Kara kıtanın beyaz evladı: Tarzan!
Yılın en az filminin gösterime girdiği haftada olabiliriz ama büyük bütçeli bir yapım olan Tarzan Efsanesi seyircinin ilgisini çekecek bir film. Filmin senaristleri, Edgar Rice Burroughs’un 104 yıl önce yarattığı Tarzan’ın modası geçmiş bir kahraman olduğunun farkında...
Bu yüzden karakteri ve macerayı modifiye ederken ellerini korkak alıştırmamışlar. Orijinal hikayede Tarzan ve Jane, İngiltere’deki sıkıcı soylu hayatına alışamaz, “lordluğa da leydiliğe de lanet olsun” derler ve ormana dönerler. Filmdeki Tarzan’ın ise soylu John Clayton olmakla pek bir problemi yok, dostu olduğu kabilenin savaşçıları bile ona çoğu kez John diye sesleniyor, Tarzan olması çok da mühim değil. Alamet-i farikası olan o müthiş haykırışını da bir iki kez duyuyoruz sadece… Yetmez ki!
Tarzan filmlerini kimler sever? Bana sorsalar; “her yaştan erkek çocukları” der geçerim ancak filmin kırmaya çalıştığı şeylerden biri de bu, o yüzden beyazperdede gördüğümüz en kaslı, seksi ve kadınına düşkün Tarzan temsiliyle karşı karşıyayız. Louis’in Superman’i neyse buradaki Tarzan da o! Jane’i canlandıran Margot Robbie’ye “bu rahatlık nereden geliyor?” diye sormayın bile, kurtarılacağının o kadar farkında ki! Kadınlar böyle erkekler istiyor sanırım; soylu, zengin, kaslı, güçlü ve kadını için her mücadeleye girmeye hazır. Hollywood’dan öğreneceğimiz çok şey var! Öte yandan güzelim Margot Robbie en masum ve sıkıcı hallerinde, hiçbir anında dişi değil. Kadın seyirci Tarzan’dan gözünü alamazken biz “CGI gorilleri ne de güzel yapmışlar” demekle yetiniyoruz.
Dilerseniz, bu hafta gösterime girecek diğer filmlere de kısa bir bakış atalım. İşte kararınızı vermeniz için haftanın tüm filmleri… Bir bakın sonra da hangisini severseniz ona bilet alın. İyi seyirler…
Tarzan Efsanesi
David Yates’in yönettiği ve Alexander Skarsgard, Samuel L. Jackson, Margot Robbie ile Djimon Hounsou’nun oynadığı Tarzan Efsanesi (The Legend of Tarzan), Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
Tarzan olarak bilinen Lord Greystoke, yıllar once Afrika ormanlarını, karısı Jane ile birlikte arkasında bırakmıştır. Şimdi ise parlementonun ticari hükümet temsilciğini yapması için Congo’ya tekrar davet edilir. Ancak, Kaptan Leom Rom’un tezgâhladığı aç gözlülük oyununda piyon olduğundan bihaberdir. Fakat bu öldürücü komplonun arkasında olanların nasıl bir savaşı başlattıkları hakkında hiçbir fikirleri yoktur.
Frekans
Tod Kip Williams’nin yönettiği ve John Cusack, Samuel L. Jackson, Isabelle Fuhrman ile Stacey Keach’in oynadığı Frekans (Cell), Mir Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Clay Riddell, yaşamlarıyla ilgili iyi haberler vermek için, arasının açık olduğu eşi Sharon’ı, Boston’daki Havalanı’ndan arar. Yazdığı romanının bilgisayar oyun haklarını yeni satmıştır ve evine, oğlu Johnny’nin yanına gelmek istemektedir. Ancak konuştuğu eşinin cevabından hemen önce hat kopar. Bilinmeyen bir frekans GSM şebekelerinde dolaşmaya başlar ve bu cep telefonu kullananlarda ölümcül bir öfke oluşmasına neden olur.
Mike ve Dave: Ah Bir Sevgili Yapsak
Jake Szymanski’nin yönettiği ve Zac Efron, Anna Kendrick, Adam Devine ile Aubrey Plaza’nın oynadığı Mike ve Dave: Ah Bir Sevgili Yapsak (Mike and Dave: Need Wedding Dates), The Moments Entertainment tarafından vizyona çıkarıldı.
Hayatları partiyle geçen iki kardeş Mike ve Dave, kız kardeşlerinin Hawaii’deki düğünlerine katılacakları eşlerini bulmak için internete ilan verirler. Bu durumdan kolayca sıyrılmayı bekleyen kardeşler, kendilerini bir anda bir ikilinin ellerinde bulurlar. Mike ve Dave Stangle, genç, maceracı, eğlence düşkünü ve bazılarına göre uygunsuzlardır.
Denizdeki Ateş
Gianfranco Rosi’nin yönettiği belgesel film Denizdeki Ateş (Fuocoammare – Fire at Sea), Filmartı Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Film, Kuzey Afrikalı mültecilerin Avrupa´ya giriş noktası olan, İtalyan adası Lampedusa´da geçiyor. Rosi, adanın çeşitli sakinlerinin hayatını takip ediyor: Bir balıkçı ailesi, bir radyo DJ´i, adada göçmenlerle ilgilenen tek doktor ve büyükannesi ve amcası ile yaşayan 12 yaşındaki Samuele. Bir anlamda filmin yıldızı olan Samuele´nin göz hastalığı, sapanla oynadığı oyunlar, hatta onunla ilgili hemen her şey Avrupa´nın göçmen sorununa yaklaşımıyla ilgili bir metafora dönüşüyor.
