Kasım Gülpınar AK Parti'ye katılacak mı? Yeniden Refah'tan ayrılış sürecini anlattı

Yeniden Refah Partisi'nden ayrılmasıyla tüm dikkatleri üzerine çeken Şanlıurfa Belediye Başkanı Kasım Gülpınar, açıklamalarda bulundu. CHP dahil birçok partiden kendisine adaylık için teklif geldiğini söyleyen Gülpınar, 'AK Parti'ye geçeceği' yönündeki iddialara da cevap verdi.

Yeniden Refah Partisi'nden eylül ayı başında istifa eden Şanlıurfa Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, canlı yayında TGRT Haber Ankara Temsilcisi Fatih Atik'in sorularını cevapladı.

"CHP'DEN DE TEKLİF GELDİ"
Gülpınar'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"Şanlıurfa'da insanlar Kasım Gülpınar'ın aday olmasını istediler. Beni istediklerinde ben zaten AK Parti'deydim. AK Parti'de benim aday olmamı istediler. İş çıkmaza girince insanlar 'Sen neredeysen biz oradayız' dediler.

Halk bana 'Şuradan istifa et, sen gel Refah Partisi'nden aday ol' demedi. Birçok parti bana teklifle geldi. Mayıs ayında Yeniden Refah Partisi'nin aldığı oy 28 bin, İyi Parti'nin aldığı oy 50 bin. Eğer öyle bir hesap yapsam İyi Parti'ye giderdim. CHP de teklif getirdi. CHP'nin oyu 90 bin. Aslında ben en az oy alan partiden aday oldum.

CHP'li olup da 80 yaşındaki 'ihtiyar delikanlılar' 'İlk defa sağ partiye oy vereceğim' diyor. Bunu sahada o kadar çok duydum ki... Bunların bir yanılmaması açısından biz böyle bir şeyi tercih ettik. Encümen konusu da önemli tabi. Encümenin olması sizi Meclis'te rahatlatır tabi.

"YENİDEN REFAH'TA KURUMSAL BİR YAPI YOK"
Bazen bir rüzgar eser... 99 seçimlerinde DSP'nin mesela bir anda yüzde 21'le iktidara gelmesi, hiç tahmin etmedikleri halde birçok vekille Türkiye'nin birinci partisi olması, liderliğin onlara tevdi edilmesi... Siyasette bu rüzgarlar dönem dönem olur. Bazen hiçbir şey yapmazsınız süreç lehinize işler. Bunu bu şekilde idrak edemeyenler 'şöyleymiş, böyleymiş' mazeretleriyle olayı başka yere çekerler. Zaman bizi haklı çıkarıyor. 'Hiçbir fark yok' dediğimde aslında beni haklı çıkarıyor.

"YENİDEN REFAH'TA HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADIM"
(Yeniden Refah'ta istişare kültürü yok mu?) Kurumsal bir yapı yok. Son dakikada gelip de bana ilçe kongreleri kararı aldık, bizimle istişare etmeden... Benim için önemli olan şudur; değişen ne var? Aynı şey! O zaman ne gerek var yahu. Ben bir de bununla uğraşacak değilim.

'Kasım Gülpınar partiyi ele geçirmek istiyor' söylemleri... 'Ağabey' söylemleri biliyorum bazılarını da rahatsız ediyor. Böyle bir amacımız, hedefimiz yok. Siyasette böyle bir hedef olamaz zaten. Hizmet için bu işe girdik ama aynı zamanda örnek olmanın gayreti içindeyiz. Benim tüm çabam kendimden çok arkamdaki gelecek nesil. Bardağı taşıran son damla oldu. Niye ben uğraşayım ki? Zaten yüküm ağır, bir sürü sıkıntımız var. Urfa'nın kendine has dertleri var. Koca şehirde ben şimdi onlarla mı uğraşayım? Oturup da bir de partiyi 'Şunu şöyle yapın, böyle yapın' ben hiçbir zaman bunun hesabını sormadım. İzlerim, bakarım sessiz sakin şekilde... Bardak taştığında...

