Kemerleri Bağlayın, Babıali'de Uçuş Zamanı! Referandum Sonuçları Medyada Taşları Nasıl Yerinden Oyna
Medyadaki sessizlik
referandumdan sonraki
büyük fırtınanın habercisi mi?
Bir hafta sonra yapılacak referandum gazetelerde ve televizyonlarda da tansiyonun yükselmesine neden oldu. Şu günlerde gerek iktidara yakın, gerekse ortada durmaya çalışan tüm medya kuruluşlarını “fırtına öncesi sessizlik” sarmış durumda…
Çünkü merakla beklenen referandum sonuçları sadece siyasette değil, medyada da taşları yerinden oynatacak.
Kağıtlar; sandıktan çıkacak sonuçlara göre yeniden karılıp, dağıtılacak.
Ve görünen o ki sandıktan “Evet” de çıksa “Hayır” da; her durumda bazı televizyon ve gazete binalarında büyük depremler yaşanacak.
Bazı üst düzey yöneticilerle yazarların defterleri dürülecek.
Birileri “zaferlerini” kutlarken, başka birileri hesap ödemek durumunda bırakılacak.
Tahmin edebileceğiniz gibi gerilimin en yüksek olduğu gazeteler ve televizyonlar, Doğan Grubu’na bağlı olanlar…
Çünkü zaten büyük bir vergi kıskacıyla köşeye sindirilmiş olan bu grupta çalışan çok sayıda kilit isim, referandumdan “Evet” çıkması olasılığı durumunda kendilerine yol gösterilmesine pek de şaşırmayacak.
İktidarın iyice güçlenmesi anlamına gelen bu sonuç, özellikle muhalif bazı yönetici ve yazarlara tüm baskılara karşın sahip çıkan Aydın Doğan ve kızlarının direnişini kıracak gibi görünüyor.
Kapalı kapılar ardında alınan kararlara göre önce bu isimlerden bazıları izine çıkarılacak, döndüklerinde yazı sayıları azaltılacak.
Kamuoyundan gelebilecek tepkilerin azalmasından ve olayın soğumasından sonra ise, (yani yılbaşına doğru) “ekonomik sorunlar” gerekçe gösterilerek tasfiye süreci sonlandırılacak…
Bu grupta çalışan muhalif isimler için asıl kötü haber ise seçimden “Hayır” çıkma olasılığında bile aynı tatsız sonla karşılaşmaları olasılığı…
Çünkü iktidarın bu durumda faturayı yine bu isimlere ve Doğan Grubu’na çıkarmasından ve baskıyı daha da ağırlaştırmamak için “kelle” istemesinden çekiniliyor!
Topun ağzındaki isimler Hürriyet’ten Tufan Türenç, Yalçın Bayer, Yılmaz Özdil, Yalçın Doğan, Milliyet’ten Melih Aşık, Vatan’dan karı koca Mengi’ler ile Can Ataklı, Mustafa Mutlu ve Mine Kırıkkanat, Star TV’den ise Uğur Dündar…
Aynı durum; diğer holding gazeteleri için de geçerli…
Özellikle HaberTürk ve Akşam’da “yandaş-muhalif yönetici ve yazar dengesi”, referandum sonuçlarına göre yeniden gözden geçirilecek.
HaberTürk’te bu konuda topun ağzında görünen isimlerin başında ise, zaten uzun zamandır patronajla arasında sorunlar bulunan Fatih Altaylı geliyor.
Akşam’da ise Oray Eğin başta olmak üzere birkaç yazarın adı geçiyor.
Referandum sonuçlarını endişeyle bekleyenler, başta da belirttiğim gibi sadece holding gazetelerinde ve televizyonlarında çalışan gazeteciler değil…
“Hayır” oylarının fazla çıkması durumunda, iktidara yakın gazetelerde de bazı yazarların özellikle bir genel yayın müdürünün ipinin çekileceğine kesin gözüyle bakılıyor.
O Genel Yayın Müdürü, Sabah’tan Erdal Şafak…
Sabah’ın iktidar partisini desteklemeyen okurlarını kaçırmamak için göreve getirilen ancak kendini “adamakta” sıkıntılar gösteren Erdal Şafak’ın yerine getirilecek isim ise büyük bir olasılıkla Star Gazetesi Genel Yayın Müdürü Mustafa Karaalioğlu…
Bu konudaki ön görüşmelerin aylar öncesinden yapıldığı ve operasyonu başlatmak için referandumun beklendiği konuşulanlar arasında…
Başarısızlık durumunda Sabah’tan gönderilmesi düşünülen bir diğer isim de Nazlı Ilıcak… Genellikle desteklese de zaman zaman AKP’ye yönelik eleştirileriyle gündeme gelen Ilıcak’ın gönderilmesi bazı AKP’lileri mutlu edecek…
Sabah’la ilgili bir diğer proje ise; yeni patronajla uyum sağlamakta zorluk çeken bazı üst düzey yazı işleri yöneticilerinin yerine, Yeni Şafak’ta ve Star’da çalışan en az iki ismin getirilmesi ve yazı işlerinin iyice “ehlileştirilmesi…”
Sabah’ın yeni patronlarını tüm bu değişiklikler için kara kara düşündüren tek faktör ise Hıncal Uluç gerçeği…
Sabah okurlarıyla farklı bir bağı bulunan Uluç’un bu değişikliklere göstereceği tepki, operasyonun şiddetini de belirleyeceğe benziyor.
Kısacası referandum sonuçları medyada büyük fırtınalar estirecek.
Adı geçen isimlerin tek güvencesi ise; referandumdan sadece bir yıl sonra genel seçimlere gidilecek olması…
Onlar, bir genel seçim öncesinde patronlarının kamuoyundan gelebilecek ciddi tepkileri göze alabileceğine ve kendileriyle vedalaşabileceğine inanmak istemiyor.
Kısacası…
Kemerleri bağlayın, Bab-ı Âlî’de uçuş zamanı…
VAROL ERSOY
Tüm yazılarını göster