İstihbarat başkanından Dink suikastine dair çarpıcı itiraf:Haberim vardı!
Hrant Dink suikasti soruşturması kapsamında ifadesi alınan dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, suikaste ilişkin dikkat çeken bilgiler verdi.
Hrant Dink suikasti soruşturması kapsamında, "Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan tutuklanan dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, "örgüt kurmak" ve "tasarlayarak öldürme" suçlarından yeniden hakim karşısına çıktı. Bu suçlardan dün 9 emniyet görevlisiyle birlikte serbest kalan Akyürek'in ifadesinde suikaste ilişkin dikkat çeken bilgiler verdiği öğrenildi.
Akyürek "Benim Ogün Samast'tan hiçbir şekilde haberim olmadı. Cinayetin Yasin Hayal tarafından işleneceğinden haberim vardı. Haber elemanının cinayete ortak olacağını bilmiyordum. Cinayet büro da bunu bilmiyordu. Cinayet esnasında orada bulunduğu ve cinayete gözcülük yaptığı iddia edilen ve benim elemanlarım olduğu iddia edilen, soruşturma savcısı tarafından da şahsıma gösterilen iki-üç kişinin açığa çıkarılmasını ben de istiyorum" dedi.
"81 İLE GÖNDERDİĞİM, İMZAMI TAŞIYAN YAZI, ALİ FUAT YILMAZER TARAFINDAN HAZIRLANDI"
Akyürek'in ifadesinde, Hrant Dink öldürülmeden önce, Ekim 2006 tarihinde 81 ilin istihbarat birimlerine İstihbarat Başkanı olarak imzasını taşıyan, 'Ermeni vatandaşlarımıza yönelik tepkisel eylemler konusunda muteyakkız bulunulması, gelişmelerin takip edilmesi bu beyanda bilgi verilmesi' hususunun yer aldığı bir yazı gönderdiğini, bu yazının şu an Silivri Cezaevi'nde yatmakta olan C şube müdürü Ali Fuat Yılmazer tarafından hazırlandığını söylediği belirtildi
AKYÜREK: DİNK'İN TEHDİT EDİLDİĞİ İSTANBUL EMNİYETİNİN BİLGİSİ DAHİLİNDEDİR
İfadesinde, 'muhtemel cinayetle' alakalı edindiği istihbari bilgileri yetkili mercilerle paylaştığını belirten Akyürek, Hrant Dink'in İstanbul Valiliği'nde MİT yetkililerince uyarılmasını ve mahkemelerde Dink hakkında açılan davaları hatırlattı. Akyürek, "Yazılı, görsel ve internet medyası üzerinden Hrant Dink'in açık tehditlere maruz kaldığı normal Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gibi İstanbul Emniyetinin de, istihbaratının da bilgisi dahilindedir. Olaydan sonra benim konuya ilişkin bilgim olmadığına ilşkin Celalettin Cerrah'ın ifadesi iftiradır" dedi.
"İSTANBUL'UN TRABZON'A SORMAMASI ANLAŞILMAZ"
Trabzon İstihbarat Şube müdürünün, İstanbul'a "ses getirecek eylem", Ankara İstihbarat Daire Başkanlığı'na da, Hrant Dink'in Yasin Hayal tarafından öldürüleceğini bildirmesinin usule aykırı olmadığını ifade eden Akyürek, "Bu yazıdan silahlı eylemin anlaşılacağı çok açıktır. Anlaşılmayan bir durum varsa, İstanbul'un bu durumu Trabzon'a sormaması...
"CİNAYETİN YASİN HAYAL TARAFINDAN İŞLENECEĞİNDEN BİLGİM VARDI"
Akyürek, "Benim Ogün Samast'tan hiçbir şekilde haberim olmadı. Cinayetin Yasin Hayal tarafından işleneceğinden haberim vardı. Haber elemanının cinayete ortak olacağını bilmiyordum. Cinayet büro da bunu bilmiyordu. Cinayet esnasında orada bulunduğu ve cinayete gözcülük yaptığı iddia edilen ve benim elemanlarım olduğu iddia edilen, soruşturma savcısı tarafından da şahsıma gösterilen iki-üç kişinin açığa çıkarılmasını ben de istiyorum" şeklinde konuştu.
"MÜLAKAT YAPMADAN BİZE GÖNDERİN" DEDİLER
Hakimlikte ifade veren dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı'nın da, "Cinayetten hemen sonra Ogün Samast'ın ilişkide bulunduğu Ahmet İskender, Ersin Yolcu ve Yasin Hayal'i aldık. İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma teşkilatındaki yetkililer 'mülakat yapalım' dediler. MİT personeli de bu mülakatta vardı. Daha sonra Ogün Samast'ı alan İstanbul'a bu şahısları sorduk. Kimliklerini bildirdik. Onlar da hiç mülakat yapmadan bize gönderin dediler. Biz de İstanbul'a gönderdik" diye konuştuğu öğrenildi.
"ERHAN TUNCEL O SAATTEN SONRA BİZİM İÇİN DE ŞÜPHELİ OLDU"
Erhan Tuncel'in isminin ise İstanbul'dan kendilerine geldiğini belirten Sarı, "Zaten son dönemlerde bize konumu ile ilgili yada genel olarak yalan bilgiler veriyordu. Cinayete ilişkin herhangi bir bilgisinin olmadığını söylediği anda ki Ogün Samast ve diğer arkadaşlarının ismi ülke gündemine gelince, onlarla alakasını da bildiğimiz için o saatten sonra bizim içinde şüpheli oldu ve takibe başladık. Hem teknik hem de fiziki olarak takip ediliyordu" dedi.
