İtalyan basınından Can Dündar yorumu: Avrupa'ya bir tokat daha!
Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı davadan dün çıkan karar ve adliye önündeki saldırı girişimi, İtalyan gazetelerinin baş sayfalarında yer aldı.
Türkiye'de siyaset dünyasında yaşananlar, bunların uluslararası politikadaki yansımaları ve basın özgürlüğüyle ilgili endişeler bugünkü İtalyan gazetelerinin ana sayfalarında yer alırken, Başbakan Matteo Renzi de AB-Türkiye arasındaki göçmen anlaşmasıyla ilgili kaygılarını dile getirdi.
Başbakan Renzi, dün Floransa'da AB'nin mevcut durumunun görüşüldüğü "State of the Union" toplantısında yaptığı konuşmada AB-Türkiye göçmen anlaşmasına atıfla "Türkiye'de yaşanmakta olanlar, AB ile Türkiye arasındaki anlaşmaya yeni bir gözle bakmayı gerektiriyor, yeni bir soru işareti yaratıyor. Bu anlaşma tek çözüm olarak kabul edilemez" dedi.
Renzi'nin bu sözleri bugün La Stampa gazetesinin manşetinde "Renzi: Türkiye'ye güvenmiyorum" şeklinde yer aldı.
La Stampa, "Erdoğan'ın gitikçe sertleşen çizgisi karşısında İtalya bu anlaşmanın artık doğru olmadığını düşünüyor" diye yazdı.
'Avrupa'ya bir tokat daha'
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun görevden ayrılacağı açıklaması, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB'ye yönelik "Biz yolumuza, sen yoluna" çıkışı ve gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı davadan dün çıkan karar ve adliye önündeki saldırı girişimi, diğer İtalyan gazetelerinin de baş sayfalarında yer aldı.
Il Sole 24 Ore gazetesi, "Türkiye-AB: Erdoğan'dan 'hayır', "Basın özgürlüğü için kara gün" ve "Avrupa'ya bir tokat daha" başlıklarını kullandı.
Il Manifesto, Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki hapis kararı ve adliye önündeki saldırı yanı sıra, Erdoğan'ın AB'ye tepkisini "Davutoğlu'nu kovmasının ardından Sultan Erdoğan'dan AB'ye: Terörle mücadele yasasını değiştirmeyeceğim" başlığıyla duyurdu.
Il Secolo XIX "Basına karşı Türk öfkesi" başlığının altında, "Renzi: Erdoğan anlaşmalara saygı göstermiyor" diye yazdı.
L'Unita, "Türkiye'de basın özgürlüğü saldırı altında"; Corriere della Sera da "Türkiye: İki gazeteciye saldırı ve hapis" başlıklarıyla Türkiye'de yaşananlara yer verdi.
AB liderlerinden Davutoğlu'na övgü
Öte yandan dün Vatikan'da bir ödül törenine katılan Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, göçmenler konusundaki anlaşmanın müzakerelerinde muhatapları olan Ahmet Davutoğlu'ndan övgüyle söz ederek yeni başbakanla da uyumlu çalışmayı umduklarını söyledi.
Martin Schulz, "Davutoğlu'nun görevden ayrılması sonrası göçmen anlaşması ya da Türkiye'de demokrasi ve istikrar konusunda endişeleriniz var mı?" sorusuna cevap verirken "Bu, Türk hükümetine ve meclisine bağlı" dedi.
Schulz, "Benim için Ahmet Davutoğlu, AB ile Türkiye Cumhuriyeti arasında en güvenilir ve yapıcı muhataplardan biriydi. Kendisi çok zorlu bir müzakereciydi. Detaylara dikkat eden biriydi. Tam mütekabiliyet ve karşılıklı saygı konusunda ısrarcıydı. Ama diğer taraftan da, anlaşmaya vardığımız anda anlaşmaya bağlı olan bir adamdı. Bu yüzden kendisine en yüksek takdirlerimi iletmek istiyorum. Umarım sonraki Türk hükümeti de bu çizgide ilerler" diye devam etti.
