KARA KUTU MU KARANLIK EL Mİ? KİM BU KAŞİF KOZİNOĞLU?
Milliyet gazetesi köşe yazarı Aslı Aydıntaşbaş, Silivri cezaevinde hayatını kaybeden MİT'çi Kaşif Kozinoğlu'nu yazdı.
Kara kutu mu karanlık el mi?
Kimine göre efsane, kimine göre derin devletin karanlık eli... Silivri’de ölen MİT’çi Kozinoğlu’nun hayatı, hala eski fotoğrafı gibi flu. Ancak Kozinoğlu’yla yıldızı barışmayan Mehmet Eymür, emir-komuta disiplini dışında hareket ettiğini söylüyor.
“Hayalet” lakaplı MİT’çi Kaşif Kozinoğlu Mart ayında Oda Tv soruşturması kapsamında gözaltına alınana kadar, medyada tek bir sararmış fotoğrafı vardı. Flu, uzaktan çekilmiş ve Ergenekon davasında ifade vermek için Beşiktaş’taki özel mahkemeye geldiğinde anlaşıldığı gibi, aslında gerçek haline hiç de benzemeyen bir fotoğraf...
Her gün spor yapan, herhangi bir sağlık sorunu olmayan, uzun boylu istihbaratçı, Pazar gecesi aniden Silivri’deki hücresinde kalp krizine yenik düşünce, geriye bir çok soru işareti kaldı.
Yaşasaydı, yarınki cenazesinden tam bir hafta, tutuklandıktan ise 8 ay sonra, yani 22 Kasım’da ilk duruşmaya çıkacak ve belki de serbest kalacaktı.
Önümüzdeki günlerde, Çin’in Uygur Bölgesindeki ayaklanmaları organize ettiğinden tutun da Rusya’daki Fethullah Gülen okullarını kapattırdığı, Oda Tv’ye belge sızdırıdığı ya da Azerbaycan’da darbe düzenlediğine kadar Kaşif Kozinoğlu’yla ilgili bolcana hikaye okuyacaksınız. Bilin ki okuduklarınızda hayal ve gerçek, efsane ve iftira, doğru ve yanlış karman çorman durumda.
Bilgi kirliliği diz boyu
Çünkü yıllar boyu MİT’in Asya’dan sorumlu Dış Operasyonlar Daire Başkan Yardımcısı olan esrarengiz adam, kimilerine göre devletin hassas operasyonlarını emanet ettiği “kara kutu”, kimilerine göre ise Devlet’in eski günlerden kalma karanlık reflekslerinden bir türlü vazgeçemeyenz bir “derin ağabey.” Durduğunuz yere göre devlet içinde nicedir süregelen istihbarat savaşının son kurbanı ya da disiplinsiz emir-komuta zinciri dışında hareket eden bir “Rambo.”
Dün gün boyu Kozinoğlu’nu tanıyan tanımayan; seven ya da nefret eden, yanında çalışmış, ya da tesadüfen poligonda beraber atış talimi yapmış, onlarca insanla görüştüm. Sayfalarca belge, telefon konuşması ve gazete haberi okudum.
İlk not: Derin devletin dehlizleri, zihni berraklaştırmıyor, tam tersine bulandırıyor. Günün sonunda konuştuklarım ve okuduklarımdan başımı kaldırdığımda, ortaya, bir adamın bambaşka açılardan çekilmiş ve birbiriyle zıt binlerce resmi çıktı. Yetiştirdiği bir özel harekâtçı subaylar, disiplininden, spor merakından, başarılı bir istihbaratçı olduğundan söz etti. Bir tanesi “Çok değerl bir hocaydı” dedi. Meslek hayatı boyunca onunlu yıldızı barışmayan bir istihbaratçı ise, tam tersine başına buyruk ve hatta “MİT’e katkısı değil zararı” olan birinden söz etti.
