KERİZLİKTE NİRVANA, EKMEK BULAMAYAN LAHMACUN YESİN!
Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil, turistik bölgelerde uçuşa geçen fiyatları, kendi uslübuyla yerden yere vurdu..
Ekmek bulamayan lahmacun yesin...
Bodrum’da...
Bi lahmacun 50 lira.
Kerizlikte nirvana.
*
Aslında...
Lahmacun 38 lira.
12 lirası ayran’a.
*
Ne o öyle ayran mayran, biz köylü müyüz şekerim dersen, limonata iç... 27 lira.
*
Antalya’ya da, ayakları yakmayan, yapışmayan plaj kumu getirmişler. İthal. İpek gibi. Bizim yerli kum kaba sabaymış, rahatsızlık yaratıyormuş... Parmak aralarını uf ediyormuş.
*
E canım sıkıldı tabii.
Çeşme’nin başı kel mi?
*
Aradım arkadaşlarımı...
Kardeşim, yok mu şöyle Alaçatı’da 75 liraya kumru, 20 liraya midye filan?
O-hoo, onlar da bi şey mi dediler.
*
- Burda odun satılıyor.
- Nası yani odun?
- Bildiğin odun, yontulmamış.
- Yeniyor mu?
- Yok, dekoratif.
- Kaç para?
- 380 lira.
- Tonu mu?
- Saçmalama, tanesi...
*
İndirimli fiyatıymış bu.
Sezon öncesi 475 liraymış.
Yarım metre boyunda, testereyle kesilmiş, üstü düz, sehpa görevi görüyor, alıp, villanın salonuna koyuyorsun... Böylece evinde, bi kereste sen, bi de odun’un olmuş oluyor.
*
Şeffaf jelatin ambalajlı taş da satılıyor, pek moda bu aralar, tanesi 120 ila 250 lira, Afrika’dan ithal, kırmızısı var, pembesi var, bahçendeki yerli taşları söküp, yerine
bunları takıyorsun.
*
Amerikan gazeteleri yazıyordu, iki üç sene evvel... Hampadan para kazanan arkadaşlar, Wall Street restoranlarında, kedi bokuyla filtre edilmiş kahvenin fincanına 100 dolar, bir burger’e 175 dolar ödüyorlardı. Köftesi kobe bifteğinden, trüf mantarı ve kaz ciğeri sosuyla, tepesinde altın yaprağıyla servis ediliyordu.
Kısa süre sonra, gördüler ebelerinin burgerini... Kriz patladı, bankaları battı, işsizlik tavana vurdu, emlak fiyatları çöktü, tarihlerinde ilk kez kredi notları düştü, dünyayı sarstı, bizi teğet geçti dendi ama, sırf Avrupa’da beş hükümet gitti.
*
Milyoner’le zilyoner arasındaki uçurumun iyice derinleştiği... Buzdağına çarpan Titanic’in güvertesinde keman çalmaya devam eden ülkelerde oluyor böyle.
*
Alamettir yani.
İşaret fişeğidir.
*
Ahali toki bodrum’larında selden boğulurken, Bodrum’da lahmacuna 50 lira ödeniyorsa... “Kahin” lakaplı ekonomi profesörü Roubini olmana gerek yok, hazır deniz kenarındayken, filikaları hazırlayın demektir.
Yılmaz ÖZDİL / HÜRRİYET
Bodrum’da...
Bi lahmacun 50 lira.
Kerizlikte nirvana.
*
Aslında...
Lahmacun 38 lira.
12 lirası ayran’a.
*
Ne o öyle ayran mayran, biz köylü müyüz şekerim dersen, limonata iç... 27 lira.
*
Antalya’ya da, ayakları yakmayan, yapışmayan plaj kumu getirmişler. İthal. İpek gibi. Bizim yerli kum kaba sabaymış, rahatsızlık yaratıyormuş... Parmak aralarını uf ediyormuş.
*
E canım sıkıldı tabii.
Çeşme’nin başı kel mi?
*
Aradım arkadaşlarımı...
Kardeşim, yok mu şöyle Alaçatı’da 75 liraya kumru, 20 liraya midye filan?
O-hoo, onlar da bi şey mi dediler.
*
- Burda odun satılıyor.
- Nası yani odun?
- Bildiğin odun, yontulmamış.
- Yeniyor mu?
- Yok, dekoratif.
- Kaç para?
- 380 lira.
- Tonu mu?
- Saçmalama, tanesi...
*
İndirimli fiyatıymış bu.
Sezon öncesi 475 liraymış.
Yarım metre boyunda, testereyle kesilmiş, üstü düz, sehpa görevi görüyor, alıp, villanın salonuna koyuyorsun... Böylece evinde, bi kereste sen, bi de odun’un olmuş oluyor.
*
Şeffaf jelatin ambalajlı taş da satılıyor, pek moda bu aralar, tanesi 120 ila 250 lira, Afrika’dan ithal, kırmızısı var, pembesi var, bahçendeki yerli taşları söküp, yerine
bunları takıyorsun.
*
Amerikan gazeteleri yazıyordu, iki üç sene evvel... Hampadan para kazanan arkadaşlar, Wall Street restoranlarında, kedi bokuyla filtre edilmiş kahvenin fincanına 100 dolar, bir burger’e 175 dolar ödüyorlardı. Köftesi kobe bifteğinden, trüf mantarı ve kaz ciğeri sosuyla, tepesinde altın yaprağıyla servis ediliyordu.
Kısa süre sonra, gördüler ebelerinin burgerini... Kriz patladı, bankaları battı, işsizlik tavana vurdu, emlak fiyatları çöktü, tarihlerinde ilk kez kredi notları düştü, dünyayı sarstı, bizi teğet geçti dendi ama, sırf Avrupa’da beş hükümet gitti.
*
Milyoner’le zilyoner arasındaki uçurumun iyice derinleştiği... Buzdağına çarpan Titanic’in güvertesinde keman çalmaya devam eden ülkelerde oluyor böyle.
*
Alamettir yani.
İşaret fişeğidir.
*
Ahali toki bodrum’larında selden boğulurken, Bodrum’da lahmacuna 50 lira ödeniyorsa... “Kahin” lakaplı ekonomi profesörü Roubini olmana gerek yok, hazır deniz kenarındayken, filikaları hazırlayın demektir.
Yılmaz ÖZDİL / HÜRRİYET