Kadın yazarlardan Erdoğan'a 'Özür dile' çağrısı!
Kadın yazarlar, Erdoğan’ın gazeteci Amberin Zaman’a yönelik ‘edepsiz kadın’ sözleri üzerine, Erdoğan’a özür dileme çağrısında bulundu.
Kadın yazarlar, cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ın gazeteci Amberin Zaman’a yönelik “edepsiz kadın” sözleri üzerine, Erdoğan’a özür dileme çağrısı yaptı. Kadın yazarlar, “Siyasi iktidar, kendisi gibi düşünmeyen, yaşamayan herkese yaptığı bu saldırılar, hakaret ve tehditler ile kışkırttığı kitleler ya da kişiler tarafından işlenen ve işlenecek tüm suçlardan birebir sorumludur” uyarısı yaptı.
Eşitlik İzleme Kadın Grubu (EŞİTİZ) tarafından yapılan yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası boyunca Erdoğan’ın ırkçı, mezhepçi ve cinsiyetçi söylemleriyle Türkiye’deki çeşitli kesimlere hakaret etmekten ve onları hedef göstermekten çekinmediği anımsatıldı. Açıklamada, “Yeni olmayan bu saldırılar, artık sistematik bir hal almıştır. ‘Çok affedersiniz, daha da çirkini, bana Ermeni dediler’, ‘Alevi olduğunu açıkla’, ‘Kendisi Zaza’ gibi söylemler ve İsrail’in Gazze saldırısını kınama adı altında yapılan antisemitizm ile ülkede yaşayan çeşitli halklar, inançlar ve kişiler mitinglerde yuhalatılmaktadır” denilerek saldırılanlar arasında kadın örgütlerinin de bulunduğu anımsatıldı. Açıklamada özetle şu ifadelere yer verildi:
‘Her gün kadın öldürülüyor’
“Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, topluluk içinde kahkaha atması, cep telefonu ve otomobil kullanması da içinde olmak üzere kadınların tüm davranışlarının, ‘iffet, haya, edep’ kavramları üzerinden kontrol edilmesi çağrısı ile Başbakan’ın Amberin Zaman’a saldırısı aynı zamana denk gelmiştir. Her gün beş kadının sudan bahanelerle öldürüldüğü bu ülkede siyasi iktidar bu cinayetleri önlemek için etkili tek bir adım atmamaktadır. Tam tersine,‘namus’, ‘ahlak’, ‘edep’ gibi kavramlar; kürtaj ve boşanma karşıtı politikalar ile kadınlar üzerindeki baskıları her geçen gün artırmaktadır. Yalnızca mesleğini yaptığı için, bir kadın gazetecinin ‘edepsiz’ olarak kitleler önünde hedef gösterilmesi, cinsiyetçi politikaların son halkası olmuştur. Bu saldırı aynı zamanda, satınalma, sansür ve otosansür ile susturulmuş olan medyada kalan son eleştirel sesleri de susturma ve yıldırma çabasıdır. Siyasi iktidar, dünyada eşi zor bulunur bir yasal ‘dokunulmazlık’ zırhı kuşandığı ve yargıyı da kendisine bağladığı için her türlü suçu işlemekte ve hiçbir hukuki yaptırımla karşılaşmamaktadır. Siyasi iktidar, kendisi gibi düşünmeyen, yaşamayan herkese yaptığı bu saldırılar, hakaret ve tehditlerle kışkırttığı kitleler ya da kişiler tarafından işlenen ve işlenecek tüm suçlardan birebir sorumludur. Bu sürecin baş mimarı olan Erdoğan’ı, toplumu kutuplaştırıcı, muhaliflerini ötekileştirici politikalarına derhal son vermeye çağırıyoruz.”
Eşitlik İzleme Kadın Grubu (EŞİTİZ) tarafından yapılan yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası boyunca Erdoğan’ın ırkçı, mezhepçi ve cinsiyetçi söylemleriyle Türkiye’deki çeşitli kesimlere hakaret etmekten ve onları hedef göstermekten çekinmediği anımsatıldı. Açıklamada, “Yeni olmayan bu saldırılar, artık sistematik bir hal almıştır. ‘Çok affedersiniz, daha da çirkini, bana Ermeni dediler’, ‘Alevi olduğunu açıkla’, ‘Kendisi Zaza’ gibi söylemler ve İsrail’in Gazze saldırısını kınama adı altında yapılan antisemitizm ile ülkede yaşayan çeşitli halklar, inançlar ve kişiler mitinglerde yuhalatılmaktadır” denilerek saldırılanlar arasında kadın örgütlerinin de bulunduğu anımsatıldı. Açıklamada özetle şu ifadelere yer verildi:
‘Her gün kadın öldürülüyor’
“Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, topluluk içinde kahkaha atması, cep telefonu ve otomobil kullanması da içinde olmak üzere kadınların tüm davranışlarının, ‘iffet, haya, edep’ kavramları üzerinden kontrol edilmesi çağrısı ile Başbakan’ın Amberin Zaman’a saldırısı aynı zamana denk gelmiştir. Her gün beş kadının sudan bahanelerle öldürüldüğü bu ülkede siyasi iktidar bu cinayetleri önlemek için etkili tek bir adım atmamaktadır. Tam tersine,‘namus’, ‘ahlak’, ‘edep’ gibi kavramlar; kürtaj ve boşanma karşıtı politikalar ile kadınlar üzerindeki baskıları her geçen gün artırmaktadır. Yalnızca mesleğini yaptığı için, bir kadın gazetecinin ‘edepsiz’ olarak kitleler önünde hedef gösterilmesi, cinsiyetçi politikaların son halkası olmuştur. Bu saldırı aynı zamanda, satınalma, sansür ve otosansür ile susturulmuş olan medyada kalan son eleştirel sesleri de susturma ve yıldırma çabasıdır. Siyasi iktidar, dünyada eşi zor bulunur bir yasal ‘dokunulmazlık’ zırhı kuşandığı ve yargıyı da kendisine bağladığı için her türlü suçu işlemekte ve hiçbir hukuki yaptırımla karşılaşmamaktadır. Siyasi iktidar, kendisi gibi düşünmeyen, yaşamayan herkese yaptığı bu saldırılar, hakaret ve tehditlerle kışkırttığı kitleler ya da kişiler tarafından işlenen ve işlenecek tüm suçlardan birebir sorumludur. Bu sürecin baş mimarı olan Erdoğan’ı, toplumu kutuplaştırıcı, muhaliflerini ötekileştirici politikalarına derhal son vermeye çağırıyoruz.”