve yaşam tarzlarımızın ayrımcılık ve cezalandırma gerekçesi olmadığı bir Türkiye için yürüyoruz. Kafaların dik, zihinlerin korkusuz olduğu bir Türkiye için yürüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan ve hükümetin yürüyüşü, "teröristler ve destekçileri için bir yürüyüş" olarak tanımladığını ileri süren Kılıçdaroğlu, bunu "yanlış bir düşünce" olarak niteledi ve yol boyunca çok geniş kesimlerden insanlarla yürüdüğüne dikkati çekti.
Kılıçdaroğlu, yürüyüş sırasında geçtikleri yerlerde insanların araba kornalarıyla ya da el sallayarak selamladığını, bazen de kendileriyle birlikte "adalet" diye bağırdığını bildirdi.
9 Temmuz'da İstanbul’a ulaşacağını ve "Adalet Yürüyüşü"nü büyük bir mitingle sonlandıracağını aktaran Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Olağanüstü halin kaldırılmasını ve demokrasinin tekrar inşa edilmesini istiyoruz. Bağımsız bir yargının yeniden tesis edilmesini ve tutukluların davalarının hızlı ve adil bir şekilde görülmesini istiyoruz. Darbecilerin cezalandırılmasını istiyoruz.
İşlerinden atılan onbinlerce kamu görevlisinin durumlarına ilişkin yasal mekanizma oluşturulmalıdır. Türkiye'de hiç kimse görüşlerinden, ifadelerinden, yazdıklarından veya çizdiklerinden dolayı hapse atılmamalıdır. Tutuklu bulunan tüm gazeteciler ve akademisyenler derhal serbest bırakılmalıdır.
Bu uzun yürüyüşün her bir kilometresi bana yeniden umut verdi. Şundan eminim ki, Türkiye'de halkımız demokrasiyi yeniden tesis edecek ve ülkeme adalet geri gelecektir."