Kısacası yüzlerce sayfa okuduktan sonra kafamda oluşan portre, Kozinoğlu’nun yıllarca medyanın elinde dolaşan o uzaktan çekilmiş fotoğrafı kadar flu.
Doğruluğuna emin olduğum gerçekler, Kozinoğlu’nun yakın zaman öncesine kadar MİT’te önemli bir yönetici olduğu, son yıllarda özellikle Orta Asya ve Afganistan’da el-Kaide karşıtı istihbarat çalışmalarda yer aldığı ve uzun yıllar Genelkurmay Özel Harp Dairesi’inde çalıştıktan sonra 1995’de MİT’e geçerek Mehmet Eymür’ün yanında göreve başladığı. Trabzonlu; üniversitede bir oğlu ve bankacı bir eşi var.
Şimdi gelelim bu portrenin karanlık, aydınlatılmaya muhtaç noktalarına...
Oda TV’ye belge mi sızdırdı?
Peki neyle suçlanıyordu adı geçmişte Yargıtay’da bir skandala da karışan bu üst düzey MİT’çi? Oda Tv iddianamesinin Kozinoğlu bölümü, biraz karışık. Kozinoğlu, Ergenekon üyesi olmak ve Oda TV’ye belge sızdırmaktan yargılanıyor. İddianamede MİT’çinin doğrudan Soner Yalçın ya da diğer sanıklarla bağlantılı olduğun gösteren herhangi bir telefon görüşmesi ya da buluşma kaydı yok. Ancak Oda Tv bilgisayarında bulunan Koz.doc isimli belgede Soner Yalçın tarafından yazıldığını iddia edilen “Rusya ve Özbekistan’daki cemaat operasyonları hakkında Kozinoğlu’ndan gelen belgeleri mutlaka gündeme taşıyalım” diye bir not var.
Dün görüştüğüm Soner Yalçın’ın avukatı Celal Ülgen, Koz.doc isimli belgenin Oda Tv’ye ait olmadığını ve bir virüsle sitenin server’ına gönderilen belgelerden olduğunu söylüyor. Ülgen ayrıca ne Yalçin ne de diğer Oda Tv’cilerin kozinoğlu’yla tanışmadığını iddia ediyor.
Savcılar, Kozinoğlu’nun MİT ve Genelkurmay’a ait 17 belgeyi Oda Tv’ye sızdırdığını düşüncesinde. Bunlar PKK faaliyetleri, cemaat faaliyetleri gibi antetli kâğıtlarda TSK ya da MİT’e ait belgeler.
Aydınlık hedef almıştı
Ancak iddianamenin kafamı karıştıran bir bölümü var. O da Aydınlık ve İşçi Partisi tayfasının yıllarca Kozinoğlu aleyhinde dillendirdiği iddialara bolcana yer vermesi. Bu iddialar halen hapiste bulunan Ergenekon sanıklarına ait ve Kozinoğlu’nu Sabancı suikastından tutun da CIA, “Tansu Çiller özel örgütü” ya da Çin’de Uygurluları eğitmeye kadar bir çok şeyle suçluyor. Ama savcılar birbirini hedef alan insanların nasıl aynı örgütte olabileceğine bir açıklık getirmemiş.
Kozinoğlu’yla ilgili okuduğum iddia, yazı ve ve sorgu tutanakları iyice kafamı karıştırdığı noktada, çareyi dönemin önemli bir tanığı olan eski istihbaratçı Mehmet Eymür’ü aramakla buldum. Eymür, geçmişte MİT yönetimiyle ters düşerek teşkilattan ayrılmış, ancak MİT’te bir zamanlar birlikte çalıştığı eski müsteşar Şenkal Atasagun’a yönelik sert eleştirini yazdığı kitaplar ve İnternet sitesinde devam ettirmişti.
