İYİ FİLM ALGIMIZ FAŞİST BİR ŞEKİLDE HAPSEDİLDİ!

Yönetmen Onur Ünlü: Türk sinemasını yaşatmak için kimse benim filmimi izlemesin.

Televizyon ekranlarının sevilen dizileri Leyla ile Mecnun, Şubat dizilerinin yönetmeni Onur Ünlü’nün, son sinema filmi Sen Aydınlatırsın Geceyi, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde izleyicilerle buluştu.

Sinema tekeline karşı filmini kendi eliyle bütün Türkiye’yi gezerek gösterme kararı alan Onur Ünlü, film gösterimi sonrası salonu dolduran izleyicilerin sorularını içtenlikle cevapladı.

İşte Onur Ünlü’ye sorulan birkaç soru ve yönetmenin cevapları:

Sen Aydınlatırsın Geceyi filmini neden sinema salonlarında izlemiyoruz?

“Film biletlerini satan bir firma var. Benim filmimi izliyor, kendi isteğine göre mesela 15 salonda göstermeye karar veriyor. O AVM salonlarına seni hapsediyor. Kibre karşı kibir sadaka olduğu için, ben onların bu kibrine karşı kendi filmlerimi kendim gösterme kararı aldım. Para kazanmak gibi bir derdim yok. Filmimi üç haftada 8.000 kişiye izlettim. En ücra yerlere gitmeye kararlıyım. Herhangi bir kazanç elde etmiyorum, tam tersi zarar ettiğim oluyor.

Bir filmin iyi veya kötü olduğuna nasıl karar verilir?

“ İyi film algımız faşist bir şekilde hapsedilmiş durumda. Elitist bir entelijansiya baskısı var. Oturup filminizi izliyorlar ve kendi zevklerine göre bu iyidir, bu kötüdür diyerek kategorize ediyorlar. Ben Rocky filmlerini seviyorum mesela. Müzikte Pagannini dinledikten sonra Demet Akalın dinleyebilirim. Bir Demet Akalın şarkısında da anlamlı bir şey olabilir. Dinlemediğimizde bir hakikati ıskalamış olabiliriz pekala. Ben kendimi Pagannini’den sonra Demek Akalın dinleyecek şekilde yetiştirdim. İzlediğiniz bir filmde ise aslolan duygunun sağlamlığıdır. İzlediğiniz bir filmin bir süre sonra her karesini hatırlamazsınız, ama duygusu sizde kalabilir. Buna göre o film sizin için bir şey ifade eder ya da etmez. Bu kadar.

Filmlerinizin hepsinde insanüstü güçleri olan karakterler kullanarak ne anlatmak istiyorsunuz?
“İnsan olmanın zorluğu duygusundan hareket ediyorum. İnsan olmak çok zor. İster uç, ister kaç, insan olmanın zorluğundan kaçış yok. Ben bir hikâye üzerinden film çekmiyorum. Bir derdim var ve kafamdaki düşünceler bir şekilde onun etrafında birleşiyor. Hikâye yazılan ve okunan bir şeydir. Hikâye anlatmak derdim yok. Hikâye anlatacak gibi kafamdakileri ardı ardına diziyorum sadece. Filmlerimde filmi taşıyacak yan şeylere, estetiğe önem veriyorum. Mesela 105 dakika bu filme bakılmasını sağlamalıyım.“

Filmleriniz sinemamıza geleceğe dair ne katacak?

“Sinemanın geleceği beni zerre ilgilendirmiyor. Ben sadece kendi filmimi yapıyorum. Beni izleyenler film izlemek, kız arkadaşıyla vakit geçirmek gibi şeyler için izlesin. Kimsenin de benim filmlerimi Türk sinemasını yaşatmak için izlemesini istemiyorum.”