Jerusalem Post yazarı: İsrail'le anlaşma Erdoğan için zafer!
İsrail'de yayınlanan Jerusalem Post gazetesi yazarı Ariel Ben Solomon, iki ülke arasında dün gerçekleşen anlaşmayı yorumladı.
İsrail'de yayınlanan Jerusalem Post gazetesi yazarı Ariel Ben Solomon, Türkiye'yle varılan anlaşmada kazananların Türkiye ve Hamas olduğunu söyledi ve anlaşmayı "Erdoğan için zafer" diye tanımladı.
Sağ çizgide yayın yapan gazetenin yazarı "İsrail doğrudan ülkeyi hedef alan terör saldırılarına karışmadığı, siyasi ve sözde şiddet içermeyecek faaliyetlerde bulunduğu sürece Hamas'ın Türkiye'deki varlığını kabul etti gibi görünüyor" diyor ve şöyle devam ediyor;
"Ancak 'siyasi' bir Hamas'ın İsrail'le diplomatik ilişkileri olan bir ülkedeki varlığının kabul edilmesi, İsrail'in yıllardır bu terör örgütünü El Kaide ve IŞİD gibi Sünni örgütlerle bir kılmaya çalışan halkla ilişkiler faaliyetlerinin altını oyuyor. Başbakan Binyamin Netanyahu Hamas'ı 2014'teki BM konuşmasında IŞİD'le bir tutmuş ve 'bazı ülkelerin IŞİD ve Hamas'ın aynı zehirli ağacın dalları olduğunu anlamadıkları apaçık ortada' demişti"
İsrail neden Hamas'a izin veriyor?
"Hamas IŞİD'le aynıysa, İsrail doğrudan terör bağlantılı olmasa da ilişkilerini normalleştirmek istediği bir ülkede neden faaliyetlerine izin veriyor?" diye soran Ariel Ben Solomon, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'le anlaşmayı görüşmek için İstanbul'da Hamas lideri Halid Meşal'le görüştüğünü vurgulayor ve "İsrail ya da bir başka Batılı ülke, diplomatik ilişkileri olan dost bir ülkenin IŞİD lideri Ebubekir El Bağdadi'yle buluşmasına izin verir miydi?" diye de ekliyor.
Solomon Washington'daki Demokrasilerin Savunması adlı düşünce kuruluşundan araştırmacı Jonathan Schanzer'in de anlaşmayı "hiçbir şey gerçekten değişmeyeceği için statüko kazandı" diye yorumladığını anlatıyor.
"Erdoğan için zafer"
"Hamas'ın Türk topraklarından askeri faaliyetlerde bulunamaması dışında, her şey aynı kalıyor: Hamas Türkiye'deki karargâhını koruyor, Türkiye Hamas yönetimindeki Gazze'ye yardıma devam ediyor ve İsrail bunu kolaylaştırıyor" diyen Solomon, İsrail'in Mavi Marmara baskınında ölenlerin ailelerine milyonlarca dolar tazminat karşılığında, askerlerine karşı açılan davalardan vazgeçilmesini elde ettiğini söylüyor ve Schanzer'in "anlaşma bunun dışında Erdoğan için bir zafer" dediğini yazıyor.
Yazıda görüşlerine yer verdiği Hürriyet Daily News ve Şalom gazetesi yazarlarından Selin Nasi'nin "Türkiye, Gazze'ye uygulanan ablukanın tam olarak kaldırılmasını değil de hafifletilmesini kabul ettiyse, Erdoğan'ın muhafazakar seçmenleri nezdinde siyasi bir bedeli olabilir" dediğini aktaran Solomon şöyle devam ediyor;
"Erdoğan'la ilişkiler normalleşmez"
"İsrail'e karşı geçmişte çok sert karşı çıkan Erdoğan rahatsız bir konumda. Ancak Suriye'de ve Irak'taki savaşlar ve içerideki Kürt isyanı, aynı zamanda Rusya ve Ortadoğu'daki birçok komşusuyla ilişkileri korkunç hale gelirken bir şeyler yapma gereği hissetti"
David Schanzer'in ayrıca "Erdoğan'la ilişkileri gerçekten normalleştirmenin bir yolu yok. Türkiye, Hamas'la ve diğer İsrail karşıtı örgütlerle yakın bağları olan İslamcıların yönettiği bir ülke olarak kaldığı sürece bu imkânsız." dediğini belirten Solomon "Belki de bu anlaşma en iyi şekilde 'kamuoyu önünde açıkça kavga etmeyi durdurmak ve bu sırada her konuda görüş ayrılığının sürmesi olarak tanımlanabilir" ifadelerini kullanıyor.