Eymür: “Disiplinsizdi”
Eymür’ün o dönem MİT’te yıldızının barışmadığı isimlerden biri de Kaşif Kozinoğlu’ydu. Eymür, “ölünün arkasından konuşmak istemem” diye söze girdi. Ancak Kozinoğlu’ya yönelik eleştirilerini,geçmişte hem yazılı olarak hem de Danıştay’a yaptığı “göreve iade” başvurusunda sıralamıştı. “Disiplinsiz buluyordum kendisini. Ama ben bu adamları suçlamıyorum; bu insanları tutan sisteme itiraz ediyorum. Ben mücadele ettim, Şenkal sahip çıktı” diyerek topu yine MİT’e attı.
“Ladin’i yakalayacak adam”
Eymür’ün iddiası, emir-komuta zinciri dışında hareket eden eski özel harpçinin cezalandırılması gereken yerde MİT tarafından terfi ettirildiği yönünde. “11 Eylül sonrasında ‘İşte Bin Ladin’i bu adam yakalar’ diye Amerikalılara götürdü müsteşar (Atasagun). Ben bugüne kadar söylediğim her şeyin altına imza atarım. Teşkilat size inanılmaz bir güç veriyor. Bu konumdaki insanların çok düzgün, hatasız olması lazım. Ülkesini seven, demokrasi ve adetlere sahip çıkan, günün şartlarına uygun, modern kafalı olmalı.”
Eymür, Kozinoğlu’nun şu ya da bu şekilde Ergenekon davasına bulaşmış olmasının Teşkilat’a zarar verdiği görüşünde. Eski tarz devlet refleksleriyle hareket ettiğini söylüyor.
Onu savunanlar ise, ciddi bir istihbaratçı olduğu, gizliliğe önem verdiğini ve ABD’ye yapılan resmi gezilerde farklı müsteşarlara eşlik edecek kadar etkili biri olduğuna dikkat çekiyordu.
Günün sonunda iddialar, şemalar, komplolar arasında okuduğum her detay beni Kozinoğlu’nun kim olduğundan bir adım daha uzaklaştırdı. Ve karanlıktan gelen adam, daha ağzını açmadan, mahkemede kendini savunamadan sırlarıyla karanlığa doğru süzüldü.
Kimine göre efsane, kimine göre derin devletin karanlık eli... Silivri’de ölen MİT’çi Kozinoğlu’nun hayatı, hala eski fotoğrafı gibi flu. Ancak Kozinoğlu’yla yıldızı barışmayan Mehmet Eymür, emir-komuta disiplini dışında hareket ettiğini söylüyor.
“Hayalet” lakaplı MİT’çi Kaşif Kozinoğlu Mart ayında Oda Tv soruşturması kapsamında gözaltına alınana kadar, medyada tek bir sararmış fotoğrafı vardı. Flu, uzaktan çekilmiş ve Ergenekon davasında ifade vermek için Beşiktaş’taki özel mahkemeye geldiğinde anlaşıldığı gibi, aslında gerçek haline hiç de benzemeyen bir fotoğraf...
Her gün spor yapan, herhangi bir sağlık sorunu olmayan, uzun boylu istihbaratçı, Pazar gecesi aniden Silivri’deki hücresinde kalp krizine yenik düşünce, geriye bir çok soru işareti kaldı.
Yaşasaydı, yarınki cenazesinden tam bir hafta, tutuklandıktan ise 8 ay sonra, yani 22 Kasım’da ilk duruşmaya çıkacak ve belki de serbest kalacaktı.
Önümüzdeki günlerde, Çin’in Uygur Bölgesindeki ayaklanmaları organize ettiğinden tutun da Rusya’daki Fethullah Gülen okullarını kapattırdığı, Oda Tv’ye belge sızdırıdığı ya da Azerbaycan’da darbe düzenlediğine kadar Kaşif Kozinoğlu’yla ilgili bolcana hikaye okuyacaksınız. Bilin ki okuduklarınızda hayal ve gerçek, efsane ve iftira, doğru ve yanlış karman çorman durumda.