Juncker de, "Görevden ayrılmak üzere olan başbakanla iyi ilişkilerimiz vardı, bundan sonraki başbakanla da aynı şekilde iyi ilişkilerimiz olmasını umuyorum. Göçmen anlaşmasını sonuçlandırdık ama vize serbestisi için Türk hükümeti tarafından karşılanması gereken bazı hususlar var, ben bu koşulların yerine getirileceğine inanıyorum" diye konuştu.
Başbakan Renzi, dün Floransa'da AB'nin mevcut durumunun görüşüldüğü "State of the Union" toplantısında yaptığı konuşmada AB-Türkiye göçmen anlaşmasına atıfla "Türkiye'de yaşanmakta olanlar, AB ile Türkiye arasındaki anlaşmaya yeni bir gözle bakmayı gerektiriyor, yeni bir soru işareti yaratıyor. Bu anlaşma tek çözüm olarak kabul edilemez" dedi.
Renzi'nin bu sözleri bugün La Stampa gazetesinin manşetinde "Renzi: Türkiye'ye güvenmiyorum" şeklinde yer aldı.
La Stampa, "Erdoğan'ın gitikçe sertleşen çizgisi karşısında İtalya bu anlaşmanın artık doğru olmadığını düşünüyor" diye yazdı.
'Avrupa'ya bir tokat daha'
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun görevden ayrılacağı açıklaması, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB'ye yönelik "Biz yolumuza, sen yoluna" çıkışı ve gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı davadan dün çıkan karar ve adliye önündeki saldırı girişimi, diğer İtalyan gazetelerinin de baş sayfalarında yer aldı.
Il Sole 24 Ore gazetesi, "Türkiye-AB: Erdoğan'dan 'hayır', "Basın özgürlüğü için kara gün" ve "Avrupa'ya bir tokat daha" başlıklarını kullandı.
Il Manifesto, Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki hapis kararı ve adliye önündeki saldırı yanı sıra, Erdoğan'ın AB'ye tepkisini "Davutoğlu'nu kovmasının ardından Sultan Erdoğan'dan AB'ye: Terörle mücadele yasasını değiştirmeyeceğim" başlığıyla duyurdu.
Il Secolo XIX "Basına karşı Türk öfkesi" başlığının altında, "Renzi: Erdoğan anlaşmalara saygı göstermiyor" diye yazdı.
L'Unita, "Türkiye'de basın özgürlüğü saldırı altında"; Corriere della Sera da "Türkiye: İki gazeteciye saldırı ve hapis" başlıklarıyla Türkiye'de yaşananlara yer verdi.
AB liderlerinden Davutoğlu'na övgü
Öte yandan dün Vatikan'da bir ödül törenine katılan Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, göçmenler konusundaki anlaşmanın müzakerelerinde muhatapları olan Ahmet Davutoğlu'ndan övgüyle söz ederek yeni başbakanla da uyumlu çalışmayı umduklarını söyledi.
Martin Schulz, "Davutoğlu'nun görevden ayrılması sonrası göçmen anlaşması ya da Türkiye'de demokrasi ve istikrar konusunda endişeleriniz var mı?" sorusuna cevap verirken "Bu, Türk hükümetine ve meclisine bağlı" dedi.
Schulz, "Benim için Ahmet Davutoğlu, AB ile Türkiye Cumhuriyeti arasında en güvenilir ve yapıcı muhataplardan biriydi. Kendisi çok zorlu bir müzakereciydi. Detaylara dikkat eden biriydi. Tam mütekabiliyet ve karşılıklı saygı konusunda ısrarcıydı. Ama diğer taraftan da, anlaşmaya vardığımız anda anlaşmaya bağlı olan bir adamdı. Bu yüzden kendisine en yüksek takdirlerimi iletmek istiyorum. Umarım sonraki Türk hükümeti de bu çizgide ilerler" diye devam etti.
Juncker de, "Görevden ayrılmak üzere olan başbakanla iyi ilişkilerimiz vardı, bundan sonraki başbakanla da aynı şekilde iyi ilişkilerimiz olmasını umuyorum. Göçmen anlaşmasını sonuçlandırdık ama vize serbestisi için Türk hükümeti tarafından karşılanması gereken bazı hususlar var, ben bu koşulların yerine getirileceğine inanıyorum" diye konuştu.