İYİ Kİ DOĞDUN KARDEŞİM! YILMAZ ÖZDİL NEDİM ŞENER'İN DOĞUM GÜNÜNÜ KUTLADI!
Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, gazeteci Nedim Şener'in doğum gününü kutladı.
İşte Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil’İn o yazısı
Nedimciğim iyi ki doğdun kardeşim
Dün, 28 Kasım’dı. Değerli arkadaşım...
Nedim’in doğum günü.
*
1966’da işçi ailesinin evladı olarak gurbette, Almanya’da dünyaya geldi. Bolu Mengen’de, anadan-babadan uzak, anneannesinin yanında büyüdü, okumak için İstanbul’a teyzesinin yanına geldi. Hep tek başınaydı. Taa ki Vecide’yle tanışana kadar... Evlendi, baba oldu.
*
Kızına, eşinin ismini koymak istedi. Vecide ise, ender görülen, söylemesi hayli güç isminden çok çekmişti; Vecihe, Macide gibi isimlerle karıştırılıyordu, kızımızın ismini Defne koyalım dedi. Nedim öyle düşünmüyordu... Hayatını anlamlı kılan Vecide sayısını arttırmak istiyordu. Eşinin de gönlünü kırmadı, kızına Vecide Defne ismini koydu.
*
Dünya bi yana...
Vecideler bi yanaydı.
İşiyle evi arasındaki raylarda yaşayan, tren gibi adamdı... Tek istasyonu yuvasıydı. Kendi çocukluğunda hasret yaşayan, kendi çocuğuna asla hasret yaşatmak istemeyen bi babaydı.
*
Gel gör ki, 19 Eylül.
Kızının doğum günü.
İlk kez ayrıydı.
Anne Vecide, her gün olduğu gibi, okula gitti, minik Vecide’yi aldı, evine döndü ki, sürpriz... Nedimciğim, kendisini ziyarete gelen arkadaşlarıyla çoktan doğum günü partisi organize etmişti. Çikolatalı pasta, üstünde not, “seni seviyorum kızım, nice senelere...”
*
Dilek tuttu Vecide.
Üfledi mumlarını.
İlk kez yanında olamayan babasının hediyesi bebeğe sarılarak uyuyor her gece.
*
10 Ekim...
Evlilik yıldönümü.
Gene ilk kez ayrıydılar.
Eşi Vecide açık görüşe gitti, karşılıklı oturdular, merhaba’dan bile önce, Nedim elini cebine attı, kırmızı bi kutucuk çıkardı, ki, sürpriz... “Nice senelere aşkım” dedi, minicik tek taş yüzüktü.
*
Çünkü...
Avukatlarından rica etmiş, avukatlar Vecide’ye sezdirmeden enişteye telefon etmiş, enişte siparişi almış, Vecide’ye çaktırmadan babasına vermiş, kayınpeder o günkü açık görüşe katılmak için illa ısrarcı olmuş, kızıyla beraber Silivri’ye gelmiş, beklerlerken, kayınpeder bi ara gözden kaybolup, cezaevi görevlileriyle konuşmuş, kutucuğu aktarmış, vicdan sahibi görevliler de açık görüşe çıkmadan önce emaneti Nedim’e teslim etmişti.
*
Kızına, eşine, sevgili...
Organize suç işlemişti!
*
Ve dün.
Gene ilk’ti, gene ilk kez ayrıydılar.
*
İşe geliyorum, Radyo D açık, Hakan Gündüz’ü dinliyorum. Pat diye minik bi kız aradı, ben Vecide dedi, babamın doğum günü, şarkı göndermek istiyorum. Hangisi? Nedim’in dinleme imkânı oldu mu bilmiyorum ama, Sezen Aksu’dan şunu hediye etti 8 yaşındaki Vecide...
*
Oooo yandık desene
Tam topun ağzına...
Durduk desene
Nedimciğim iyi ki doğdun kardeşim
Dün, 28 Kasım’dı. Değerli arkadaşım...
Nedim’in doğum günü.
*
1966’da işçi ailesinin evladı olarak gurbette, Almanya’da dünyaya geldi. Bolu Mengen’de, anadan-babadan uzak, anneannesinin yanında büyüdü, okumak için İstanbul’a teyzesinin yanına geldi. Hep tek başınaydı. Taa ki Vecide’yle tanışana kadar... Evlendi, baba oldu.
*
Kızına, eşinin ismini koymak istedi. Vecide ise, ender görülen, söylemesi hayli güç isminden çok çekmişti; Vecihe, Macide gibi isimlerle karıştırılıyordu, kızımızın ismini Defne koyalım dedi. Nedim öyle düşünmüyordu... Hayatını anlamlı kılan Vecide sayısını arttırmak istiyordu. Eşinin de gönlünü kırmadı, kızına Vecide Defne ismini koydu.
*
Dünya bi yana...
Vecideler bi yanaydı.
İşiyle evi arasındaki raylarda yaşayan, tren gibi adamdı... Tek istasyonu yuvasıydı. Kendi çocukluğunda hasret yaşayan, kendi çocuğuna asla hasret yaşatmak istemeyen bi babaydı.
*
Gel gör ki, 19 Eylül.
Kızının doğum günü.
İlk kez ayrıydı.
Anne Vecide, her gün olduğu gibi, okula gitti, minik Vecide’yi aldı, evine döndü ki, sürpriz... Nedimciğim, kendisini ziyarete gelen arkadaşlarıyla çoktan doğum günü partisi organize etmişti. Çikolatalı pasta, üstünde not, “seni seviyorum kızım, nice senelere...”
*
Dilek tuttu Vecide.
Üfledi mumlarını.
İlk kez yanında olamayan babasının hediyesi bebeğe sarılarak uyuyor her gece.
*
10 Ekim...
Evlilik yıldönümü.
Gene ilk kez ayrıydılar.
Eşi Vecide açık görüşe gitti, karşılıklı oturdular, merhaba’dan bile önce, Nedim elini cebine attı, kırmızı bi kutucuk çıkardı, ki, sürpriz... “Nice senelere aşkım” dedi, minicik tek taş yüzüktü.
*
Çünkü...
Avukatlarından rica etmiş, avukatlar Vecide’ye sezdirmeden enişteye telefon etmiş, enişte siparişi almış, Vecide’ye çaktırmadan babasına vermiş, kayınpeder o günkü açık görüşe katılmak için illa ısrarcı olmuş, kızıyla beraber Silivri’ye gelmiş, beklerlerken, kayınpeder bi ara gözden kaybolup, cezaevi görevlileriyle konuşmuş, kutucuğu aktarmış, vicdan sahibi görevliler de açık görüşe çıkmadan önce emaneti Nedim’e teslim etmişti.
*
Kızına, eşine, sevgili...
Organize suç işlemişti!
*
Ve dün.
Gene ilk’ti, gene ilk kez ayrıydılar.
*
İşe geliyorum, Radyo D açık, Hakan Gündüz’ü dinliyorum. Pat diye minik bi kız aradı, ben Vecide dedi, babamın doğum günü, şarkı göndermek istiyorum. Hangisi? Nedim’in dinleme imkânı oldu mu bilmiyorum ama, Sezen Aksu’dan şunu hediye etti 8 yaşındaki Vecide...
*
Oooo yandık desene
Tam topun ağzına...
Durduk desene