Hrant Dink suikasti soruşturmasında tutuklama talebiyle sevk edildikleri hakimlikçe serbest bırakılan 9 emniyet görevlisinin ifadelerinde herhangi bir örgütle bağlarının bulunmadığını söyledikleri de öğrenildi.
Akyürek "Benim Ogün Samast'tan hiçbir şekilde haberim olmadı. Cinayetin Yasin Hayal tarafından işleneceğinden haberim vardı. Haber elemanının cinayete ortak olacağını bilmiyordum. Cinayet büro da bunu bilmiyordu. Cinayet esnasında orada bulunduğu ve cinayete gözcülük yaptığı iddia edilen ve benim elemanlarım olduğu iddia edilen, soruşturma savcısı tarafından da şahsıma gösterilen iki-üç kişinin açığa çıkarılmasını ben de istiyorum" dedi.
"81 İLE GÖNDERDİĞİM, İMZAMI TAŞIYAN YAZI, ALİ FUAT YILMAZER TARAFINDAN HAZIRLANDI"
Akyürek'in ifadesinde, Hrant Dink öldürülmeden önce, Ekim 2006 tarihinde 81 ilin istihbarat birimlerine İstihbarat Başkanı olarak imzasını taşıyan, 'Ermeni vatandaşlarımıza yönelik tepkisel eylemler konusunda muteyakkız bulunulması, gelişmelerin takip edilmesi bu beyanda bilgi verilmesi' hususunun yer aldığı bir yazı gönderdiğini, bu yazının şu an Silivri Cezaevi'nde yatmakta olan C şube müdürü Ali Fuat Yılmazer tarafından hazırlandığını söylediği belirtildi
AKYÜREK: DİNK'İN TEHDİT EDİLDİĞİ İSTANBUL EMNİYETİNİN BİLGİSİ DAHİLİNDEDİR
İfadesinde, 'muhtemel cinayetle' alakalı edindiği istihbari bilgileri yetkili mercilerle paylaştığını belirten Akyürek, Hrant Dink'in İstanbul Valiliği'nde MİT yetkililerince uyarılmasını ve mahkemelerde Dink hakkında açılan davaları hatırlattı. Akyürek, "Yazılı, görsel ve internet medyası üzerinden Hrant Dink'in açık tehditlere maruz kaldığı normal Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gibi İstanbul Emniyetinin de, istihbaratının da bilgisi dahilindedir. Olaydan sonra benim konuya ilişkin bilgim olmadığına ilşkin Celalettin Cerrah'ın ifadesi iftiradır" dedi.
"İSTANBUL'UN TRABZON'A SORMAMASI ANLAŞILMAZ"
Trabzon İstihbarat Şube müdürünün, İstanbul'a "ses getirecek eylem", Ankara İstihbarat Daire Başkanlığı'na da, Hrant Dink'in Yasin Hayal tarafından öldürüleceğini bildirmesinin usule aykırı olmadığını ifade eden Akyürek, "Bu yazıdan silahlı eylemin anlaşılacağı çok açıktır. Anlaşılmayan bir durum varsa, İstanbul'un bu durumu Trabzon'a sormaması...
"CİNAYETİN YASİN HAYAL TARAFINDAN İŞLENECEĞİNDEN BİLGİM VARDI"
Akyürek, "Benim Ogün Samast'tan hiçbir şekilde haberim olmadı. Cinayetin Yasin Hayal tarafından işleneceğinden haberim vardı. Haber elemanının cinayete ortak olacağını bilmiyordum. Cinayet büro da bunu bilmiyordu. Cinayet esnasında orada bulunduğu ve cinayete gözcülük yaptığı iddia edilen ve benim elemanlarım olduğu iddia edilen, soruşturma savcısı tarafından da şahsıma gösterilen iki-üç kişinin açığa çıkarılmasını ben de istiyorum" şeklinde konuştu.
"MÜLAKAT YAPMADAN BİZE GÖNDERİN" DEDİLER
Hakimlikte ifade veren dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı'nın da, "Cinayetten hemen sonra Ogün Samast'ın ilişkide bulunduğu Ahmet İskender, Ersin Yolcu ve Yasin Hayal'i aldık. İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma teşkilatındaki yetkililer 'mülakat yapalım' dediler. MİT personeli de bu mülakatta vardı. Daha sonra Ogün Samast'ı alan İstanbul'a bu şahısları sorduk. Kimliklerini bildirdik. Onlar da hiç mülakat yapmadan bize gönderin dediler. Biz de İstanbul'a gönderdik" diye konuştuğu öğrenildi.
"ERHAN TUNCEL O SAATTEN SONRA BİZİM İÇİN DE ŞÜPHELİ OLDU"
Erhan Tuncel'in isminin ise İstanbul'dan kendilerine geldiğini belirten Sarı, "Zaten son dönemlerde bize konumu ile ilgili yada genel olarak yalan bilgiler veriyordu. Cinayete ilişkin herhangi bir bilgisinin olmadığını söylediği anda ki Ogün Samast ve diğer arkadaşlarının ismi ülke gündemine gelince, onlarla alakasını da bildiğimiz için o saatten sonra bizim içinde şüpheli oldu ve takibe başladık. Hem teknik hem de fiziki olarak takip ediliyordu" dedi.
Hrant Dink suikasti soruşturmasında tutuklama talebiyle sevk edildikleri hakimlikçe serbest bırakılan 9 emniyet görevlisinin ifadelerinde herhangi bir örgütle bağlarının bulunmadığını söyledikleri de öğrenildi.