Kemalist Aydınlanma Derneği yola çıktı... 'Türkiye için bir zorunluluktur'
Kemalist Aydınlanma Derneği, 10 Kasım’da toplandı. Derneğin kurucu üyeleri Kemalist hareketin Türkiye için bir zorunluluk olduğunu ve Kuva-yı Milliye ruhuyla hareket edileceği vurgulandı.
Kuruluşunu kısa bir önce gerçekleştiren Kemalist Aydınlanma Derneği, 10 Kasım’da toplandı.
Dernek Başkanı Kemal Anadol, “Yüzbinler, çocuğuyla, genciyle yaşlısıyla Anıtkabir’e koşuyor. İyice bilinmelidir. Artık Atatürk’ün sahibi halktır; Atatürk sine-i millete dönmüştür. Atatürk’ün ‘Çağdaş uygarlık düzeyine çıkmak’ ülküsünü vasiyet kabul eden yurttaşlar, bu 10 Kasım’da da onu hem duygu hem de akıllarıyla anıyorlar. O’nun dediği gibi ‘Dinlenmemek üzere yola çıkanlar asla ve asla yorulmazlar” dedi.
Ülkemizin dışarıdan beslenen Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları tarafından karanlığa sürüklendiğini belirten Anadol, “Bu ülkenin harcında Kemalistler var. İçine girdiği bu kaostan Türkiye Cumhuriyeti kuruluş ve kurtuluş felsefesine dönerek çıkacaktır” diye konuştu.
"KEMALİST HAREKET TÜRKİYE İÇİN BİR ZORUNLULUKTUR"
Kemal Anadol, Nur Serter, Bülent Baratalı, Dilek Akagün, Av. Mustafa Çetin, Buket Müftüoğlu, Ayhan Tiryaki, Ali Kaya gibi isimlerin aralarında yer aldığı Kemalist Aydınlanma Derneği, 10 Kasım’da İstanbul’da toplandı.
Kemalist hareketin Türkiye için bir zorunluluk olduğu, Kuva-yı Milliye ruhuyla hareket edileceği vurgulandı.
Kemalist Aydınlanma Derneği Başkanı Kemal Anadol, yaptığı konuşmada büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü anarak, “Atatürk salt emperyalizme karşı zafer kazanmış bir büyük komutan değildir. Türk toplumunu çağdaşlığa, akla ve bilime yönlendiren, bu amaçla yapılan devrimleri gerçekleştiren emsalsiz bir devlet adamıdır. Anadolu ve Trakya insanını padişahın kulluğundan kurtarıp Türkiye Cumhuriyeti’nin onurlu yurttaşlığına dönüştüren Atatürk’e yapılan saldırılar bu nedenle rastlantı değildir. Çağdaş ve Laik bir Cumhuriyet kurucusunun hedef alınması bu nedenle doğaldır. Orta çağ karanlığından çıkılmasından rahatsız feodal beylerden, aşiret reislerinden oluşan isyanları bastıran bir lider elbette onların düşmanı olacaktır” ifadelerini kullandı.
“ATATÜRK SİNE-İ MİLLETE DÖNMÜŞTÜR”
Anadol, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ortadoğu’da bugün birbirini boğazlayan ve her biri kendini siyasal İslam’ın temsilcisi olarak tanımlayan grupların manzarası Atatürk’e ‘deccal’ diyenlerin gerekçesini sergilemektedir. Atatürk’ün belirlediği kurucu ve temel ilkeler bu nedenle hedef tahtasına oturtulmaktadır. Bilim adamı kılığındaki yabancı servis ajanları hatta AB’nin resmi temsilcileri ülkemize geldiklerinde, devlet dairelerinin duvarlarındaki Atatürk resimlerinin indirilmesini, Kemalist ilkelerin bir yana itilmesini istediler. İhvan ideolojine sahip iktidarlar da bu yolda epey mesafe aldılar.
Ulusal bayramlarda ve 10 Kasım’da bin bir çeşit mazeret uydurarak Anıtkabir’e gitmeyenleri ibretle seyrettik. Anma törenlerini kısıtlayan hatta yasaklayan uygulamalara tanık olduk. Onların sayesinde bugün Atatürk ve Kemalizm devlet ideolojisi olmaktan çıktı. Ama bunu sağlayanların hesap etmediği bir gerçek vardı. Atatürk devlet korumasından çıkmış, halkın gönlüne, aklına ve bilincine yerleşmişti.
Artık yüz binler, çocuğuyla, genciyle yaşlısıyla Anıtkabir’e koşuyor. İyice bilinsin! Artık Atatürk’ün sahibi halktır; Atatürk sine-i millete dönmüştür. Atatürk’ün ‘Çağdaş uygarlık düzeyine çıkmak’ ülküsünü vasiyet kabul eden yurttaşlar bu 10 Kasım’da da onu hem duygu hem de akıllarıyla anıyorlar. Çünkü onun dediği gibi ‘Dinlenmemek üzere yola çıkanlar asla ve asla yorulmazlar.”