Kemal Öztürk: Uygur halk ozanı propaganda malzemesi mi yapıldı?

Yeni şafak yazarı Kemal Öztürk, Uygur halk ozanı Abdurrehim Heyit’in yalanlanan ölüm haberini medya ve propaganda üzerinden köşesine taşıdı.

Uygur halk ozanı AbdurrehimHeyit’in öldüğü haberi Türkiye'de geniş bulmuş ardından bu haber yalanlanmıştı. Kemal Öztürk, bugün köşesinden konuyu medya ve propaganda çerçevesinde ele aldı.

Hitler'in sağ kolu Goebbels'in propaganda yöntemlerinden yola çıkan yazısında haberin doğruluğu ve algısı üzerine değerlendirme yapan Öztürk, Heyit'in ölüm haberleri için "Bu tür propaganda malzemesi olan haberleri teyit etmeden, sağlıklı kanallardan almadan yayınlayan duyarlı insanlar, bir anlamda dezenformasyonun bir parçası yapılmış oldu. Hatta bu kesimlerin güvenilirliği ve inandırıcılığı da sorgulanır hale geldi. Tipik bir Goebbels taktiği aslında." ifadelerini kullandı.

İŞTE KEMAL ÖZTÜRK'ÜN O YAZISI

Dünyanın gelmiş geçmiş en etkileyici savaş propagandacısı Hitler’in sağ kolu Joseph Goebbels’tir (1897-1945).

Hitler’in keşfettiği ve sonradan ‘Halkı Aydınlatma ve Propaganda’ bakanı yaparak, İkinci Dünya Savaşı’nda iletişim savaşının ‘başkomutanı’ yaptığı Goebbels’in, propaganda yöntemleri ve taktikleri savaşın seyrini değiştirmiştir.

Goebbels öylesine etkin olmuştur ki, Amerika onu takip etmek, yöntemlerini çözümlemek ve sonra karşı koymak için bilim adamlarından oluşan bir komisyon kurmuştur. Bu komisyon uzun yıllar aktif olarak savaş propagandası üzerine çalışmış, Goebbels’i izlemiş ve karşı taktikler geliştirmiştir.

Komisyon üyeleri savaş bitiminden sonra çalışmasını sürdürmüş, bu kez barış zamanında Amerika propagandası yapmış ve dünyayı etkilemiştir. Uygulanan taktikler ve propaganda yöntemleri daha sonra ekonomide, pazarlamada, iletişimde kullanılmaya başlanmış, bugünkü halkla ilişkilerin ve iletişimin temelini oluşturmuştur.

Komisyon üyelerinden Edward Bernays öldüğünde mezar taşına “halkla ilişkilerin babası” diye yazılmıştır.

GOEBBELS’İN YALAN HABER TAKTİĞİ

Goebbels, yalan haber ve yalan propaganda üzerine çok şaşırtıcı taktikler uygulardı.

Örneğin ‘Hitler öldürüldü’ şeklinde haberler duyulduğunda, Goebbels bunu yalanlamazdı. Hatta bu haberin yayılması ve büyümesi için el altından olayı köpürtürdü. Artık haber her yana yayıldığında ve herkes Hitler’in öldüğüne inandığı bir anda, aniden Hitleri ortaya çıkartır ve haberi yalanlardı.

Buradan birkaç amaç güderdi Goebbels.

Birincisi, Hitler’in ölümüne karşı verilen tepkileri ölçerdi. Haberi yayan, çoğaltan ve destekleyen çevreleri tespit ederdi.

İkincisi, Hitler’in ölmediği ortaya çıkınca, öldü haberini yayan, büyüten çevreleri yalancı konumuna düşürtüp, itibarsızlaştırır ve bundan sonra kimsenin bu çevrelere inanmamasını sağlardı.

Ve nihayet bir kez daha ölmediği anlaşılan Hitler’in ‘yenilmez, öldürülemez ve baş edilemez bir yüce varlık’ olduğunu zihinlere işlerdi.

YALAN ÖLÜM HABERLERİ SAVAŞIN PARÇASIDIR

Bugün benzer taktikler devam ediyor. Krizin ve savaşın tarafı olan ülkeler buna benzer yöntemleri sıklıkla kullanırlar.

Örneğin, Suriye’de Esed’in ya da Mihraç Ural’ın öldürüldüğü haberleri aynı şekilde birkaç kez bilinçli olarak yayılmıştır.

Yine PKK, Murat Karayılan’ın ölüm haberlerini sıklıkla yayar ve kullanır.

Myanmar’da, Budist rahiplerin çocukları öldürdüğü haberleri yayılmış, hatta ellerinde çocuk cesetleri olan Budist rahip görüntüleri her yerde dolaşıma sokulmuştu. Daha sonra bu fotoların bir depremde enkaz kaldırma, kurtarma çalışmalarından olduğu anlaşıldı. Bundan dolayı Myanmar’da yayınlanan her haber ve fotoğraf şüpheyle karşılandı ve etkisi azaldı.

UYGURLU HALK OZANI PROPAGANDA MALZEMESİ Mİ YAPILDI?

Son olarak Uygur Türkleri hakkında benzer bir propaganda süreci yaşanıyor. Uygur halk ozanı Abdurrehim Heyit’in öldüğü haberi bir anda Türkiye’de gündem oldu. Gazeteler, televizyonlar birkaç gün bu haberi birinci sırada yayınladı. Sosyal medyada büyük tartışma yaşandı.

Tüm bu süreçte Çin’den resmi bir açıklama yapılmadı. Sessiz kalındı. Daha sonra Türkiye Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili bir açıklama yapınca, Çin resmi haber ajansları Heyit’in ölmediğini gösteren bir video yayınladı.

Kafalar büsbütün karıştı. Halen Heyit’in ölüp ölmediği net olarak bilinmiyor. Ancak bu haberin asılsız çıktığı iddiaları üzerine, Doğu Türkistan’la ilgili çıkan haberler geriye doğru sorgulanmaya başlandı.

Hatta Çin sempatizanı birçok kişi, ‘bazı çevrelerin’ Çin-Türkiye ilişkilerini bozmak için Uygur Türkleri konusunu manipüle ettiğini duyurmaya başladı. Bundan sonra çıkan her haberin inandırıcılığı zarar görmüş oldu.

Bu tür propaganda malzemesi olan haberleri teyit etmeden, sağlıklı kanallardan almadan yayınlayan duyarlı insanlar, bir anlamda dezenformasyonun bir parçası yapılmış oldu. Hatta bu kesimlerin güvenilirliği ve inandırıcılığı da sorgulanır hale geldi.

Tipik bir Goebbels taktiği aslında.

Bu nedenle dünyadaki krizlere duyarlılık gösteren herkesin, bilgileri güvenilir kaynaklardan edinmesi çok önemlidir. Bu, gerçek hak mücadelesine de zarar verebilecek bir konudur. Dikkat edelim.

Yazının tamamını okumak için tıklayın.