Karaalioğlu'ndan "Pelikan Dosyası"na sert çıkış: Güçler değişti, 28 Şubat'ın andıç usulü değişmedi
Karar gazetesi yazarı Mustafa Karaalioğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun görevi bırakmasıyla sonuçlanan krizin tetikleyicisi olan "Pelikan Dosyası"nı 28 Şubat dönemindeki andıçlara benzetti.
Karar gazetesi yazarı Mustafa Karaalioğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun görevi bırakmasıyla sonuçlanan krizin tetikleyicisi olan "Pelikan Dosyası"nı 28 Şubat dönemindeki andıçlara benzetti.
28 Şubat döneminde andıçlanan birçok ismin saldırıya uğradığını hatırlatan Karaalioğlu, "Ne hazindir ki zaman geçiyor, güçler yer değiştiriyor ama o acınası usul değişmiyor…" diye yazdı.
28 Şubat’ta bir PKK yöneticisi terör mahkumunun ifadeleri çarpıtılarak, hiç söylemediği sözler sanki söylenmiş gibi belge haline getirilerek bazı gazetecilerin, STK başkanlarının hayatının karardığını ve gazetecilerin “vatan haini” başta olmak üzere bir dizi ağır yaftayla suçlandığını söyleyen Mustafa Karaalioğlu şöyle devam etti:
"Tamamen yalan, asılsız, gerçekle ilgisi olmayan iddialarla operasyon düzenlendi. Dahası, Andıç sanki gerçekmiş gibi siyasetten ve bilhassa da medyadan destek gördü. Gerçeğin ne olduğunu merak etmekten çok askerin talimatına selam durmaya hazır adamlar tarafından sahiplenildi.
Ne hazindir ki zaman geçiyor, güçler yer değiştiriyor ama o acınası usul değişmiyor…
***
İtibar sahibi insanları, değerli kurumları lekelemek, karalamak ve hedefe koymak için Andıç gerekiyor. Gerçeğin ne olduğu, söylenenlerin kelimesinin dahi doğru olup olmaması önem arzetmiyor.
Mühim olan hedefi yok etmektir. Kelimenin tam manasıyla “yok etmek.”
“Andıçlamak” lazımdır ki, sonra onlara karşı her türlü ahlaksız, hukuksuz saldırıları yapabilesiniz.
Muhatabınızı önce şeytanlaştırmanız gerekir ki yarın ona açıktan hücum ettiğinizde kamuya karşı bahaneniz olabilsin.
Kendi acı hakikatinizi örtmek için parmağınızı başkasına uzatmak zorundasınız.
Herkesi kendiniz gibi bilip insanların da öyle bilmesini sağlamalısınız
Andıç bu, bir kere o karanlık yola girdiniz mi çıkamazsınız.
Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür. Unutan hafıza tazelesin, bilmeyen de öğrensin diye hatırlatalım dedik.
Andıççıların ve medyadaki şeriklerinin sonları ne oldu, nasıl anılıyorlar diye merak eden olabilir. Söylemeye gerek var mı? Tarihin acınası birer malzemesinden başka bir şey olmadılar.
Bugün de sadece bir kötülük misali olarak anılmaları bundandır."
KARAALİOĞLU'NUN DA İSMİ GEÇİYORDU
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu istifaya götüren "Pelikan Dosyası"nda Karar gazetesi ve Mustafa Karaalioğlu da hedef alınmıştı.
Mustafa Karaalioğlu için "ES Medya’da iken ayda 100binden fazla maaş alan, kendisine 400 metrekarelik ofis kuran bu zat Ethem Sancak’ın bütün telkinlerine rağmen Feto’nun beddua haberini bile manşetten görmemiştir, Ekrem Dumanlı’nın Akit muhabirine attığı tokatı arka sayfalara gömmüştür, 17 Aralık’tan sonra bile Ekrem Dumanlı’yla dirsek teması bir süre devam etmiştir, Gezi sürecinde kısık sesle konuşmuştur, sonra görevden alınınca “objektif” gazetecilik yapmaya karar vermiştir" denilmişti.
28 Şubat döneminde andıçlanan birçok ismin saldırıya uğradığını hatırlatan Karaalioğlu, "Ne hazindir ki zaman geçiyor, güçler yer değiştiriyor ama o acınası usul değişmiyor…" diye yazdı.
28 Şubat’ta bir PKK yöneticisi terör mahkumunun ifadeleri çarpıtılarak, hiç söylemediği sözler sanki söylenmiş gibi belge haline getirilerek bazı gazetecilerin, STK başkanlarının hayatının karardığını ve gazetecilerin “vatan haini” başta olmak üzere bir dizi ağır yaftayla suçlandığını söyleyen Mustafa Karaalioğlu şöyle devam etti:
"Tamamen yalan, asılsız, gerçekle ilgisi olmayan iddialarla operasyon düzenlendi. Dahası, Andıç sanki gerçekmiş gibi siyasetten ve bilhassa da medyadan destek gördü. Gerçeğin ne olduğunu merak etmekten çok askerin talimatına selam durmaya hazır adamlar tarafından sahiplenildi.
Ne hazindir ki zaman geçiyor, güçler yer değiştiriyor ama o acınası usul değişmiyor…
***
İtibar sahibi insanları, değerli kurumları lekelemek, karalamak ve hedefe koymak için Andıç gerekiyor. Gerçeğin ne olduğu, söylenenlerin kelimesinin dahi doğru olup olmaması önem arzetmiyor.
Mühim olan hedefi yok etmektir. Kelimenin tam manasıyla “yok etmek.”
“Andıçlamak” lazımdır ki, sonra onlara karşı her türlü ahlaksız, hukuksuz saldırıları yapabilesiniz.
Muhatabınızı önce şeytanlaştırmanız gerekir ki yarın ona açıktan hücum ettiğinizde kamuya karşı bahaneniz olabilsin.
Kendi acı hakikatinizi örtmek için parmağınızı başkasına uzatmak zorundasınız.
Herkesi kendiniz gibi bilip insanların da öyle bilmesini sağlamalısınız
Andıç bu, bir kere o karanlık yola girdiniz mi çıkamazsınız.
Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür. Unutan hafıza tazelesin, bilmeyen de öğrensin diye hatırlatalım dedik.
Andıççıların ve medyadaki şeriklerinin sonları ne oldu, nasıl anılıyorlar diye merak eden olabilir. Söylemeye gerek var mı? Tarihin acınası birer malzemesinden başka bir şey olmadılar.
Bugün de sadece bir kötülük misali olarak anılmaları bundandır."
KARAALİOĞLU'NUN DA İSMİ GEÇİYORDU
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu istifaya götüren "Pelikan Dosyası"nda Karar gazetesi ve Mustafa Karaalioğlu da hedef alınmıştı.
Mustafa Karaalioğlu için "ES Medya’da iken ayda 100binden fazla maaş alan, kendisine 400 metrekarelik ofis kuran bu zat Ethem Sancak’ın bütün telkinlerine rağmen Feto’nun beddua haberini bile manşetten görmemiştir, Ekrem Dumanlı’nın Akit muhabirine attığı tokatı arka sayfalara gömmüştür, 17 Aralık’tan sonra bile Ekrem Dumanlı’yla dirsek teması bir süre devam etmiştir, Gezi sürecinde kısık sesle konuşmuştur, sonra görevden alınınca “objektif” gazetecilik yapmaya karar vermiştir" denilmişti.