MURAT TOLGA ŞEN –
CİNERADAR köşesi sinema eleştirmeni Murat Tolga Şen tarafından hazırlanmaktadır. Filmlere ait künye bilgileri sadibey.com sitesinden alınmıştır.
Tarzan filmlerini kimler sever? Bana sorsalar; “her yaştan erkek çocukları” der geçerim ancak filmin kırmaya çalıştığı şeylerden biri de bu, o yüzden beyazperdede gördüğümüz en kaslı, seksi ve kadınına düşkün Tarzan temsiliyle karşı karşıyayız. Louis’in Superman’i neyse buradaki Tarzan da o! Jane’i canlandıran Margot Robbie’ye “bu rahatlık nereden geliyor?” diye sormayın bile, kurtarılacağının o kadar farkında ki! Kadınlar böyle erkekler istiyor sanırım; soylu, zengin, kaslı, güçlü ve kadını için her mücadeleye girmeye hazır. Hollywood’dan öğreneceğimiz çok şey var! Öte yandan güzelim Margot Robbie en masum ve sıkıcı hallerinde, hiçbir anında dişi değil. Kadın seyirci Tarzan’dan gözünü alamazken biz “CGI gorilleri ne de güzel yapmışlar” demekle yetiniyoruz.
Dilerseniz, bu hafta gösterime girecek diğer filmlere de kısa bir bakış atalım. İşte kararınızı vermeniz için haftanın tüm filmleri… Bir bakın sonra da hangisini severseniz ona bilet alın. İyi seyirler…
Tarzan Efsanesi
David Yates’in yönettiği ve Alexander Skarsgard, Samuel L. Jackson, Margot Robbie ile Djimon Hounsou’nun oynadığı Tarzan Efsanesi (The Legend of Tarzan), Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
Tarzan olarak bilinen Lord Greystoke, yıllar once Afrika ormanlarını, karısı Jane ile birlikte arkasında bırakmıştır. Şimdi ise parlementonun ticari hükümet temsilciğini yapması için Congo’ya tekrar davet edilir. Ancak, Kaptan Leom Rom’un tezgâhladığı aç gözlülük oyununda piyon olduğundan bihaberdir. Fakat bu öldürücü komplonun arkasında olanların nasıl bir savaşı başlattıkları hakkında hiçbir fikirleri yoktur.
Frekans
Tod Kip Williams’nin yönettiği ve John Cusack, Samuel L. Jackson, Isabelle Fuhrman ile Stacey Keach’in oynadığı Frekans (Cell), Mir Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Clay Riddell, yaşamlarıyla ilgili iyi haberler vermek için, arasının açık olduğu eşi Sharon’ı, Boston’daki Havalanı’ndan arar. Yazdığı romanının bilgisayar oyun haklarını yeni satmıştır ve evine, oğlu Johnny’nin yanına gelmek istemektedir. Ancak konuştuğu eşinin cevabından hemen önce hat kopar. Bilinmeyen bir frekans GSM şebekelerinde dolaşmaya başlar ve bu cep telefonu kullananlarda ölümcül bir öfke oluşmasına neden olur.
Mike ve Dave: Ah Bir Sevgili Yapsak
Jake Szymanski’nin yönettiği ve Zac Efron, Anna Kendrick, Adam Devine ile Aubrey Plaza’nın oynadığı Mike ve Dave: Ah Bir Sevgili Yapsak (Mike and Dave: Need Wedding Dates), The Moments Entertainment tarafından vizyona çıkarıldı.
Hayatları partiyle geçen iki kardeş Mike ve Dave, kız kardeşlerinin Hawaii’deki düğünlerine katılacakları eşlerini bulmak için internete ilan verirler. Bu durumdan kolayca sıyrılmayı bekleyen kardeşler, kendilerini bir anda bir ikilinin ellerinde bulurlar. Mike ve Dave Stangle, genç, maceracı, eğlence düşkünü ve bazılarına göre uygunsuzlardır.
Denizdeki Ateş
Gianfranco Rosi’nin yönettiği belgesel film Denizdeki Ateş (Fuocoammare – Fire at Sea), Filmartı Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Film, Kuzey Afrikalı mültecilerin Avrupa´ya giriş noktası olan, İtalyan adası Lampedusa´da geçiyor. Rosi, adanın çeşitli sakinlerinin hayatını takip ediyor: Bir balıkçı ailesi, bir radyo DJ´i, adada göçmenlerle ilgilenen tek doktor ve büyükannesi ve amcası ile yaşayan 12 yaşındaki Samuele. Bir anlamda filmin yıldızı olan Samuele´nin göz hastalığı, sapanla oynadığı oyunlar, hatta onunla ilgili hemen her şey Avrupa´nın göçmen sorununa yaklaşımıyla ilgili bir metafora dönüşüyor.
MURAT TOLGA ŞEN –
CİNERADAR köşesi sinema eleştirmeni Murat Tolga Şen tarafından hazırlanmaktadır. Filmlere ait künye bilgileri sadibey.com sitesinden alınmıştır.