İşte Erdoğan'ın ekonomi karnesi

12. Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ın, başbakanlık döneminde, milli gelir üç kat, ihracat ve döviz rezervimiz 4 kattan fazla arttı.

Faizler yüzde 50’lerden yüzde 10’lara düştü, işsizlik geriledi. Otomobil ve konut sahipliği patlama yaptı. Ancak borçlardaki ve cari açıktaki artışlar da dikkat çekti.

Ak Parti 3 Kasım 2002’de tek başına iktidara geldi. Recep Tayyip Erdoğan 14 Mart 2003’te Başbakanlık koltuğuna oturdu. 10 Ağustos 2014’te 12. Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan, 11 yıl 4 ay 26 gün kesintisiz Başbakanlık yaptı. Bu sürede, Erdoğan’ın da çoğu zaman siyasi tartışmalar nedeniyle gölgede kaldığından yakındığı ‘ekonomi performansı’ genelde iyi bulundu. Makro verilerin yanı sıra vatandaşın hayatında bir çok alanda ekonomideki iyileşmelerin yansıdığı görüldü.

DUBLE YOLLAR DEVREDE

Sağlık sistemi reformu, TOKİ’nin 12 yılda dar gelirli ve yoksullara dönük ürettiği konutlar, kredi faiz ve vadelerindeki iyileşmelerle otomobil ve konut sahibi olmanın kolaylaşması, havayolu taşımacılığındaki devrim, internetin yaygınlaşması, duble yollar, Yüksek Hızlı Tren, Marmaray gibi projeler Erdoğan’ın başbakanlık döneminde yaşanan büyük dönüşümün birkaç ana başlığını oluşturuyor. Ayrıca, üçüncü havalimanı, üçüncü köprü, Körfez geçiş
köprüsü, Boğaz’ın altından araçlar için Avrasya Tüneli ve yeni YHT Hatları inşaatları da devam ediyor.

ÖNEMLİ KAZANIMLAR VAR

Paradan 6 sıfırın atılması, IMF’ye borcun sıfırlanması, savunma sanayiindeki ‘milli’ ibareli tank, helikopter, gemi, ağır ve hafif yerli silahların üretilmesi gibi adımlar Türkiye için önemli kazanımlar oldu. 2008’in sonunda başlayan ve 2009’da derinleşen, halen de en gelişmiş ekonomileri etkisi altında tutan ‘küresel ekonomik krizin’ Türkiye’nin büyüme performansını düşürse de ekonomimizin ‘küresel fırtınaya’ dirençli çıkması önemli bir başarı oldu.

EN İYİ DÖNEMLER ARASINDA YER ALDI

RECEP Tayyip Erdoğan’ın performansı, cumhuriyetin diğer dönemleriyle kıyaslandığında da ‘kuruluş yılları’ özelliği taşıyan Atatürk dönemi hariç, (uzunluğu da dikkate alındığında) en yüksek performanslardan biri. Türkiye, Atatürk döneminde (1923-1938) yıllık yüzde 7.4 büyüme ortalaması yakalamıştı. 1938-1950 arası İsmet İnönü döneminde büyüme oranı yıllık ortalama yüzde 1.2 oldu. 1965-1971 arası 6 yıllık Süleyman Demirel döneminde yüzde 7.3, 10 yıllık Adnan Menderes döneminde yüzde 6.3 büyüyen Türkiye ekonomisi, 1983-1991 ANAP döneminde yüzde 5.1 büyüdü. Ancak bu dönemlerin tamamında ekonomik krizler de yaşandı. Erdoğan’ın ilk dönemi 2002-2006 arası yılda ortalama yüzde 7.2 büyüme yakalandı. 11. Cumhurbaşkanı ‘seçimi krizi’ ve ‘küresel kriz’in etkisiyle 2007-2013 arası ise yılda yüzde 3.4 büyüme oldu.

Borç 372.7 milyar dolar

RECEP Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı dönemindeki ekonomik iyileşmelere karşın yüksek cari açık önemli bir kesim tarafından eleştiri aldı. Türkiye 2013 yılında 65 milyar dolarlık cari açık verdi. 2002’de yüzde -2’lerde olan cari açık 2014’te -7.9’a yükselmiş durumda. Cari açığın yaklaşık 60 milyar dolarlık kısmı enerji ithalatından oluşuyor. Bu nedenle de açığın kapatılması önümüzdeki yıllarda da pek mümkün olmayacak. 2002’de 51.6 milyar dolarlık ithalat yapan Türkiye, 2013’te 245.6 milyar dolarlık ihtahalat gerçekleştirdi. Bu rakamlara göre ithalat 4.7 kat artmış oldu. Türkiye’nin toplam dış borç stokunun arttığı tezi de doğru. Çünkü 2002’de 129.6 milyar dolar olan dış borç stokumuz 2013 sonu itibariyle 372.7 milyar dolara yükseldi. Ancak toplam milli gelirimiz 2002’de sadece 184.8 milyar dolardı. 2013’te bu rakam 800 milyar doları aşmış durumda. Bu nedenle de AB tanımla genel yönetim borç stokunun GSYİH’e oranı 2002’de yüzde 74’tü, 2013’te yüzde 36.3’ya düştü. Bu oranla Türkiye, AB ülkeleri arasında en iyi performansı yakalamış durumda.

(Hürriyet)