Keskin Kalem farketmeyenlere duyurdu: Hangi medya patronunun eşi köşe yazarı oldu?

Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem, köşe yazarlığına adım atan ünlü medya patronunun eşini, Yiğit Bulut'u,medyada yaşanan tenkisat depremini ve Doğan Medya Grubu'nun sosyal medya uyarısını kaleme aldı.

Medya Mahallemizin Değerli ve Güzel İnsanları!

Keşke eski kulağı kesiklerden olmasaydım!

Keşke yanılsaydım!

Ama işte keşke falan ile olmuyor!

Hele bu çileli meslekte yarım asrı deviren biriyseniz, size güvenen meslektaşlarınız sayesinde her bir şeyi çabuk işitiyorsunuz!

Dün Medyaradar duyurdu, Keskin Kalem de geçen hafta yazmıştı!

Doğan Medya Grubu işten çıkarmalar için düğmeye bastı!

Yakında Hürriyet, Posta, Kanal D, CNN Türk, D Smart ve grubun internet mecralarında veda gözyaşları dökülecek!

Kışa, yeni yıla buz kesen haberlerle girilecek!

Lafın kısası Medya Mahallesinde tenkisat rüzgârları esmeye başladı!

Hatta bu esintinin ötesinde bir şey, kasırga olacak.

Ciner Medyası’nda prompter spikerleri arasında tedirgin bir bekleyiş söz konusu!

Balçiçek Pamir ve Didem Arslan Yavuz gibi işinin erbabı olanların tedirginlik hissetmesine gerek yok!

Neyse, hayırlısı neyse o olsun diyorum!

* * *

Sevgili Dostlar, Medya Mahallemizin Güzel İnsanları!

Bugün sizlere iki haberim olacak.

Önceki yazılarımda bahsetmiştim. Beni çok sevenler olduğunu, sabah akşam kulaklarımı çınlatanların elimdeki belge ve bilgiden habersiz yargı tehdidiyle susturacaklarını zannedenlerin bulunduğunu anlatmıştım.

Sayı katlanarak artıyor!

Yani bereketli bir dönemdeyim!

Her neyse!

Diyeceğim o ki, Allah’tan gayrı hiç kimseden korkum yok!

Rahmetli kaynanam da korkutamamıştı!

Onun “Kezban Kılıklı” dediğim için bunalıma girip psikiyatrist kapılarında paracıklarımızı heba eden kızı da korkutamadı!

Çocuklarımın anası kadınım da keyfi kaçınca tıpkı prompter spikerleri gibi ezberlediği üç beş kelimeyi saydırır durur!

Neyse sevgili dostlarım; özel hayatımla kafanızı şişirmeyeyim!

Zira bugün sizlere diyeceğim daha heyecan verici haberlerim var!

İHLAS Grubunun yeni yazarından söz edeceğim.

Gerçi uzun süredir yazıyormuş ama ben henüz işittim!

Kendisi bir patroniçe!

Hem de büyük savaşlar vererek köşe kapmış, dizginleri ele geçirmiş, gelenekleri, Işıkçılar’ı, yani camianın Katolik kurallarını falan alt üst ederek güç kazanmış bir patroniçe!



Medyamızın bu güzide yazarı, derin birikimlerini, olağanüstü analizlerini, ağzımızı beş karış açık bırakacak, her yurdum insanının defalarca okuyup ezberlemesi gereken ulvi düşüncelerini Türkiye gazetesinde paylaşıyor!

Benim gibi gizemli olmamasına rağmen, fotoğraf vermek istemiyor!

Halbuki Google’da ister eski adını soyadını yazın, Aslıhan Yeltekin deyin, ister ilk eşinden boşanıp evlendikten sonraki adını soyadını Aslıhan Ören’i yazın.

Onlarca fotoğrafı var.

Kendisini prompter spikeri olduğu günlerden hatırlayanlarınız olabilir!

Ben hiç izlemediğim için kendimi mutsuz, talihsiz addediyorum!

Oysa kendisi geçen yıl bu zamanlar başlamış döktürmeye!

Aslında hanımefendi yıllar önce yazmaya başlamış!

