'JAY LENO TÜRKİYE'DE OLSA KENDİNİ İDAM MANGASININ ÖNÜNDE BULURDU'
Washington Times gazetesince yayımlanan bir makalede Türkiye'de gazetecilik “ateşle oynama”ya benzetildi.
Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tahliyeleri ve Türkiye’de tutuklu gazeteciler sorunu, yabancı medyada yer almaya devam ediyor.
Washington Times gazetesince yayımlanan bir makalede Türkiye’de gazetecilik “ateşle oynama”ya benzetildi. Makalede “ABD yönetimine acımasızca hücum eden, Jay Leno gibi komedyenler, kuşkusuz ki sanatlarını Türkiye’de yapmış olsa, kendilerini bir idam mangası önünde bulurlardı” gibi sözler öne sürüldü.
Washington Times gazetesi, yazar Lüke Montgomery imzasını taşıyan “Ateşle Oynamak. Türkiye’de gazetecilik” başlıklı bir makale yayımladı. Şener ve Şık’ın aralarında bulunduğu dört gazetecinin tahliyesine dikkat çeken Montgomery, serbest kalan gazeteciler için “Suçları? Yazmaktır. Hayır, bekle. Saçmaladım (….) Suçları, rejime karşı yazmaktır” ifadelerini kullandı.
Bunun ardından “Türkiye’de midir? Bir hata olmalı. Aynı ülkeden mi söz ediyoruz? Ortadoğu’nun favori yükselen piyasası? AB’ye aday ülke mi?” gibi sorular sıraladıktan sonra “Maalesef, evet” yanıtını veren Montgomery, “Türkiye, muhalif oldukları için gazetecileri cezaevine gönderiyor” diye yazdı.
Makalede Türkiye’de “Laikler ile İslamiler arasındaki güç mücadelesinin yeni bir şey olmadığı” savunulduktan sonra “Şimdi ise fark, İslamilerin onlarca yıl başta polis olmak üzere devlet kurumlarına sızmalarının ve Batılı demokrasilerin cömert yardımlarının sayesinde hakimiyeti elde etmiş olmalarıdır” görüşü öne sürüldü.
“Batı, sivil işlere ordunun karışmamasında ısrar ederek, başta AB’ye katılım sürecinin yoluyla Türk ordusunu devre dışı bırakarak ülke çapında uzun bir süre ‘laik’ rejim tarafından baskılanan dini unsurları cesaretlendirdi. Bu, ‘halkın iradesi’ne tüm kısıtlamaların ortadan kalktığı ve askeri gücün azaltıldığı için normal olarak kutlanması gereken bir durum olurdu” ifadelerine yer verilen makale “Ancak problem, Erdoğan’ın, dini özgürlüğü kısıtladığı için eleştirdiği laik ordu kadar baskıcı olduğunu ortaya koymuş olmasıdır” savları da öne sürüldü.
Bu bağlamda gazetecilerin tutuklandığını, karikatürcülere davaların açıldığını belirten Montgomery, Başbakan Erdoğan’ı kastederek “Belli ki Nelson Mandela, onun için rol modeli değil. ABD yönetimine acımasızca hücum eden, Jay Leno gibi komedyenler, kuşkusuz ki sanatlarını Türkiye’de yapmış olsa, kendilerini bir idam mangası önünde bulurlardı” ifadelerini de kullandı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’ne göre, Türkiye’nin basın özgürlüğü sıralamasında 148’inci sırada olduğunu, ancak Pakistan, Afganistan ve Irak gibi ülkelerin birkaç basamak daha yukarıda bulunduğu vurgulandığı makalede “Bu hiçbir modern Türk’ün gurur duyduğu bir şey değildir” denildi.
Washington Times gazetesince yayımlanan bir makalede Türkiye’de gazetecilik “ateşle oynama”ya benzetildi. Makalede “ABD yönetimine acımasızca hücum eden, Jay Leno gibi komedyenler, kuşkusuz ki sanatlarını Türkiye’de yapmış olsa, kendilerini bir idam mangası önünde bulurlardı” gibi sözler öne sürüldü.
Washington Times gazetesi, yazar Lüke Montgomery imzasını taşıyan “Ateşle Oynamak. Türkiye’de gazetecilik” başlıklı bir makale yayımladı. Şener ve Şık’ın aralarında bulunduğu dört gazetecinin tahliyesine dikkat çeken Montgomery, serbest kalan gazeteciler için “Suçları? Yazmaktır. Hayır, bekle. Saçmaladım (….) Suçları, rejime karşı yazmaktır” ifadelerini kullandı.
Bunun ardından “Türkiye’de midir? Bir hata olmalı. Aynı ülkeden mi söz ediyoruz? Ortadoğu’nun favori yükselen piyasası? AB’ye aday ülke mi?” gibi sorular sıraladıktan sonra “Maalesef, evet” yanıtını veren Montgomery, “Türkiye, muhalif oldukları için gazetecileri cezaevine gönderiyor” diye yazdı.
Makalede Türkiye’de “Laikler ile İslamiler arasındaki güç mücadelesinin yeni bir şey olmadığı” savunulduktan sonra “Şimdi ise fark, İslamilerin onlarca yıl başta polis olmak üzere devlet kurumlarına sızmalarının ve Batılı demokrasilerin cömert yardımlarının sayesinde hakimiyeti elde etmiş olmalarıdır” görüşü öne sürüldü.
“Batı, sivil işlere ordunun karışmamasında ısrar ederek, başta AB’ye katılım sürecinin yoluyla Türk ordusunu devre dışı bırakarak ülke çapında uzun bir süre ‘laik’ rejim tarafından baskılanan dini unsurları cesaretlendirdi. Bu, ‘halkın iradesi’ne tüm kısıtlamaların ortadan kalktığı ve askeri gücün azaltıldığı için normal olarak kutlanması gereken bir durum olurdu” ifadelerine yer verilen makale “Ancak problem, Erdoğan’ın, dini özgürlüğü kısıtladığı için eleştirdiği laik ordu kadar baskıcı olduğunu ortaya koymuş olmasıdır” savları da öne sürüldü.
Bu bağlamda gazetecilerin tutuklandığını, karikatürcülere davaların açıldığını belirten Montgomery, Başbakan Erdoğan’ı kastederek “Belli ki Nelson Mandela, onun için rol modeli değil. ABD yönetimine acımasızca hücum eden, Jay Leno gibi komedyenler, kuşkusuz ki sanatlarını Türkiye’de yapmış olsa, kendilerini bir idam mangası önünde bulurlardı” ifadelerini de kullandı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’ne göre, Türkiye’nin basın özgürlüğü sıralamasında 148’inci sırada olduğunu, ancak Pakistan, Afganistan ve Irak gibi ülkelerin birkaç basamak daha yukarıda bulunduğu vurgulandığı makalede “Bu hiçbir modern Türk’ün gurur duyduğu bir şey değildir” denildi.