Bilgi kirliliği diz boyu
Çünkü yıllar boyu MİT’in Asya’dan sorumlu Dış Operasyonlar Daire Başkan Yardımcısı olan esrarengiz adam, kimilerine göre devletin hassas operasyonlarını emanet ettiği “kara kutu”, kimilerine göre ise Devlet’in eski günlerden kalma karanlık reflekslerinden bir türlü vazgeçemeyenz bir “derin ağabey.” Durduğunuz yere göre devlet içinde nicedir süregelen istihbarat savaşının son kurbanı ya da disiplinsiz emir-komuta zinciri dışında hareket eden bir “Rambo.”
Dün gün boyu Kozinoğlu’nu tanıyan tanımayan; seven ya da nefret eden, yanında çalışmış, ya da tesadüfen poligonda beraber atış talimi yapmış, onlarca insanla görüştüm. Sayfalarca belge, telefon konuşması ve gazete haberi okudum.
İlk not: Derin devletin dehlizleri, zihni berraklaştırmıyor, tam tersine bulandırıyor. Günün sonunda konuştuklarım ve okuduklarımdan başımı kaldırdığımda, ortaya, bir adamın bambaşka açılardan çekilmiş ve birbiriyle zıt binlerce resmi çıktı. Yetiştirdiği bir özel harekâtçı subaylar, disiplininden, spor merakından, başarılı bir istihbaratçı olduğundan söz etti. Bir tanesi “Çok değerl bir hocaydı” dedi. Meslek hayatı boyunca onunlu yıldızı barışmayan bir istihbaratçı ise, tam tersine başına buyruk ve hatta “MİT’e katkısı değil zararı” olan birinden söz etti.
Kısacası yüzlerce sayfa okuduktan sonra kafamda oluşan portre, Kozinoğlu’nun yıllarca medyanın elinde dolaşan o uzaktan çekilmiş fotoğrafı kadar flu.
Doğruluğuna emin olduğum gerçekler, Kozinoğlu’nun yakın zaman öncesine kadar MİT’te önemli bir yönetici olduğu, son yıllarda özellikle Orta Asya ve Afganistan’da el-Kaide karşıtı istihbarat çalışmalarda yer aldığı ve uzun yıllar Genelkurmay Özel Harp Dairesi’inde çalıştıktan sonra 1995’de MİT’e geçerek Mehmet Eymür’ün yanında göreve başladığı. Trabzonlu; üniversitede bir oğlu ve bankacı bir eşi var.
Şimdi gelelim bu portrenin karanlık, aydınlatılmaya muhtaç noktalarına...
Oda TV’ye belge mi sızdırdı?
Peki neyle suçlanıyordu adı geçmişte Yargıtay’da bir skandala da karışan bu üst düzey MİT’çi? Oda Tv iddianamesinin Kozinoğlu bölümü, biraz karışık. Kozinoğlu, Ergenekon üyesi olmak ve Oda TV’ye belge sızdırmaktan yargılanıyor. İddianamede MİT’çinin doğrudan Soner Yalçın ya da diğer sanıklarla bağlantılı olduğun gösteren herhangi bir telefon görüşmesi ya da buluşma kaydı yok. Ancak Oda Tv bilgisayarında bulunan Koz.doc isimli belgede Soner Yalçın tarafından yazıldığını iddia edilen “Rusya ve Özbekistan’daki cemaat operasyonları hakkında Kozinoğlu’ndan gelen belgeleri mutlaka gündeme taşıyalım” diye bir not var.
Dün görüştüğüm Soner Yalçın’ın avukatı Celal Ülgen, Koz.doc isimli belgenin Oda Tv’ye ait olmadığını ve bir virüsle sitenin server’ına gönderilen belgelerden olduğunu söylüyor. Ülgen ayrıca ne Yalçin ne de diğer Oda Tv’cilerin kozinoğlu’yla tanışmadığını iddia ediyor.