Ancak gerek Işıkçılar cemaati, gerek Enver Abi kendisinden haz etmedikleri için takma adla yazıyormuş!

Hem de çakma bir Ayşe Arman edasıyla!

Çakma demem vallahi de billahi de kötü niyetten değil!

Saygıdeğer eşi A. Mücahit Ören’in “İhlas Grubu’nun amiral gemisi” diye tanımladığı Türkiye gazetesinde 'takma ad’ olarak kendine "Ayşe Aydan" ismini seçmiş.

Sevgili Dostlarım; Aslıhan Ören hanımefendi için, onun 2010 yılındaki bir makalesinden hareketle ‘Çakma Ayşe Arman edasıyla’ dediğimde çok büyük haksızlık etmediğimi şu linkte yeralan yazısını okuyunca daha iyi anlayacaksınız!
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/ayse-aydan/431297.aspx

Yazının bir yerinde şu satırları okuyunca resmen koptum!

“Ben bir kez atarken, sevgilim benim bir atışımda tam üç, dört kez atabilme kabiliyetine sahip.. Hal böyle olunca bana da mızıkçılık yapmak düşüyor elbette... Doya doya oynadım kar topunu... Hızımızı alamadık tabii... Sırada kardan adam yapmak var... Hemen karların en fazla olduğu tarafa geçtik ve başladık kardan adam yapmaya.... Canım sevgilim bir isteğimi daha unutmamış: Boza... "Hadi gel bozamızı da içelim tam olsun" dedi... Bardaklara koyduğumuz bozamıza, leblebilerimizi de koyup afiyetle yudumladık...”

* * *

Türkiye gazetesinin patroniçesi, Enver Abi Hakkın Rahmetine kavuşunca Aslı Hanım takma adla yazmayı bırakmış; adı-sanıyla döktürmeye başlamış!

Benim bunaklığımdan olacak, bu değerli yazarımızı yeni keşfettim!

Sevgili Dostlar, hatırım için okuyun bu patroniçe yazarı!

Bugünlerde Başkanlık Sistemine dair muhteşem ve çok değerli görüşlerini, büyük değeri olan, herkesin faydalanması gereken önerilerini yazıyor, kamuoyuna bahşediyor! http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/aslihan-oren/594310.aspx

Benim kaçırdığım ilk yazısında da Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a olan hayranlığına vurgu yapmış kendileri!

Aslıhan Ören hanımefendi, neler demiş neler!

Türkiye gazetesindeki yazısının başlığı “Dik duran uzun adam!..”

Uzun uzadıya değil de, son satırlarını paylaşacağım:

“Aslında Türk toplumunun medarı iftiharı O... Kasımpaşa’nın mütevazı bir mahallesinden gelen, evine para götürebilmek için küçük yaşta simit satıp, hayatın yükünü omuzlayan ve sonunda zirveye çıkan bir lider. Bugün dünyanın en güçlü liderleriyle aynı masada otururken geldiği yeri de, halkını da unutmuyor...

Onu farklı kılan da bu zaten…

Dünyanın en güçlü ülkelerine kafa tutarken işte o nedenle bu kadar sahici… Bugün dünya devleri arasında yer alan Rusya’nın lideri Putin bile onun karşısında kıvranıyorsa, küçülüyor ve çaresiz kalıp siniyorsa, bu onun içindeki güçten kaynaklanıyor aslında…

İçindeki güç ne mi?

İman gücü…

Ol deyince olduran Yüce Allah, gönülleri imanla dolu olanların her zaman yanında.

Recep Tayyip Erdoğan, Allah’tan başka kimsenin önünde eğilmiyor ve kimseden korkmuyor…

İşte O’nun bu dik duruşu, o gücü nereden aldığını bilmeyenleri büsbütün çıldırtıyor… Daha da çok saldırıyorlar ona… Sosyal medyadan kusuyorlar öfkelerini, kinlerini… Gözleri görmüyor onların ne yazık ki… Kim bilir belki de gönül gözleri kapalı…

Onlar ne yaparlarsa yapsınlar sen hiç değişme olur mu Uzun Adam... Çünkü biz, içimizden biri olduğun için sevdik seni... Sesimizi sırtlayıp taşıdığın için, onurla süreceğimiz hayatın büyük bir gaye ama asla hayal olmadığını bize söylediğin için sevdik seni. Sevdik, bildik ve inandık. İnanmayanlar, göremeyenler utansın…”


* * *

Ben derim ki, sakın ha onun bunun yazıp çizdiklerine itibar etmeyin!
http://aslihanoren.blogspot.com.tr/2016/07/erhan-celik-gercegi-ve-aslhan-oren.html

Aslıhan Yeltekin'in Aslıhan Ören olma hikâyesiyle uğraşmayın!

