"KELLESİNİ KESERMİŞ!.... BURDA İHTİYARLARA YER YOK!...." AHMET HAKAN HINCAL ULUÇ'U FENA KIZDIRACAK!....
Hakan, Uluç'un 'kellemi keserim' değerlendirmesini böyle yorumladı.
Kellesini kesermiş
Muvazenesini kaybettiğine dair bin bir işaret vermiş bir adamla polemiğe girmemeye yemin etmiştim...
Ama değil mi ki "Yüz bin kere tövbe eder/Yine şarap içeriz" tarikatından geliyorum...
O halde "Hıncal karakteristiğini fena halde ele veren" bir durumu deşifre etmek gibi bir "misyon" uğruna yeminimi bozabilirim:
Efendim, malumunuz, Ahmet Çakar Beyefendi, "Fener, Sevilla'yı yensin bikini giyerim" şeklinde hayli münasebetsiz ve iç gıcıklayıcı bir laf ederek gündemin en "başköşesi"ne yerleşiverdi ya...
Bizim Hıncal, günlerdir kıvrandıkça kıvranıyor... "Ulan bu lafı etmeyi ben niye düşünemedim ki" diye içi içini yiyor...
Herkes Çakar'la kafa yapıyormuş, Çakar'ın bikinili temsili resimleri yayınlanıyormuş, bir münasebetsizlik söz konusuymuş, karizma çiziliyormuş...
Kimin umurunda!
"Gündeme geleyim de isterse nefret objesi olayım, hiç fark etmez" tarikatının şeyhi olan Hıncal, böyle şeylere kafayı takar mı?
Önce "Ahmet Çakar haklıdır" falan diyerek topa girmeye çalıştı... Kendisinin de "yokini" giyebileceğini falan söyledi...
Ama olmadı... Çıt çıkmadı... Kimse aldırmadı...
"Yoksa... Yoksa çaptan mı düşüyorum" şeklinde bir kompleksin elinde perişan olan Hıncal, bu kez bikini giymekten daha trajik bir sonu göze aldığını cümle aleme ilan etti...
Ahmet Çakar'ı geçmek için bulabildiği cümle şu: "Fenerbahçe finale kalsın kellemi keserim."
Bu durumu analiz etmek için çaba sarf etmek yerine, sadece bugünlerde vizyonda olan iki filmin adını anımsatmakla yetineceğim:
BİR İhtiyarlara yer yok...
İKİ Kan dökülecek...
Muvazenesini kaybettiğine dair bin bir işaret vermiş bir adamla polemiğe girmemeye yemin etmiştim...
Ama değil mi ki "Yüz bin kere tövbe eder/Yine şarap içeriz" tarikatından geliyorum...
O halde "Hıncal karakteristiğini fena halde ele veren" bir durumu deşifre etmek gibi bir "misyon" uğruna yeminimi bozabilirim:
Efendim, malumunuz, Ahmet Çakar Beyefendi, "Fener, Sevilla'yı yensin bikini giyerim" şeklinde hayli münasebetsiz ve iç gıcıklayıcı bir laf ederek gündemin en "başköşesi"ne yerleşiverdi ya...
Bizim Hıncal, günlerdir kıvrandıkça kıvranıyor... "Ulan bu lafı etmeyi ben niye düşünemedim ki" diye içi içini yiyor...
Herkes Çakar'la kafa yapıyormuş, Çakar'ın bikinili temsili resimleri yayınlanıyormuş, bir münasebetsizlik söz konusuymuş, karizma çiziliyormuş...
Kimin umurunda!
"Gündeme geleyim de isterse nefret objesi olayım, hiç fark etmez" tarikatının şeyhi olan Hıncal, böyle şeylere kafayı takar mı?
Önce "Ahmet Çakar haklıdır" falan diyerek topa girmeye çalıştı... Kendisinin de "yokini" giyebileceğini falan söyledi...
Ama olmadı... Çıt çıkmadı... Kimse aldırmadı...
"Yoksa... Yoksa çaptan mı düşüyorum" şeklinde bir kompleksin elinde perişan olan Hıncal, bu kez bikini giymekten daha trajik bir sonu göze aldığını cümle aleme ilan etti...
Ahmet Çakar'ı geçmek için bulabildiği cümle şu: "Fenerbahçe finale kalsın kellemi keserim."
Bu durumu analiz etmek için çaba sarf etmek yerine, sadece bugünlerde vizyonda olan iki filmin adını anımsatmakla yetineceğim:
BİR İhtiyarlara yer yok...
İKİ Kan dökülecek...
HÜRRİYET / AHMET HAKAN
changeTarget(document.getElementById("news_content"))