Sağ çizgide yayın yapan gazetenin yazarı "İsrail doğrudan ülkeyi hedef alan terör saldırılarına karışmadığı, siyasi ve sözde şiddet içermeyecek faaliyetlerde bulunduğu sürece Hamas'ın Türkiye'deki varlığını kabul etti gibi görünüyor" diyor ve şöyle devam ediyor;
"Ancak 'siyasi' bir Hamas'ın İsrail'le diplomatik ilişkileri olan bir ülkedeki varlığının kabul edilmesi, İsrail'in yıllardır bu terör örgütünü El Kaide ve IŞİD gibi Sünni örgütlerle bir kılmaya çalışan halkla ilişkiler faaliyetlerinin altını oyuyor. Başbakan Binyamin Netanyahu Hamas'ı 2014'teki BM konuşmasında IŞİD'le bir tutmuş ve 'bazı ülkelerin IŞİD ve Hamas'ın aynı zehirli ağacın dalları olduğunu anlamadıkları apaçık ortada' demişti"
İsrail neden Hamas'a izin veriyor?
"Hamas IŞİD'le aynıysa, İsrail doğrudan terör bağlantılı olmasa da ilişkilerini normalleştirmek istediği bir ülkede neden faaliyetlerine izin veriyor?" diye soran Ariel Ben Solomon, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'le anlaşmayı görüşmek için İstanbul'da Hamas lideri Halid Meşal'le görüştüğünü vurgulayor ve "İsrail ya da bir başka Batılı ülke, diplomatik ilişkileri olan dost bir ülkenin IŞİD lideri Ebubekir El Bağdadi'yle buluşmasına izin verir miydi?" diye de ekliyor.
Solomon Washington'daki Demokrasilerin Savunması adlı düşünce kuruluşundan araştırmacı Jonathan Schanzer'in de anlaşmayı "hiçbir şey gerçekten değişmeyeceği için statüko kazandı" diye yorumladığını anlatıyor.
"Erdoğan için zafer"
"Hamas'ın Türk topraklarından askeri faaliyetlerde bulunamaması dışında, her şey aynı kalıyor: Hamas Türkiye'deki karargâhını koruyor, Türkiye Hamas yönetimindeki Gazze'ye yardıma devam ediyor ve İsrail bunu kolaylaştırıyor" diyen Solomon, İsrail'in Mavi Marmara baskınında ölenlerin ailelerine milyonlarca dolar tazminat karşılığında, askerlerine karşı açılan davalardan vazgeçilmesini elde ettiğini söylüyor ve Schanzer'in "anlaşma bunun dışında Erdoğan için bir zafer" dediğini yazıyor.
Yazıda görüşlerine yer verdiği Hürriyet Daily News ve Şalom gazetesi yazarlarından Selin Nasi'nin "Türkiye, Gazze'ye uygulanan ablukanın tam olarak kaldırılmasını değil de hafifletilmesini kabul ettiyse, Erdoğan'ın muhafazakar seçmenleri nezdinde siyasi bir bedeli olabilir" dediğini aktaran Solomon şöyle devam ediyor;
"Erdoğan'la ilişkiler normalleşmez"
"İsrail'e karşı geçmişte çok sert karşı çıkan Erdoğan rahatsız bir konumda. Ancak Suriye'de ve Irak'taki savaşlar ve içerideki Kürt isyanı, aynı zamanda Rusya ve Ortadoğu'daki birçok komşusuyla ilişkileri korkunç hale gelirken bir şeyler yapma gereği hissetti"
David Schanzer'in ayrıca "Erdoğan'la ilişkileri gerçekten normalleştirmenin bir yolu yok. Türkiye, Hamas'la ve diğer İsrail karşıtı örgütlerle yakın bağları olan İslamcıların yönettiği bir ülke olarak kaldığı sürece bu imkânsız." dediğini belirten Solomon "Belki de bu anlaşma en iyi şekilde 'kamuoyu önünde açıkça kavga etmeyi durdurmak ve bu sırada her konuda görüş ayrılığının sürmesi olarak tanımlanabilir" ifadelerini kullanıyor.