KENDİNİ TAŞ İLAN EDEN HİÇBİR KÖŞECİNİN KADIN ÜZERİNE ''GERÇEKTEN'' YAZACAK GÜCÜ YOK! AMA BEN YAZIYORUM!

Bir tarafta Siirt'teki tecavüz vakası, diğer tarafta boşanan eşini Brezilya'ya sepetlemek isteyen işadamı...Türkiye'de kadına bakış açısı için Medyanın Ukalası neler yazdı?

SİİRT SANCISI, BREZİLYA MUAMMASI VE ORTADAN KAYBOLAN KÖŞE YAZARLARININ DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ!


İki yazı önce güzel bir temennide bulunmuştum hatırlıyor musunuz?

Bir takım V + köşecilerin ortadan kaybolduğu günün hayalini kurduğumu söylemiştim…

O gün geldi geçti…

Hepsi Acun’un kendilerini götürdüğü Ontario’da mahsur kaldılar ve ne güzel ki günlerce yazamadılar…

Ne hoştu!

Ekler kendine geldi bir süreliğine…

Özellikle A.Ö.’nün dönememesi o kadar mutlu etmiş ki insanları, bu konuda mailler bile aldım okurlarımdan.

Keyif verici bir süreçti.

Sonra Siirt’teki şu malum haber geldi…

Mide bulandırıcıydı ve anlamayı denemedim bile.

Ne gerek vardı ki anlamaya?

Anlaşılabilecek bir şey miydi?

Kırsalın içine kapanmış sapık cinsel eğilimlerini bilmiyor muyuz zaten hepimiz?

Bu ülkede, ne halt edersen et, dillendirmeyince değerli olmuyor muyuz?

Ve kendimizi temize çekmiyor muyuz birilerinin üzerinden?

Evlenip kurtarmıyor mu kendini medyatik kadın figürleri, kötü kadın olarak anılmaktan?

Üreyerek aklamıyor mu?

Siirt’te olanlar Siirt’te kalsa şehrin namusu temiz kalacaktı yani…

Şimdi kirlendi.

Ya kızları evlendirir ya da öldürürler artık… Değil mi?

Bu ülkedeki ataerkillik ve tek yönlü bakış açısı özellikle de namus konusunda düzelir mi sanıyorsunuz?

Daha geçen gün gazetede, ünlü bir iş adamının, kendisinden boşanan eşine, ülkesine dönmediği için dava açtığı haberini okudum.

Kızcağızı geldiği Brezilya’ya sepetlemek istiyormuş adam…

Bir de bu kendine hakmış gibi babasının evine dönmeyi reddedip Türkiye’de kalan kızcağıza dava açmış.

Ne akla hizmet acaba?

Bunu kendine nasıl hak sayıyor sanıyorsunuz?

Aynı zihniyet işte…

Özünden aynı kötü kokular yükseliyor ne yazık ki!

Sizin ne kadar enterese eder bilmiyorum ama kadına bu bakış açısı, beni aynı şekilde etkiliyor.

İki haberin farkı yok bence; ikisinde de kadın eziliyor ve yazan-yapan şunu sorgulamıyor; nasıl ya? Kadına böyle davranma hakkını nereden buluyorsunuz aga?

Ben soruyorum, bu iki durumun kadın odaklı olduğunun ve aynı zihniyetten çıktığının farkında mısınız?

Değilsiniz değil mi?

Çünkü “öyle” işlemiyor beyniniz; belki de işinize gelmiyordur…

Ne yazık!

Daha fazla feminist odaklı görünen insan hakları savunması yapmayacağım; zira kendime fazlasıyla Rahşan Gülşan’ı andırıyorum şu anda.

Şu da ne büyük acıdır ki, aslına bakarsanız Rahşan gibi özellikle fiziksel özellikleriyle yargılanmaya maruz kalmamış, kendini taş ilan eden hiçbir köşecinin kadın üzerine “gerçekten” yazacak gücü yok! Rahşan, ideal kilosunda olsaydı (o zaman toplumun güzel sınıfına soktuğu bir kadın olurdu) yazar mıydı acaba yine bu denli feminist yazıları diye düşünmeden de edemiyor insan.

Mesela ben… Yazıyorum. Ve evet, Allah’ın gözü var, tanıyanların bildiği gibi, 100 insanın en az 98’inin güzel, hadi bilemediniz seksi diyeceği bir kadınım. Peki ya siz beni görüyor olsaydınız, ben yazar mıydım bunları? Yedirir miydim kendime, güzel ve kadın taraftarı olmayı? İtici kaçmaktan korkmaz mıydım?

Ben korkmazdım galiba…

Hayatım topun ağzında akrobasi yaparak geçti. Kafamı dürüstüm diye giyotine çok uzattım. Yine korkmazdım; ama süper itici algılanırdım, o ayrı!

Ama siz yazmayın hanımlar… Zaten ne gereği var?

Beylerinse derdi bile değil zaten; en azından bu perspektiften!

Ortada yazacak ve bakacak farklı perspektifler varken zaten…

Her şey böyle güzel…

Hayat güzel…

Kül bulutları…

Beş atı bir gecede halledip eşeği de elden geçiren aygır…

Acun’un ilk bölümde hezimete uğrayan yeni programı…

Park Şamdan’ın açılışında eller havaya yapan gasteciler…

Nişantaşı’nda bir akşam yemeği…

Şarap eşliğinde dedikodu…

Ünlü arkadaşlarla gelen ün…

Kariyerli sevgiliyle temizlenen gerzeklik ünvanları…

Güzel kadınlar ve çirkin adamlar…

Uzun bacaklar ve o bacakların arasında uyumak için her şeyini verecek olanlar…

Biraz sohbet, hafif oynaşma…

Kurlar, göz kırpmalar…

Yalandan naz yapmalar…

Ayarlanan naylon kadrolar…

Ve bacak omuza aşk pozisyonları…

Sevişin… Sevişin!

Bugün yediğiniz hurmalar, yarın döner tırmalar!


DİP NOT: Ben bu aşk biter demiştim. Bitmiş. Nefise ile Cüneyt resmen ayrıldı. Zaten ayrılardı ama Cüneyt çaktırmamaya çalışıyordu. Neticede o da pes etti. Hayırlısı oldu.

MEDYANIN UKALASI

"Bir konuda ukala olmak, her konuda ahkam kesmekten iyidir... "



http://twitter.com/medyaninukalasi