Efendim: şu siyaset hakikaten enteresan bir olay galiba. Herkes birbirine her şeyi yapıyor, kuyusunu kazıyor ama sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi adeta “kanka vaziyetler”de bir araya gelebiliyorlar. Nitekim bu kez de öyle olmuş. CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Tunceli eski milletvekili Kamer Genç’in 8’inci ölüm yıldönümü anma töreninden sonra (Buluşmanın bu olaya ve Tunceli ziyaretine denk getirilmesi de ayrıca manidar sanki) eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile Ankara’da yemekte bir araya gelmiş bulunuyorlar.
“Seni Çok Özledim Eski Genel Başkanım!..”
Elbette ki bu bir özleyiş buluşması değil. Sırf hasret gidermek için yapılmış bir ziyarette sayılamaz. Öyle ki rivayet muhtelif. Kimileri Özgür Özel’in Kılıçdaroğlu’ndan yerel seçim sürecinde “Sahaya inmesini” istediğini söylüyor. (Böylelikle “CHP’de kavgasız birlik” görüntüsü verilmek istendiği ile beraber) Bir başkası Kılıçdaroğlu’nun şahsında kırıldığı söylenen “Alevileri tekrar kazanma” çabası olduğunu ileri sürüyor.
Hatta bazı teklifler yapıldığı, pazarlıklar öne sürüldüğünü ya da aynı eksende mavi boncuk atıldığını iddia edenler bile var. (Bazı belediye başkanlıklarında ve meclis üyelerinde partide halen mevcut “Kılıçdaroğlu yanlıları”na yer verme gibi) Tabii ki sadece bozulan ilişkiyi tekrar onarma çabası da olabilir o başka. Dedik ya, rivayet muhtelif!..
“Kılıçdaroğlu Etkisi” Bitmiş değil!..
Ancak buluşma olayı bile Kılıçdaroğlu’nun parti içinde halen belli bir etkileme gücü olduğunu ve yanlılarının tam tasfiye edilmediklerini gösterir. Zaten Kılıçdaroğlu’da bir “Karargâh” kurarak savaşta bir kurmay olarak çoktandır pozisyon almış vaziyette. Bir köşeye çekilip, “Emekli genel başkan” havalarına girmedi. “Bakın ben halen buradayım” demenin en kestirme ve etkili yoluydu bu. Dahası Ankara’daki ofise her gün yüzlerce ziyaretçinin geldiği biliniyor.
Üstelik bunların bir kısmının eski genel başkana sadece selam sarkıtmak için gelmedikleri tahmin edilebilir. Kılıçdaroğlu şimdilik sessiz çalışıyor o kadar. Öyle anlaşılıyor ki CHP’de “Kılıçdaroğlu etkisi” halen bitmiş değil. Kadrolar ve örgüt düzeyinde halen kendisine sadık adamları var. (Zaten kurultaydaki karşılıklı delege sayılarında da çok büyük farklar oluşmadı gerçekte) Bunlara süreçte Kılıçdaroğlu’ndan bir “talimat” gelir mi bilinmez!..
Peki, Asıl Neden Ne Olabilir?
Benim şahsi varsayımıma göre, bütün sayılan nedenlerden ötede bir neden daha olabilir. “Özgür Özel / Ekrem İmamoğlu sürtüşmesi” içten içe sürüyor. Özel, üzerindeki “İmamoğlu vesayeti”nden epey rahatsız görünüyor. Açık çatışma şimdilik - yaklaşan seçimden dolayı- bastırılmış yahut perdelenmiş de denebilir. Ve Özgür Özel saflaşmada “yalnız” kalmasa da çok zayıf kalmış vaziyette. Bir türlü istediği etkiyi, kadrolaşmayı, ekipleşmeyi, otoriteyi sağlayamadı. Oysa İmamoğlu’nun varlığı bile otorite. Neredeyse her şeye o karar verecek. Bunlar handikapları…
Özel, Ekrem İmamoğlu’nun tekrar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanması durumunda ardından gelişecek sürece fazla direnemeyeceğinin farkında. (Üstelik “karizma” olarak da İmamoğlu’la yarışabilecek gibi görünmüyor.) Dolayısıyla genel başkanlık macerası umduğundan kısa sürebilir. Bunun için şimdiden önlem almak, belli bazı ittifaklar kurmak gerekebilir.
Kılıçdaroğlu Kendisini Özel’in Devirmediğini Düşünüyor!..
Dışarıdan garip görünse de, tam bu noktada hazır bir güç olarak Kılıçdaroğlu ve çevresi duruyor. Yaslanabileceği en mümkün odak orası görünüyor. İmamoğlu’nun kendisini kolaylıkla koltuğundan edeceği tedirginliğini yaşıyor. Hazırlığını seçimler sonrasına göre yapmak istiyor. Burada bir yığınak sorunu ortaya çıkıyor. Cepheyi genişletmek gerekiyor!..
Öte yandan Kılıçdaroğlu’da aslında durumun gayet farkında olmalı. Muhtemelen Kılıçdaroğlu kendisini asıl devirenin Özgür Özel değil, Ekrem İmamoğlu olduğunu zaten biliyor. O yüzden Özel’e karşı bir kızgınlık beslese bile İmamoğlu kadar sert düşünmüyor. Özel’in kendi yerine “CHP Genel Başkanı” sıfatı alması bile bir muhataplık ilişkisi gerektiriyor. Örgüte yönelik tasarruflarda ona yaslanarak kendine yahut adamlarına bazı alanlar açabilir. Kılıçdaroğlu tekrar genel başkanlığa soyunmasa da bundan sonraki başkanı kendi tayin etmek ve partiyi dışarıdan da olsa dizayn etmek istiyor. Gelişmeler seçimlere endeksli elbette…
CHP’nin Kendi İç Denkleminde Kılıçdaroğlu Faktörü!..
Ayrıca Kılıçdaroğlu, illa bir tür “intikam” peşinde ise bile burada asıl hedefinin Özel değil, İmamoğlu olduğunu düşünmesi gerek. Bu anlamda her ikisinin de - şimdilik - birbirine ihtiyacı var. Özel, İmamoğlu’na karşı Kılıçdaroğlu’nu “yedeklemeye” çalışırken, Kılıçdaroğlu’da Özel’in pozisyonundan faydalanmayı düşünüyor olabilir. “Özel’i sonra hallederiz, çantada keklik, arkasında İmamoğlu olmadan bir hiç” diye düşünebilir. (“Karamürsel sepeti mi sandın?” vakası da çıkabilir o başka!) Şu an için taraflar nabız yokluyor olabilir!..
Öyle veya böyle CHP içi iktidar olma denkleminde Kılıçdaroğlu faktörü pusuda bekliyor. Süreçte kime, nasıl çelme takacağı hiç belli olmaz. Onu dikkate almayan veya küçümseyen bakış veya hesaplar yakında çuvallayabilir. Gerçekleşen son “buluşma” onun işaret fişeğidir. Varsayımım bu. Sonrasını bende merak ediyorum doğrusu…
Neyse, epeydir CHP yazısı yazmamıştım. Bu vesileyle nedense onu hatırladım diyelim en iyisi!..
23. 01. 2023