İYİ GAZETECİLİK 29. DEFA ÖDÜLLENDİRİLDİ!

Türkiye'nin en önemli meslek olaylarından Abdi İpekçi Yılın Gazetecilik Ödülleri'nde Nedim Şener ve Ahmet Şık da hatırlandı

2010 Milliyet Abdi İpekçi Yılın Gazetecilik Ödülleri dün akşam Milliyet binasında düzenlenen bir törenle sahiplerini buldu. Ödül törenine İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, DK Gazetecilik Yayıncılık Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Demirören, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tayfun Devecioğlu, Vatan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Yuvacan’ın yanı sıra Milliyet ve Vatan gazetesi yazarları da katıldı.

‘Saygıyla anıyorum’
Törende “AİHM’de Vahim Savunma” başlıklı haberiyle gazetecilik ödülünü alan Vatan gazetesi yargı muhabiri Kemal Göktaş, “ODTÜ’de Protesto” başlıklı fotoğrafı ile fotoğraf dalında ödüle layık görülen Ümit Bektaş ve Örsan Öymen İnceleme Ödülü’nü kazanan Yrd. Doç Dr. Sezer Ayan’a ödüllerini Vali Hüseyin Avni Mutlu ve Erdoğan Demirören verdi.
Annesinin rahatsızlığı nedeniyle törene katılamayan Ümit Bektaş’ın “ODTÜ’de Protesto” başlıklı fotoğrafıyla aldığı ödülünü, Reuters Fotoğraf Şefi Murad Sezer aldı.
21. Örsan Öymen İnceleme Ödülü sahibi Yrd. Doç. Dr. Sezer Ayan, “Örsan Öymen adına düzenlenmiş bir ödüle kitabımın layık görülmesi beni çok mutlu etti. Kendisini büyük saygıyla anıyorum” dedi.

MUTLU: Bu meslek sevilmeden yapılmaz
Törende konuşan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Abdi İpekçi ve Örsan Öymen’i minnet ve rahmetle andığını belirterek “Milliyet gazetemizi yürekten kutlamak istiyorum. Gazetecilik gerçekten zor meslek. Her gün taze kalmak zor. Her meslek sevilerek yapıldığı takdirde mükemmeleşiyor ama gazetecilik mesleği sevilmeden yapılmayacak mesleklerden bir tanesi” diye konuştu.

Erdoğan Demirören: Heyecanınızı kaybetmeyin
DK Gazetecilik Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Demirören “Çok mutlu bir günde bir araya geldik. Bu güzel başarılarınızı her zaman beklemekteyiz. Biz bize düşeni her zaman yapmaya hazırız. Sizlerden beklediğimiz, heyecanınızı kaybetmemeniz. Yenilikler bulmanız. Değişen dünyaya uymak mecburiyetinde olduğumuzu hepimiz bilmekteyiz” dedi.

‘İnadına daha çok gazetecilik’
Hrant Dink cinayetinde devletin çelişkili tutumunu ortaya koyan “AİHM’de Vahim Savunma” haberi dolayısıyla 29’uncu Abdi İpekçi Gazetecilik Ödülü’ne haber dalında layık görülen Vatan gazetesi yargı muhabiri Kemal Göktaş, meslektaşları Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklu bulunmasının gazetecilik mesleğini mahkum ettiğini söyledi:
“Bir zihniyeti ve Hrant Dink cinayetinde sorgulanan devletin rolünü ortaya koyması bakımından önemli bir haberdi. Her gün basın özgürlüğümüzü sınırlayan yeni bir olayla karşılaşıyoruz. Ahmet ile Nedim 100 günü aşan bir süredir tutuklu ve iddianame bile hazır değil. Haklarındaki suçlama her ne denilirse denilsin sadece ve sadece gazetecilik faaliyeti. Asıl gazetecilik olan muhabirlik gözden düşmeye devam ediyor. Bütün bunlar bize inadına daha fazla gazetecilik yapma çabası veriyor.”

Nedim Şener cezaevinden mektup yolladı
Konuşmasına “Gazetecilik açısından unutulmaz önderimiz Abdi İpekçi ödüllerinin 29’uncusunu bugün vereceğiz. Sevgili meslektaşımız Nedim Şener geçen yıl Abdi İpekçi ödülünün sahibiydi ve bu yıl da seçici kurulda görev aldı. Kendisine bu yılın aday yapıtlarını avukatı aracılığıyla gönderdik” diyerek başlayan Milliyet gazetesi yazarı Nail Güreli, Nedim Şener’in tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden bir mesaj gönderdiğini söyledi. Güreli daha sonra Şener’in mesajını okudu.
Mesajına “Geçen yıl Abdi İpekçi Gazetecilik Ödülü’nü alırken Dink cinayetinin ne pahasına olursa olsun aydınlatılması için ömrümün sonuna kadar uğraşacağım demiştim ve işte şimdi Silivri’deyim” diye başlayan Şener, Dink cinayetiyle ilgili haberler yaparken çok uyarıldığını, tehditler aldığını söyledi. “Ben hayatı pahasına gazetecilik yapan Abdi İpekçi’nin muhabirlerindenim” diyen Şener, Dink cinayetinin özgür gazetecilikle biraz olsun aydınlığa çıktığını belirtti. Şener şunları kaydetti:
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ile haklı mücadelemiz tescil edildi ve devlet ifade özgürlüğüne saygı göstermediği, Hrant Dink cinayetinde hayatını korumadığı ve Dink cinayetinde etkin bir soruşturma yapmayarak hiçbir devlet görevlisini yargı önüne çıkarmadığı için mahkum oldu. Evet, hiçbir polis yargı önüne çıkarılmadı ama ben önce 30 yıl hapisle yargılandım, şimdi de Silivri’deyim. Yaşasın adalet, yaşasın basın özgürlüğü. Hrant Dink için, adalet için.”