'Kendi kuşağımın en akıllı televizyoncusuyum'
Bu piyasada yaşadığın en kötü şey ne mesela? Benden önceki nesle göre biraz daha erken popüler oldum. O nesil mesela daha Maksim Gazinosu’nda çıktıkları zaman daha magazinsel değillermiş. Ben direkt çıkar çıkmaz magazine girdim. Dolayısıyla bazıları kadar çok uğraşmadım ya da geçtikleri yollardan geçmediğim için dolayısıyla da pişman olduğum en büyük şey; sivrilmenin törpülenmek istemesiyle karşı karşıya kaldım. Yani kalemtraşlar var sizi açmak isteyen, kırmak isteyen, sürekli ucunuzu götürmek isteyen, psikolojinizi bozmak isteyen, demoralize edip aşağı çekmek isteyen sürekli bir grup var. Duymamayı öğrendim. Eskiden gazetede yazan en ufak eleştiride oturup ağladığımı biliyorum ama bir dönem sonra çok fazla takılmamaya başladığınız zaman iç yolunuzu açtığınızda dış yolunuzda değişiklikler olmaya başlıyor. Bana seninle ilgili sürekli sorulan bir şey var. Instagrama sürekli fotoğraflar koyuyorsun ya, ‘’bu parayı nereden kazanıyor?’’ diye soruluyor. Babam kazanmış, ben kazanmadım bu parayı. Benim babam o dönem Türkiye’nin en ünlü avukatlarından biriydi. Sorduğun için söylüyorum ben kolej mezunuyum. Çocukken de villada oturuyorduk, Levent’te. Hayatım boyunca aynı standartta yaşadım. Hiç iş yapmasam, hayatım boyunca evde otursam ailemden gelen durumumla ömrümün sonuna kadar lüks içinde yaşayabilirim. Ben tek kızım ve tek annemle var. İkimiz hayatımızın sonuna kadar lüks yaşayabilecek durumdayız. Biz Maksim’in en önemli müşterilerindendik. Bunu Gönül Yazar da çok iyi bilir. Ben çocuktum iskemlelerde uyurdum. Benim bir para kazanmaya ihtiyacım yok. İki televizyon programı yaptım diye bu şekilde yaşamıyorum. Belki de o yüzden kafam diğerleri gibi yılanlığa çalışarak birilerinin ayağını kaydırarak bir üste çıkmaya çalışmıyorum. Çünkü kalite ruhtadır.