Bugün nerelerde, hangi makam ve mevkilerde, neler yazıp çiziyor siz ona bakın!

Memleketin yeni değer yargısında ne deniyor?

“Kafayı çalıştırmış, yolunu bulmuş”!

Öyle ki, “Milletin malı deniz” mantığıyla yönetilen TRT’ye NZL Production isimli, kızı Nazlı’nın adını verdiği yapım şirketiyle yaptığı programlardan bugün köşe yazarı patroniçeliğe erişmek kolay bir meziyet mi?

* * *

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZA YAKIŞMIYORSUN!

Sevgili Dostlar;

Oldum olası saçıma jöle sürmemişimdir!

Limon suyu daha sağlıklı, doğal ve saçlarımı inek yalamış gibi göstermez!

Neyse adabı elden bırakmamaya söz verdiğim için daha fazla uzatmayacağım.

Asıl konumuza geleceğim.

TV’lerdeki üslup beni derinden sarsıyor.

Adabından uzaklaşmadan derdini ifade edenlere hayranım. Ancak gelin görün ki bunların sayısı çok az.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın TRT’den de nemalanan bir danışmanı var!

Bir ara kendini gazeteci sanmıştı!

TRT’de yayınlanan “Derin Analiz” adındaki kakafoni programında Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz için "Annesiyle mannesiyle bir şeyimiz mi olmuş” ifadeleri kullanıldı.



Ayıptır yani!

Hem de kamu yayıncılığı yaptığı iddia edilen bugünün AK Parti borazanı bir kanalda, TRT’de kullanılıyor bu ifadeler!

Martin Schulz'un tırnağı bile olamayacağı Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a yönelik sözlerini eleştiren programın sunucusu Hasan Kurtulmuş, “Brüksel’dekiler kim? AP Başkanı olarak geçinen adam kimin halinden anlar. Sayın Schulz ile bizim ne derdimiz olabilir durup dururken. Annesiyle mannesiyle bir şeyimiz mi olmuş. Sülalesiyle bir ilişkimiz mi olmuş” dedi.

Tam anlamıyla zıvanadan çıkma halleri!

Ancak gelin görün ki bu skandal ifadelere Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın danışmanı Yiğit Bulut da destek verdi!

Bulut efendi “Söylediğin çok önemli. Bir kavgamız mı oldu. Ailesiyle Türkiye’nin bir kavgası mı oldu? Şahsi kinle, ben anlamıyorum” ifadelerini kullandı.

Pes diyorum sevgili dostlarım!

* * *

SOSYAL MEDYA KELLE KOPARTTIRIYOR!

Medyaradar dün duyurmuştu; Doğan Medya Grubu, çalışanlarına sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlara dikkat etmelerini belirten bir ‘uyarı’ yazısı gönderdi. Yazıda uyarıları dikkate almayan muhabirler hakkında “Gerekli yaptırımların uygulanmasının kaçınılmaz olacağı” vurgulandı.

Aklıma hemen NTV’nin de patronu olan Ferit Şahenk geldi!

Gezi Olayları sırasında sosyal medyada paylaşılan mesajlardan ürkmüş, korkmuştu!

O dönem ortağı olduğu Garanti Bankası çalışanları başta olmak üzere Doğuş Grubunun tüm mecralarına, özellikle NTV ve banka kadrosundaki çalışanlara Gezi kalkışmasına destek mahiyetindeki veyahut dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a eleştiri içeren twitter ve facebook mesajlarının temizlenmesi yönünde talimat verilmişti.