Yeniden Refah'ta hayal kırıklığı yaşadım. Hiçbir şekilde ben belediye başkanlığı makamına talip olmadım. Makam talep etmek kitabımda yazmaz.

(Suat Kılıç'ın 'selamlı geldi, selamsız gitti' sözleri...) Kimin selamıyla geldim? Ben anlamadım. Tabi ki her gittiğiniz yere selamla girersiniz ama kimin selamıyla geldiğimi ben anlamadım. Biz yerelde bir arkadaşın girişimiyle olgunlaştı. Arkadaş 'Gelir misin?' dedi. O dönemde birçok görüşmemiz oldu. Lider düzeyinde görüşmelerimiz oldu. Ben Refah Partisi'nde lider düzeyinde bir görüşme yapmadım ki. Akşam ben arandım, 'Sizi şu tarihte bekliyoruz' diye.

KASIM GÜLPINAR AK PARTİ'YE Mİ GEÇECEK?
(Bakanlık talep etti iddiaları) Esas en önemli husustan başlayalım... Kasım Gülpınar bugüne kadar hiç kimseden bir şey talep etmedi. Bu benim dünya görüşüme tamamen aykırıdır. Bunlar dünyevi makamlar ve hepimiz birer kuluz. Gidip de bir kuldan herhangi bir dünyevi şey talep etmek benim hiçbir zaman kitabımda yazmaz. Böyle dedikodular varsa eğer bunu insanlar kafalarından silsinler. Ben isteseydim birçok başka makamlarla taltif edilmiş olurdum. Bu tip teklifler, AK Parti için demiyorum, başka partilerden de geldi, üst düzey teklifler de geldi. Ama hiçbir zaman bu işin pazarlığını yapmam, talepte bulunmam.

AK Parti'ye geçme konusunda baştan beri hep aynı şeyi söylüyorum, yine aynı çizgideyim. Halka rağmen siyaset olmaz! Hiçbir şekilde ben belediye başkanlığı makamına talip olmadım. AK Parti'deyken 'Beni aday yapın' demedim. Ben şunu söyledim; 'Cumhurbaşkanımızın MYK'da bir talimatı oldu, anketlerde birinci çıkan ya da halkın sevdiği insanları tespit edin bunları tespit edin, bunlar üzerinize vebaldir' dedi.

Halkın talebinin çok açık ve net olduğunu ben çok açık net gördüm. Sonuçlar beni haklı çıkardı. Anketleri speküle etmeye çalışıyorlardı. İster istemez şunu sormak zorunda kalıyorsunuz; Cumhurbaşkanı'nın çizdiği çerçeveye göre adayın tartışmasız benim olmam lazımdı. Bu kadar talep vardı... Fakat neden bu noktada aksi bir tutum sergiliyorsunuz? Ben de onu defalarca sordum. Bunu sormak benim hakkım değil mi? İnsanın aklına 50 türlü şey de geliyor.

(Kim istemedi sizi?) Bana söylendi işte vekiller istemiyor dendi... Bu bile yeterli değil mi? Bu halka bir cevap vermeliyiz dedim. Halk, 'Bugün mesuliyet almazsan yarın gelme' diyor.

(AK Parti'de size bir tepki mi var?) Varmış demek ki. İnsanın olduğu yerde her şey olabilir. Çekememezlik de olabilir, haset de olabilir. Hâlâ var mı yok mu bilemiyorum. İnsanların kalpleri ayrı dilleri ayrı.

(Bekir Bozdağ'ın 'Erdoğan'ın karşısına geçmek ihanettir' sözleri...) Ben ilk mitingimi yaptığımda 'Mesele seçilmek değildir. Bugün maksat hasıl olmuştur.' dedim. Bunu herkes anlayabileceği kapasitede anlıyor. Anlamak istediği şekilde anlıyor. Şunun için yaptım; Cumhurbaşkanı bir talimat veriyor. Madem Cumhurbaşkanının tensipleriyle orada oturuyorsunuz, keyfi şekilde hareket etmek gibi bir lüksünüz yok. Cumhurbaşkanı 'Ömerleri getireceğiz' demişti... Bu konuda kim ne çalışma yaptı Allah aşkına? O talimat havada kaldı. Lider talimat verir ve 24 saat takip etmek zorunda değildir. Siz Cumhurbaşkanına yapıp, getirip sunmak zorundasınız. Hiç kimse bunu söyleyemez. Tespit edemediyseniz o koltuklarda oturmamalısınız. Tespit edip gereğini yapmadıysanız yine o koltuklarda oturmamalısınız. Benim söylemek istediğim buydu, yanlış buradaydı. O yanlışı gösterdiğime inanıyorum. Ben yapacağımı yaptım. Fedakarlık yaptım.

