Kaşıkçı'nın nişanlısından BM'ye çağrı!

Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülen gazeteci Kaşıkçı'nın nişanlısı Cengiz, Kaşıkçı cinayetine ilişkin uluslararası cezai soruşturma çağrısında bulundu.

Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve ABD Kongresine, Kaşıkçı cinayetine ilişkin uluslararası cezai soruşturma çağrısında bulundu.

Hatice Cengiz, BM Cenevre Ofisi'nde BM Cenevre Ofisine Akredite Basın Mensupları Birliği (ACANU) tarafından düzenlenen "Cemal için Adalet" başlıklı basın toplantısında konuştu.

ACANU Yönetim Kurulu üyesi ve Anadolu Ajansı İsviçre muhabiri Bayram Altuğ'un moderatörlüğünü yaptığı toplantıya uluslararası basın mensupları yoğun ilgi gösterdi.

BM çatısı altında Cenevre'de uluslararası basının önüne çıkmaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Cengiz, zaman zaman duygusal anlar yaşadığı konuşmasına şöyle devam etti:

"Biliyorsunuz Cemal gazeteciydi. Hiçbir suçu olmadan resmi bir misyonun içinde öldürüldü. Dolayısıyla bu dava aslında hem medya, hem insan hakları ve insani boyutuyla tüm dünyayı ilgilendiren bir konu. Bu yönüyle (raporu) Cenevre ve İsviçre için Suudi Arabistan'a yaptırım noktasında daha ciddi ve sonuç odaklı birtakım adımların öncüsü olarak düşünüyorum."

"Davanın takipçisi olacağım"
Cengiz, BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard'ın geçen hafta raporunda dile getirdiği, "BM Genel Sekreteri (Antonio Guterres) Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin cezai soruşturma başlatmalı" çağrısı ve BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric'in dün basın toplantısında Guterres'in "böyle bir soruşturmanın ancak BM Güvenlik Konseyi (BMGK) yoluyla mümkün olabileceği" açıklamasına ilişkin bir soruya şu karşılığı verdi:

"Uluslararası bir soruşturma talebinin kenara çekilecek ve bütün dünyanın seyirci kalabileceği kadar basit bir mesele olmadığını düşünüyorum. 21. yüzyılda hepimiz böylesine bir cinayete şahit olduk. Cinayete maruz kalan kişi Orta Doğu açısından bakıldığında hem demokrasiye inanan, hem insan haklarına inanan, hem de ifade özgürlüğünü savunan bir gazeteciydi. Bu (rapor), kesinlikle BM'nin bünyesinde bir dosyanın numarası olarak kalabilecek bir mesele değil. Bu konuyla alakalı dünya kamuoyu ve uluslararası örgütlerin harekete geçeceğini düşünüyorum. Ben de bu konuda çalışmalara devam edeceğim ve takipçisi olacağım."

Kaşıkçı'nın geri gelmesinin artık mümkün olmadığını ifade eden Cengiz, "Bundan sonraki süreçte onun ideallerini savunmak adına bu davayı devam ettireceğim." diye konuştu.

Hatice Cengiz, raporun henüz yeni açıklandığına işaret ederek özellikle ABD Kongresinin üyelerinin rapordaki çağrılara sessiz kalacağını düşünmediğinin altını çizdi.

"Uluslararası soruşturmanın ABD'nin önderliğinde açılması çok daha etkili olur." diyen Cengiz, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin de böylesine bir girişimde bulunmasını umut ettiğini söyledi.

Callamard'ın raporunun BM İnsan Hakları Konseyi bünyesinde hazırlandığına dikkati çeken Cengiz, BM'nin uluslararası bir soruşturmaya öncülük etmesinin kurulma amacına hizmet edeceğini vurguladı.

"Ses kayıtlarını dinlemedim"
Cengiz, BM raporunda geçen ses kayıtlarına ilişkin, "Ben ses kayıtlarını dinlemedim. Böyle bir talebim olmadı. Dinlemek istemedim. Dinlemenin de bana iyi geleceğini düşünmedim. Böyle bir talebim olsaydı nasıl bir cevap alırdım bilmiyorum. Bu ses kayıtları normal bir insanın kaldıracağı bir şey olmadığı için belki de böyle bir teklifte bulunmamış olabilirler." diye konuştu.

"Suudi Arabistan'dan bir teklif almadım"
Kaşıkçı'nın ailesinin Suudi Arabistan yönetiminden "kan parası" aldığına dair basında haberler okudularını fakat ailenin kısa sürede bu iddiaları yalanladığını anımsatan Cengiz, "Buna ilişkin elimde yüzde yüz kesin bir bilgi yok. Bu konuda bir yorum yapmam uygun değil. Ama benimle irtibata geçmediler. Suudi Arabistan tarafından kesinlikle ne siyasi anlamda ne de bu konuyla bağlantılı olarak, hiçbir şekilde bir teklif veya aramayla (irtibatla) karşılaşmadım. Böyle bir teklif gelse bunu kabul edeceğimi kesinlikle zannetmiyorum."

"Benim için onur ve gurur verici"
Cengiz, uluslararası basının Kaşıkçı davasına gösterdiği ilgiden büyük memnuniyet duyduğunu ifade ederek "Cemal de uluslararası bir gazeteciydi. Bu hadise Cemal'in başına geldikten sonra insani, siyasi ve mesleki olarak medyanın gündeminden aylar boyunca düşmedi. Bu tabii ki benim için onur ve gurur verici. Çünkü hayatımda ilk defa bir meselenin bu kadar dünya gündeminde kaldığına şahit oldum." değerlendirmesinde bulundu.