Bankanın Halkalı’daki binasında sabahın ilk ışıklarına kadar bilgi-işlem görevlileri kan ter içinde çalışanların sosyal medya hesaplarını taramış, e postalarını imha etmişti!

Şimdi benzeri durum Aydın Doğan’ın şirketleri için geçerli.

Özellikle de CNN Türk ve Hürriyet çalışanları mercek altında.

Aslında Medya Mahallemizin ülkemiz değerleri konusunda bazı hassasiyetleri anlamayan, lümpen burjuva tipleri yok değil!

Bunlar dilinin kemiği olmayan, ayarı bozulmuş, ağzından kaka yapan gazeteci bozuntuları!

Aşağılayıcı, kışkırtıcı üslubu tercih ediyorlar!

Yok arkadaş!

Dilinizin ucuna her geleni söyleme, birilerini aşağılama, tepeden bakıp hor görme hakkınız yok!

Herkes haddini bilmeli!

Sorumlulukla hareket etmeli!

Aslında Keskin Kalem özgürlükçüdür!

Ama çatıştırıcı ve aşağılayıcı dilin “ifade özgürlüğü” falan gibi gösterilmesine de katlanamam!

Aydın Doğan’ı küplere bindiren ve sosyal medya mesajları konusunda tüm medya çalışanlarını uyarmaya iten kişi CNN Türk’ten Emin Çapa olmuştur.

“Ayağınızı denk alın, sosyal medyadan uzak durun, yoksa kovarız ha” noktasına getiren kişi, benim hayranlık duyduğum, hatta burada hakkında övgüler sıralayıp yere göğe sığdıramadığım kişidir Emin Çapa.



CNN Türk'ün ekonomi muhabiri Emin Çapa'nın doların rekor artışı sonrası kişisel Twitter hesabından yaptığı bir paylaşım gerçekten beni de öfkelendirdi!

Çapa, tweetinde şunları yazmıştı:

"Dolar 3.46'yı aştı. Ne oldu, dolar sevgisi vatan sevgisini geçti mi? "Tankların önüne yatarız, dolarımızı satmayız" mı? Kahramanlar nerede?"

Emin Bey kardeşimiz, gelen tepkiler üzerine, 169 bin kullanıcının takip ettiği Twitter hesabını korumaya almıştı.

Bu tür durumlara özgü bir U dönüşüyle, yiğitliğe de kaka sürmemek için yazdıklarının yanlış anlaşıldığını savunmuştu.

Emin Bey Kardeşim, sen sen ol sakın ha zekâmızla alay etme!

Yanlış anlayan, hatta kavrayamayan sensin!

Asıl sen 15 Temmuz’un vatan hainlerine karşı canını verenlerin ruhunu kavrayamamış, analiz edememişsin!

Senin gibi imrenilen bir zekâya, değerli bir gazeteciye, aydına yakıştı mı o mesaj?

Git biraz kendine gel, kedinle oyna!

Doğan Grubu da haklı olarak, “dikkat” genelgesi yayınladı.

Açık açık çalışanlarına sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlara dikkat etmeleri uyarısı yaptı.

“Dikkat edin, yoksa işinizden olursunuz” dendi!

Uyarı yazısında, “Bu uyarıları dikkate almayanlar hakkında gerekli yaptırımların uygulanmasının kaçınılmaz olacağı” vurgulandı: “Gerekli özeni göstermeyen arkadaşlarımız hakkında gerekli yaptırımların uygulanması kaçınılmaz olacaktır.”

Sevgili Dostlarım, açık açık ben söyleyeyim; Aydın Doğan aslında Nevşin Mengü, Emin Çapa, İsmail Saymaz ve benzeri onlarca Doğan Medyasının klavyeşörlerine “Yeter artık, ayağınızı denk alın, yoksa sizi kapıya koyarız ha” diyor!

Bu genelgeyi şöyle de okumak mümkün!

Artık sosyal medya hesaplarından paylaşımlar Doğan Medyası’nın yeni haber anlayışıyla örtüşecektir!

* * *

Medya Mahallemizin Sevgili ve de Güzel İnsanları

Bana müsaade…

KESKİN KALEM