ERDOĞAN'A FİKRİNİ İLETMEDİ Mİ?
İki dakikalık iş ama ben disiplinli, farklı anlayışla yetişmiş bir siyasetçi olarak beni değerlendirin. 'Kurallar var' diyorum. Cumhurbaşkanı çerçeveyi çizmiş, siz bunu görmüşsünüz, benim müdahalem olmadan... Ben müdahale ettikten sonra bunun bir anlamı yok. Urfa'da kongre yapıyorsanız Büyükşehir Belediye Başkanı ile bunu istişare etmeniz gerekiyor. Ben Cumhurbaşkanına 'Efendim halk beni istiyor' desem itiraz edeceğini düşünmüyordum. Ama ikinci madde, ben zaten Belediye Başkanı olmak istemiyordum. Korkuyordum, endişe ediyordum, 'Acaba bana böyle bir teklif gelir mi?' Bir taraftan halk istiyor, arada kaldım. Benim önerim olmaz. Gitsinler, baksınlar...

BAKAN KURUM'LA YAŞANAN 'PROTOKOL' KRİZİ
Çok basit, son yaşanan olay... Koltuk krizi oldu Bakan Bey ile... Bunu yapan AK Parti işte AK Parti. Ne Bakan ne vali... Herkes biliyor bunu. İşte AK Parti ile Cumhurbaşkanının farkı bu. Cumhurbaşkanı insanların gönlünü kazanmak için hâlen gayret ederken, sen orada hiçbir katkın olmadan Cumhurbaşkanının emeğini heba edip koltuğa oturtsan ne oturtmasan ne...

(AK Parti'den 'ayrıl' diye telkin geldi mi?) Hayır. Öyle bir şey yok. AK Parti'de çok ciddi dostlarım var. Bunlarla ilgili kimi ağabey der, kimi kardeş der... Bunlarla oturup konuştuğumuzda ileriye dair ne düşünüyorsun... AK Parti daha düne kadar mensubu olduğumuz bir parti yani. Sıradan bir parti değil ki... Öyle bir davet yok ama geçen Ömer Çelik de onure edici kelimeler kullandı.

AK PARTİ AYNI HATALARI YAPIYOR MU?
Onu gözlemleyeceğiz. Bir yenilenme çabası var ama şundan dolayı tam emin olamıyorum. 'Ömerler' meselesinin bir karşılığı olmadı. Cumhurbaşkanı talimat veriyor, kendisinin bunu gezip tespit etmesi mümkün değil. Cumhurbaşkanının tarif ettiği insanlar edebinden kendilerini göstermezler. Siyasetin kendilerine zarar vereceğini düşünürler.

(Cumhurbaşkanı'nın talimatına rağmen değişime parti kadroları mı direniyor?) Muhtemelen öyle oluyordur.

"HALKIN YÜZDE 73'Ü AK PARTİ'YE GEÇME DEDİ"
Bu konulara hiç girmem ben. Pazarlık falan yapacak durumda değiliz. Halk beni zaten bir makama oturttu. Halka '5 yıl belediye başkanı olurum' sözü verdim. Halkın söylemine rağmen hiçbir şey yapmak istemiyorum, yapmayacağım da. Halk fikrini değiştirirse onu zamanla göreceğiz.

Halkın yüzde 73'ü 'AK Parti'ye geçme' dedi. Refah'a hiç sorma gereği bile duymadım. Onlar aksini söylesinler, partiden dolayı halk bize oy vermedi.

28 binden 10 ayda 350 bine sıçrama yapıyorsa bir parti hakikaten büyük bir maharet, tebrik etmek lazım.