Savcılar, Kozinoğlu’nun MİT ve Genelkurmay’a ait 17 belgeyi Oda Tv’ye sızdırdığını düşüncesinde. Bunlar PKK faaliyetleri, cemaat faaliyetleri gibi antetli kâğıtlarda TSK ya da MİT’e ait belgeler.
Aydınlık hedef almıştı
Ancak iddianamenin kafamı karıştıran bir bölümü var. O da Aydınlık ve İşçi Partisi tayfasının yıllarca Kozinoğlu aleyhinde dillendirdiği iddialara bolcana yer vermesi. Bu iddialar halen hapiste bulunan Ergenekon sanıklarına ait ve Kozinoğlu’nu Sabancı suikastından tutun da CIA, “Tansu Çiller özel örgütü” ya da Çin’de Uygurluları eğitmeye kadar bir çok şeyle suçluyor. Ama savcılar birbirini hedef alan insanların nasıl aynı örgütte olabileceğine bir açıklık getirmemiş.
Kozinoğlu’yla ilgili okuduğum iddia, yazı ve ve sorgu tutanakları iyice kafamı karıştırdığı noktada, çareyi dönemin önemli bir tanığı olan eski istihbaratçı Mehmet Eymür’ü aramakla buldum. Eymür, geçmişte MİT yönetimiyle ters düşerek teşkilattan ayrılmış, ancak MİT’te bir zamanlar birlikte çalıştığı eski müsteşar Şenkal Atasagun’a yönelik sert eleştirini yazdığı kitaplar ve İnternet sitesinde devam ettirmişti.
Eymür: “Disiplinsizdi”
Eymür’ün o dönem MİT’te yıldızının barışmadığı isimlerden biri de Kaşif Kozinoğlu’ydu. Eymür, “ölünün arkasından konuşmak istemem” diye söze girdi. Ancak Kozinoğlu’ya yönelik eleştirilerini,geçmişte hem yazılı olarak hem de Danıştay’a yaptığı “göreve iade” başvurusunda sıralamıştı. “Disiplinsiz buluyordum kendisini. Ama ben bu adamları suçlamıyorum; bu insanları tutan sisteme itiraz ediyorum. Ben mücadele ettim, Şenkal sahip çıktı” diyerek topu yine MİT’e attı.
“Ladin’i yakalayacak adam”
Eymür’ün iddiası, emir-komuta zinciri dışında hareket eden eski özel harpçinin cezalandırılması gereken yerde MİT tarafından terfi ettirildiği yönünde. “11 Eylül sonrasında ‘İşte Bin Ladin’i bu adam yakalar’ diye Amerikalılara götürdü müsteşar (Atasagun). Ben bugüne kadar söylediğim her şeyin altına imza atarım. Teşkilat size inanılmaz bir güç veriyor. Bu konumdaki insanların çok düzgün, hatasız olması lazım. Ülkesini seven, demokrasi ve adetlere sahip çıkan, günün şartlarına uygun, modern kafalı olmalı.”
Eymür, Kozinoğlu’nun şu ya da bu şekilde Ergenekon davasına bulaşmış olmasının Teşkilat’a zarar verdiği görüşünde. Eski tarz devlet refleksleriyle hareket ettiğini söylüyor.
Onu savunanlar ise, ciddi bir istihbaratçı olduğu, gizliliğe önem verdiğini ve ABD’ye yapılan resmi gezilerde farklı müsteşarlara eşlik edecek kadar etkili biri olduğuna dikkat çekiyordu.
Günün sonunda iddialar, şemalar, komplolar arasında okuduğum her detay beni Kozinoğlu’nun kim olduğundan bir adım daha uzaklaştırdı. Ve karanlıktan gelen adam, daha ağzını açmadan, mahkemede kendini savunamadan sırlarıyla karanlığa doğru süzüldü.