KATİ HİRŞEL,“TANGO İSTANBUL” İLE YENİDEN SAHNEDE!

Esmahan Aykol'un yayımlandığı dokuz dilde büyük yankı uyandıran Kati Hirşel polisiye serisinin dördüncü romanı Tango İstanbul Mephisto Kitaplığı'ndan çıktı.

Kitapçısında polisiye romanlar satan, her şeye burnunu sokan, sevgili arayan İstanbullu Alman Kati beş yıl aradan sonra yeniden sahnede.

Esmahan Aykol, Kati Hirşel polisiye serisine 2001’de yayımlanan Kitapçı Dükkanı romanıyla başladı. Bu romanı, Kelepir Ev (2003) ve Şüpheli Bir Ölüm (2007) izledi. Avrupa’da çok sevilen Kati Hirşel polisiyeleri hakkında Der Spiegel’de, “Kati esprilerle güldürür”; La Republicca’da “Kati bizleri baştan çıkarır”; Le Figaro’da “Kati bizleri parfüm ve sokak labirentinde ayartır”; Lecturas Negras’da “Tadı damağımızda kalır” yorumları yapıldı. Der Tagesspiegel ise son noktayı koydu: “Kati muhteşem!” Polisiye dizinin üçüncü kitabı Şüpheli Bir Ölüm İtalya’nın en büyük gazetelerinden Corriere della Sera’nın çok satanlar listesinde aylarca kaldı. Dedektif Kati Hirşel, Tango İstanbul’da yine İstanbul sokaklarında, yine çapraşık bir vakanın içinde. Arjantin’e göç eden dedesinin romanını yazan bir gazeteci, siyasetçilerle içli dışlı medya dünyası, cinsel fanteziler, şantajlar, kasetler, kamera kayıtları: Esmahan Aykol yeni kitabında kentin entrikalarını, sürprizlerini ve derin ilişkilerini akıcı ve muzip bir dille anlatıyor. 290 sayfa boyunca Kati’nin koşturmacasına eğlenerek ayak uyduruyorsunuz. Tango İstanbul, polisiye kurgusunda bir toplumsal hiciv.

Aykol, “Bu romanımda ‘yukarıdan’ organize edilmiş bir kriminalite ile uğraşıyorum” diyor. Bu kez, Kati’nin ellerine kan değil, ama medyanın kiri pası bulaşıyor. Roman, genç ve güzel gazeteci Nil’in aniden komaya girip hastaneye kaldırılmasıyla başlıyor. Genç kadının ölüp ölmeyeceği belli değil, Kati, bir şüphe üzerine yola çıkıyor. Komplo teorileriyle birlikte yeni kahramanlar katılıyor oyuna. Siyaset ve iş dünyasıyla halvet olmuş Türk medyasının ünlü bir ismi Nil’in hikayesinin önemli bir oyuncusu olarak beliriyor. Kati’nin çektiği fotoğraflarda hiç kimsenin yüzü masum değil. Romana adını veren Tango İstanbul’a gelince; o da bir metafor. Erdemin, romantizmin, yavaşlığın, tutkunun ve aşkın hükmünün kalmadığı bir dünyada tango, kaybettiğimiz bir dünyaya özlem belki de! Romanın kahramanı Nil, bir moda yazarı olarak medyada tutunmak ve zengin olmak adına her yolu mübah sayarken, bir yandan da nostaljik bir roman yazıyor ve tango dersleri alıyor. Aykol’un kahramanları canlı: Zaafları, özlemleri ve çelişkileriyle varlar.

Esmahan Aykol’un, Kati’si geçen beş içinde çok değişmiş. Artık 50’sinde olgun bir kadın. Her ne kadar meraklı kişiliği ona rahat vermese, kendisini hep bir entrikanın içinde bulsa da belli ki huzuru ve dinginliği arıyor. Belki de bu yüzden Aykol, insafa gelerek bu romanda karşısına aradığı adamı çıkarıyor. Bakalım bir sonraki romanda Kati özlediği mutluluğa ve aşka kavuşabilecek mi? Kati’nin serüvenleri bizi aslımızla tanışmaya ve yüzleşmeye davet ediyor.